Nagehan Alçı, "Çözüm süreci değil kardeşlik hareketi" başlıklı yazısında, Devlet Bahçeli'nin PKK lideri Abdullah Öcalan için yaptığı çağrıyla ilgili MHP ve DEM Parti'den aldığı kulisleri paylaştı.
Alçı, şunları aktardı:
"MHP’li kaynaklara bu çıkışın arka planını sordum.
Öncelikle bu yeni bir çözüm süreci mi?
Dedikleri şu:
'Nagehan Hanım bunun adı çözüm süreci olmaz. Bu bir kardeşlik hareketi.'
Peki neden şimdi?
Cumhur İttifakı’nın anayasa yapmak için DEM’i tavlama taktiği mi?
'Böyle tarihi bir çağrıyı ve çıkışı anayasaya bağlamak yanlış olur. Etraf ateş çemberi, Türkiye bir ve güçlü durmak zorunda.'
Bahçeli 1 Ekim’de başlattığı süreç üzerine uzun süre kafa yormuş. MHP’li kaynaklar 'O tarafını bilmiyoruz' diyorlar ama belli ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte üzerine düşünülmüş bir adım bu.
'Sayın Bahçeli bu tip çağrıları daha önce de yaptı, 2008’de, 2013’te de, o zaman da PKK’ya silah bırak dedi' dense de bu kez diğerlerinden farklı, ilk kez doğrudan Öcalan’a sesleniş var.
Bunun için DEM Parti ile bir süreç yürütüldüğü yönünde iddiaları MHP tarafı kesinlikle doğrulamıyor.
Müebbet mahkumunun umut hakkı neden olmasın?
Gelelim ‘umut hakkı’ çıkışına.
Bu Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşma hakkı mı demek?
Söylenen şu: Bir müebbet mahkumunun da umut hakkı vardır, şayet gereken yapılır ise onun hayali gerçek olabilir. Terör tamamen biter, PKK silahları bırakır, DEM ve türevleri Türkiye partisi olursa büyük bir sorun çözülür.
...
DEM Parti temkinli…
Peki karşı taraf yani DEM cephesi konuya nasıl yaklaşıyor?
Gördüğüm kadarıyla çok temkinliler.
Öncelikle bir süredir iktidar ile temas halinde oldukları, görüşmelerin beş ay önce başladığı yönündeki iddiaları kesin bir dille reddediyor DEM Parti.
İktidar tarafından kendilerine yönelik herhangi bir adım olmadığını söylüyorlar. Bunu geçen hafta bir grup basın mensubu olarak yemek yediğimizde partinin eş başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları da özellikle vurgulamıştı.
Cumhur İttifakı ile şu ana kadar herhangi bir temas yok. Sırrı Sakık işaret edilerek bahsedilen kanun tekliflerini parti zaten rutin aralıklarla meclise veriyor.
Gördüğüm kadarıyla DEM Parti pek de rahat değil.
Partinin içindeki genel kanı şu:
'Bahçeli’nin çıkışını önemsiyoruz, elbette yok sayamayız ama içinde tehdit de var, gözdağı da var. Daha önce çok şeyler yaşandı, hepsi hüsranla bitti, bu kez çok daha dikkatli olmalıyız, aksi takdirde yaşanacak hayal kırıklığını tabanımıza anlatamayız'
Kısacası DEM Parti somut adım ve temas bekliyor."
Yazının tamamını okumak için tıklayın
Ne olmuştu?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim'de partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Bugün kitabın ortasından hiçbir yoruma ihtiyaç bırakmayacak nitelikte konuşacağım" diyerek, PKK lideri Abdullah Öcalan'la ilgili çağrı yaptı ve "Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün tamamen bittiği, örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığını gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil ne Edirne, adres İmralı’dan DEM‘e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız. Vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız" ifadelerini kullandı. Bahçeli'nin sözleri siyaset kulislerini hareketlendirirken, 1 Ekim'de Meclis'in yeni yasama yılı açılışında DEM Parti'lilerle tokalaşmanın ardından gündeme gelen "yeni bir çözüm süreci mi başlıyor" sorusu daha güçlü şekilde tartışılmaya başladı.