Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şu şekilde:
Sevgili İstanbullu kardeşlerim sizleri hasretle muhabbetle selamlıyorum. Bugün açılışını yaptığımız hizmet binası İstanbul'umuza hayırlı olmasını Rabbim'den temenni ediyorum.
‘Bu eserleri tarihe olan hürmetimizden ihya ediyoruz’
Beyoğlu Belediyesi bu binayı restore ettirdi. Bu hizmet binası çok daha güzel bir hale geldi. Geçtiğimiz 12 yılda gerek ülke içinde gerek ülke dışında pek çok tarihi eseri restore ettik. Aslında Beyoğlu bunun birçok örneğiyle dolu. Devam etmekte olan bu tür restorasyonlar umarım devam eder. Bu eserlere turistik mekan gözüyle bakmıyoruz. Bu eserleri tarihe olan hürmetimizden dolayı ihya ediyoruz. Her zaman söyledik, eğer köklerimize sahip çıkmalıyız. Restorasyon çalışmalarına bu düşünceyle sahip çıkıyoruz. Beyoğlu çok önemli sembolik değeri çok yüksek biryer.
Bu binanın restorasyonu esnasında, bir çukurda ikinci Abdulhamid Han adına hazırlanmış bir tuğraya rastlandı. Bir çukurdan çıktı. Elbette bu tarihi tuğra oradan alınıp ait olduğu yere büyük bir özenle korunmaya alındı. Geçmişte birileri tarihlerini çukura gömmeye uğraşırken, biz nice derin çukurlardan değerleri çekip çıkartıyor ve milletimizin hizmetine sunuyoruz. Eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında mukayesede bulunmuyorum. Sadece bu örnek bile eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki farkı gösteriyor.
Geçmişte İstanbul'a sahip olmak ile dünyaya saihp olmak eşdeğer görülüyordu. Bugün de İstanbul, milleti hakir göreni alaşağı etmiş, nice yetimi de hakettiği yere getirmiştir. Dünyanın neresinden gelirseniz gelin, İstanbul sizi kendinden yapar. İşte bu yüzden İstanbul'a aşığız. İstanbulBu binanın restorasyonu esnasında, bir çukurda ikinci Abdulhamid Han adına hazırlanmış bir tuğraya rastlandı. Bir çukurdan çıktı. Elbette bu tarihi tuğra oradan alınıp ait olduğu yere büyük bir özenle korunmaya alındı. Geçmişte birileri tarihlerini çukura gömmeye uğraşırken, biz nice derin çukurlardan değerleri çekip çıkartıyor ve milletimizin hizmetine sunuyoruz. Eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında mukayesede bulunmuyorum. Sadece bu örnek bile eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki farkı gösteriyor. İstanbul'a olan aşkımızı hizmetle gösterdik, eserle gösterdik göstereceğiz. İstanbul bugün ekonomisiyle, kültürüyle çok farklı bir noktaya ulaşmış durumda. Bizim bu ülkeye bu milletin geleceği için hayallerimiz, prpjelerimiz bugüne kadar yaptıklarımızla sınırlı değil. Yeni havalimanı yapıyoruz, 150 milyon yolcu kapasiteli bir havalimanı yapılıyor. Yavuz Sultan Selim köprüsü, Avrasya Tüneli yapılıyor, önümüzdeki yıl açılışını yapacağız.
14 Mayıs’ta sayın Başbakanımız, hayalimiz olan projesini bizzat hazırlattığım Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın temelini attılar. Yeni Türkiye’nin temelleri demokrasi ve özgürlüklere gerçek manada sahip çıkanların sırtlarında yükseliyor. Lafla demokrat olunmaz.