Dilipak, yazısında İstanbul Sözleşmesi’ni ve Lanzarotteyi, CEDAW’ı milletin başına bela edenler, onların yerli ve yabancı destekçileri kına yaksınlar, başardılar. Aile ağır bir yara aldı. Genç nesil inanılmaz bir tehdit altında. LGBT’liler artık zafer işaretleri ile İstiklal Caddesi’nde 8 Mart günü bahanesi ile adeta ‘’istiklallerini’’ ilan etmişlerdi. Dün Fatih’te bu ‘fahişeler’ ve onların türevlerine karşı halk isyanlardaydı. Bu isyan devam edecek! İbadetin çok olanından, sürekli olan daha makbuldür” düşüncesini dile getirdi.
Yazısında LGBTİ+’lara nefret söyleminde bulunan Dilipak, LGBTİ+ karşıtı mitingin 81 ilde düzenleneceğini yazdı.
Dilipak, yazısına özetle şöyle devam etti:
Karşı olunan şey, fuhşiyatın her türlüsüdür, onu kendi kodları ile değil, kendi inanç dilimizle reddetmeliyiz. Buna kapı aralayan, İstanbul Sözleşmesi vd. karşı çıkarken de, aileyi savunmalıyız temelde. Sadece Fuhşiyat lobisine değil, onlara işbirliği yapan, onlara yasal zemin oluşturan da aslında bu öfkenin muhatabı! Ankara bu sesi duymak zorunda! Yoksa bu seçimi kazanması zor. İstanbul Sözleşmesi ile biyolojik cinsiyeti kimliklerden silip yerine gender yazdırdılar. Bir zamanlar, bir gecede kıyafetimiz değişmişti, sonra bir gecede takvimimiz, dilimiz değişti. Bugün de bir gecede bir el biyolojik cinsiyetimizi toplumsal cinsiyete dönüştürdü. Bir gece cinsiyetimizin anlamı değişti. Bu cinayeti işleyenler ve onlara destek verenler henüz özür dilemediler. İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilseler de, sözleşmenin bütün hükümleri yasalarda mevcut ve yürürlükte. Siz dindar nesiller bekliyordunuz? Ne oldu? Din, ahlak ve gelenekten, hatta biyolojik cinsiyetten bağımsız, cinsiyetini; eğilim, yönelim, deneyimle tercihe dayalı olarak belirleyecek bir nesil geliyor. Deizm’i de ararsınız bu rezalet durdurulmazsa.