Türkiye bir süredir sosyal medya için düşünülen yeni yasanın içeriğinin ne olacağını konuşuyor. Yeni yasa tartışmasını ateşleyen ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. Erdoğan’ın, "Büyük Millet Meclisi'miz sosyal medya ile alakalı bir yasa geçirdi. Fakat bu yasanın devamında özellikle yalan terörü hususunda bir adım daha atılması gerekiyor. Bu konuda da yaptığımız bir çalışma var” sözleri sonrası AK Parti’de sosyal medya için düzenleme çalışmaları başladı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen de çalışmanın içeriğini ve gelinen noktayı Sputnik’e anlattı.
‘Dünyada örnekleri var’
Sosyal medya düzenlemesinin bireylerin hak ve hürriyetlerini korumayı amaçlandığını ifade eden Şen, “Geçtiğimiz yılın Kasım ayında yasalaşan sosyal medya düzenlemesinde denetimsizliğin ve muhatapsızlığın son bulması için AK Parti olarak önemli bir adım atmıştık. Şimdi internet yasasında yapılacak yeni bir düzenleme, birilerinin kara propaganda malzemesi haline getirdiği gibi bireysel özgürlüklerin kısıtlanması ya da bastırılması maksadıyla değil, aksine kişi hak ve hürriyetlerini koruma gayesiyle hayata geçirilecektir. Almanya ve Fransa başta olmak üzere birçok devlet siber zorbalık, dezenformasyon ve manipülasyon ile mücadele sosyal medya şirketlerine ve kullanıcılarına yönelik hem para hem de hapis cezaları öngören yasalara sahiptir” ifadelerini kullandı.
‘Dijital kaosa izin veremeyiz’
Çalışmaları devam eden düzenleme ile dijital kaosun önüne geçileceğini savunan Şen, “İdealize edilmiş biçimde ortaya konacak bir çalışma, siber zorbalık ve dijital faşizmin önüne geçilmesinin yanı sıra; infodeminin yayılmasını engelleyecektir. Bununla birlikte, son zamanlarda ifşa olan fonlama-fonlanma trafiğinin denetimi ise; herhangi bir devletin, devletimiz ve milli çıkarlarımız aleyhinde propaganda faaliyeti yürütmesine ve birtakım operasyonlar düzenlemesine karşı mücadele niteliği taşıyacaktır. Eğer elimizi taşın altına koyarak bu mücadelede etkin bir rol üstlenmezsek; parayı verenin yalana at koşturttuğu, kara propagandanın yayın politikası haline geldiği ve milli güvenliğimizin tehdit altında olduğu bir dijital kaos ortamının inşa edilmesine seyirci kalırız demektir. Sonuç olarak, nasıl doğal âlemde bir hukuk, bir ahlak ve bir vicdan varsa, sanal âlemde de olmak zorundadır” dedi.