Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul’da genç MÜSİAD kongresine katıldı. Başbakan Davutoğlu, Güneydoğu illerinde hendek kazan, barikat kuran gençlere seslendi.
"Gelin buradan hep birlikte tüm gençlerimize bir çağrıda bulunalım: Sizi sokaklara atarak ölüme gönderen kirli zihinlerin oyunlarına gelmeyin. Hayatlarınızı karartarak sizleri dağlara, barikatlara, hendeklere mahkûm etmeye çalışanları dinlemeyin. Sizleri ailenizden, sevdiklerinizden ayırarak, yüreklerinize sevgi yerine nefret tohumları ekenlere fırsat vermeyin. Devleti düşman göstererek, gençlerimizin geleceğini çalanlara bugün gelin hep beraber 'edi bese/yeter artık' diyelim. Hendek kuranlara, tuzak kuranlara, cami yakanlara, pusu kuranlara 'yeter artık' diyelim. Bugün temiz, bembeyaz bir sayfa açalım. Devlet her zaman sizin ve bu ülkenin güzel gençlerinin yanında. Yeter ki atın elinizdeki taşları, sopaları... Ailenizi, yuvanızı, toprağınızı yakmayın, yıkmayın. Kulağınıza fısıldanan yalanlar uğruna geleceğinizi, hayallerinizi bir kenara atmayın. Bu toprağın her karışında sevginin, hoşgörünün, huzurun tesis edilmesi için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz."
Davutoğlu'nun diğer açıklamaları şöyle:
"Özellikle zor günler geçirdiğimiz şu dönemde, sınırlarımızın dört bir yanında, savaşın ve kargaşanın yaşandığı, günahsız çocukların derin sularda hayalleriyle vedalaştığı, eline taş, silah tutuşturulan gençlerimizin, canlarımızın kendi topraklarını bir hiç uğruna yakıp yıkmaları için kandırıldığı şu günlerde kardeş olmaya, örnek olmaya çok ihtiyaç var. Sokakta savaşa itilen çocuklarımızı geri kazanmaya her şeyden çok ihtiyacımız var. Şu anda hayatlarını nasıl kararttıklarını göremeyen gençlerimizin yıkımlarını değil, üretimlerini, yeniden doğuşlarını görmeye çok ihtiyacımız var."
"Bir helâl lokma kardeşiniz olsun"
"Özellikle de sizlerden, genç girişimcilerden bir ricam var; bugün Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da bu şartlardan olumsuz şekilde etkilenen ve hendeklerden, barikatlardan ve bunların getirdiği ortamdan etkilenerek iş dünyasında, iş hayatında önemli engellerle karşılaşan bölgedeki genç esnafa sahip çıkın. Her biriniz Diyarbakır'da, Mardin'de, Şırnak'ta, Hakkâri'de, Bingöl'de, Van'da bir genç esnafı kan kardeşi, dava kardeşi, can kardeşi edinin. Ekonomi Bakanlığımız devreye girebilir. İş teşkilâtlarımız, MÜSİAD devreye girebilir. Buradaki her kardeşimin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da bir helâl lokma kardeşi olsun. Lokmaları paylaşacağı, silahlara, hendeklere, barikatlara karşı lokmalarını, aşını paylaşacağı bir kardeşi olsun."
"Ukrayna’yı ziyaret edeceğim"
Başbakan Ahmet Davutoğlu bundan önce de, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) 2015 yılı Olağan Genel Kurulu'na katıldı. Burada konuşan Davutoğlu, Rusya tarafından topraklarının bir kısmı işgal edilen Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunduklarını söyledi. Başbakan siyasi ve ekonomik anlamda Ukrayna’yı destekleyeceklerini ve bu ülkeyi ziyaret edeceğini belirtti. Davutoğlu şunları söyledi:
"Ukrayna'da gelinen noktası yakından takip ediyoruz. Bir yandan Ukrayna'nın siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne verdiğimiz desteği kararlılıkla sürdüreceğiz, diğer yandan da ekonomi ve ticaret başta olmak üzere her alanda işbirliğimizi güçlendireceğiz. Önümüzdeki dönemmde Ukrayana'ya bir ziyaret yapmayı düşünüyoruz. Ukrayna Cumhurbaşkanını da Türkiye'de ağırlayacağız. Soydaşlarımız olan Kırım Tatarlarının esenlik ve refahı, Ukrayna ile işbirliğimizin en önemli odak noktalarından birini teşkil etmektedir. Kırım'ın Rusya tarafından işgalini tanımadık, tanımayacağız. Kırım Tatarlarının tarihte uğradığı sürgün ve baskıları kabul etmeyeceğiz. 1944 yılında insanların hunharca evlerinde toplanarak kara trenlerle Sibirya'ya sürüldüğü o günleri unutmadık. Şimdi yapılması gereken Kırım Tatarlarının refahı için girişimcilerin aktif biçimde fırsatları değerlendirmesi"
"Bir ay önce yöneltilmeyen suçlamalar…"
Davutoğlu, Rusya ile devam eden kriz ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in iddiaları ile ilgili olarak da şunları söyledi:
"Sayın Putin'in iki gün önce tekrar gerçekten bir devlet adamına yakışmayacak üslupla Türkiye'ye saldırması çerçevesinde ifade ediyorum. Bir ay önce Türkiye'ye yönetilmeyen suçlamalar şimdi niye yöneltilir? Sayın Putin, bir ay önce bizim Müslüman bir ülke olduğumuzu bilmiyor muydu? Sayın Putin bir ay önce Antalya'da Sayın Cumhurbaşkanımızla G20 Zirvesi'nde buluştuğunda Türkiyemizin dış politikasını bilmiyor muydu? Türkiye, DEAŞ ile iş birliği yaptıysa niye o zaman açıp konuşmadı? Söz konusu değil. Türkiye hiçbir terör örgütüyle iş birliği yapmadı, yapmaz ve yapmayacak. Ama biz bugün kimlerin DEAŞ ve PKK gibi terör örgütleriyle Türkiye'yi rahatsız etmek üzere temas halinde olduğunu da biliyoruz. Bu bağlamda bir kez daha ifade etmek isteriz ki; Türkiye kendi sınırlarını, hava sahasını, demokrasisini, birliğini, bekasını ama ön önemlisi de geleceğini korumak için ne zaman herhangi bir adım atması gerekirse hiç tereddüt etmeden bunu atar, ülkemizin sınırlarını da korur, geleceğini de teminat altına alır."
"Türkiye, bu tür yaptırımlarla, baskılarla zora düşürülecek bir ülke değil"
Başbakan, Rusya’nın ekonomik yaptırımlarının Türkiye’yi etkilemeyeceğini de savundu:
"Türkiye, bu tür yaptırımlarla, baskılarla zora düşürülecek bir ülke değil. Biz de kendi tedbirimizi alıyor, alternatif planlarımızı yapıyoruz. Her şeyin bir çaresi, bir çözümü vardır. Her türlü duruma hazırlıklıyız. Rusya'nın tutumu dolayısıyla mevcut durumdan etkilenen sektörlerimiz için de tedbirlerimizi alıyoruz. Enerji, ticaret ve turizm alanında gerekli tedbirler, düzenlemeler zaten yapıldı, alındı. Bundan sonra da bu tedbirlerimizi güncelleyerek etkilenen sektörlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz."
Kaynak: Al Jazeera, AA