“Bu rezillikler patlamadan tedbir alınsın diye yazdığım bir yazı sebebi ile hakkımda dava açılmıştı” diyen Dilipak şöyle devam etti:
"Ve bu olaylar artık patlamaya başladı. Dehşet dengesi Hekimbaşı çöplüğü gibi patlıyor. Seçime kadar kasetler ve dosyalar havada uçuşacağa benziyor. Gidişat iyi değil.
Bundan sonrası için siyaset, sermaye ve bürokrasideki VIP ahlaksızlardan herkes yakasını kurtarsın, yoksa ateş hepsini yakacak!
Sahi, bu gidişin sonu nereye varır. Hal ve gidiş iyi mi? Dünyada, bölgede, ülkemizde işler iyiye gitmiyor. İnsanlar artık “daha iyiyi” aramıyor, gelecek günlerin geçen günleri aratmasından, daha kötü olmasından korkuyor. İnsanların korkuları umutlarından baskın hale geldi. Onun için mevcudu muhafaza derdine düştü.”
Herkesin oturup düşünmesi gerektiğini yazan Dilipak, şöyle devam etti: Evde hanımı başörtülü, sekreter mini etekli. Batıya gidip İstanbul sözleşmesini savunarak, buraya gelip, din ve dünya hakkındaki fikri belli bir hoca efendiden şefaat ümit ederek, ne bu dünyada rahat edebiliriz ve ne de ahirette.
Meyhaneden çıkıp, Cuma namazına yetişmeye çalışan CHP’li gibi, hem LGBT’den oy alıp, hem cemaatten oy almak mümkün değil. Sermaye, siyaset, cemaat ilişkileri içinde aklı karışan mürit tiplerini yanınıza alarak bir yere gidemez, Tosya’ya pirince giderken, evdeki bulgurdan olursunuz ancak.. GREVİO raporlarında yazan ne?. KADEM raporlarında yazanlar, CEDAW, İstanbul Sözleşmesi ve Lanzarote’nin ana metin, referans ve eklerinde yazılanlar manevi önderlerinizin nasihatları ile ne kadar örtüşüyor!? “