Dündar ve Gül davası: İki dosyanın birleştirilmesi talebi reddedildi!

'Birbirimizin mücadelesine sahip çıkmamız önemli'
Dündar ve Gül davası: İki dosyanın birleştirilmesi talebi reddedildi!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    

MİT TIR'larını haberleştirdikleri için yargılanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün davasının  üçüncü duruşması İstanbul Adalet Sarayı’nda başladı. İmc Tv'nin haberine göre, Duruşma saat 10.00’da başladı. Can Dündar ve Erdem Gül, duruşma öncesi bir açıklama yaptı.

 

Gül: Baskı sürüyor, tek fark tutuklu değiliz

 

“Türkiye’de medyaya baskı, düşünce özgürlüğüne baskı sürüyor. Tek farkı, hapiste değiliz. Tutuksuz kalabilmemizin sürmesi, bu davanın da düşmesi gerektiğini söylüyoruz.

 

“Akademisyenlerin de serbest bırakılması gerekiyor. Buradan iki iyi haberle çıkmak istiyoruz”

 

Dündar: Bugün daha güçlüyüz

 

“Basın özgürlüğü ile ilgili dava ile ifade özgürlüğünü, barış özlemini dile getiren akademsiyenlerin davası bir araya geldi.Bugün çok daha güçlüyüz. Birbirimizin mücadelesine sahip çıkmamız önemli.

 

“Türkiye’de muhalefet potansiyeli adliye önlerinde başlayacak. Akademisyenleri almaya geldik bugün. Bizi yargılamakla sonuç alamaycaklarını görecekler. Mücadelemiz sonucu basın ve ifade özgürlüğünü daha ileriye götüreceğiz.”

 

“Neden burada olduğumu anlamadım”

 

Bugünkü duruşmada tanık Emre Erdiş ifade verdi.

 

Erdiş’in ifadesinde,”Bayram Kaya adlı kişi twitter mesajı göndererek, ‘Yarın Cumhuriyet gazetesi bombayı patlatacak’ dedi. Ben mesajda bahsedilen konunun MİT tırları olacağını düşünmemiştim. Bayram Kaya’ya sorduğumda 17 Aralık operasyonuyla ilgili olduğunu söyledi. Neden burada olduğumu da anlamadım. Tanık olduğum bir olay yok” dedi.

 

Savcı: İki dosya birleştirilsin

 

Muhammet Hasan Medineli adlı bir kişi, iki gazetecinin tutuklanmasını istedi, davaya müdahillik talebinde bulundu. Savcı, bu talebin reddedilmesini istedi.

 

Savcı, “Can Dündar ve Erdem Gül eylemleri, Yargıtay’da görülen FETÖ/PDY davasıyla birleştirilmeyi gerektirir” dedi, davaların birleştirilmesini istedi.

 

“Birleştirme talebinin hukuki hiçbir dayanağı yok”

 

Avukat Bahri Belen, yargılamayla ilgisi olmayan yazı ve belgelerin dosyadan çıkartılmasını istedi.

 

Savcının iki davanın birleştirilmesi talebinin hukuki ve maddi dayanağının olmadığına dikkat çeken Belen, şunları söyledi:

 

“Savcı Can ve Erdem’in diğer dosya sanıkları ile fikir ve eylem birlikteliği içinde olduğunu iddia ediyor. CMK’ya bakıyorum. Tuğla gibi iddianame düzenleyen savcı yeni bir şey mi demiş diye bakıyorum. CMK’nın ilgili maddelerine göre birleştirme talebinin hukuki hiçbir dayanağı yoktur. Savcının bu birleştirme talebi hukuken dayanaksız olduğu gibi siyasi olarak da ‘ayıp’tır. Belki de yıllarca sürecek dava ile 2 gazetecinin yargılandığı bu davanın birleştirilmesi haksızdır.”

 

Duruşmaya, MİT TIR’ları davası ile Selam Tevhid dosyasının birleştirilmesini görüşmek üzere ara verildi.

 

Ne olmuştu?

 

29 Mayıs 2015’te Cumhuriyet’te “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle yayınlanan MİT TIR’ları haberi hakkında “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme”, “siyasi ve askeri casusluk”, “gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “terör örgütünün propagandasını yapma” suçlamalarıyla soruşturma başlatılmıştı.

 

Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu soruşturmayı basın açıklamasıyla duyurmuştu.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Cumhuriyet ve Dündar’dan kişisel olarak da şikayetçi olmuş, şikayet dilekçesinde “Devletin menfaatlerini gerçeğe aykırı görüntü ve bilgileri yayınlamak suretiyle hedef alan şüphelinin bu eylemi kesinlikle gazetecilik olarak değerlendirilemez” diyerek Dündar’ın bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet ve 42 yıl hapsi cezası ile cezalandırılması istemişti.

 

Gül ve Dündar, haberin yayınlanmasından altı ay sonra 26 Kasım 2015’te ifadeye çağrılmış aynı gün tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmişti.

 

Dündar ve Gül’ün avukatları, 6 Aralık 2015’te anayasanın 19. ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5. ve 10. maddelerinde yazılı “kişi güvenliği ve özgürlüğü” ile “ifade özgürlüğü”, anayasanın ise 26. ve 28. maddelerinde düzenlenen “düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü” ile “basın özgürlüğü” haklarının ihlal edildiğini belirterek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu.

 

Cumhuriyet Başsavcı Vekili İrfan Fidan imzalı ve 27 Ocak 2016 tarihli iddianamede her iki gazeteci için birer kez ağırlaştırılmış, birer kez de müebbet, 30 yıla kadar da hapis talep edildi.

 

AYM Raportörünün hazırladığı raporunda, iki gazetecinin yaptıkları haber nedeniyle tutuklanmasını “hak ihlali” olarak nitelendirmesi üstüne Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, 17 Şubat’ta yaptığı toplantıda başvuru dosyasını Genel Kurul’a sevk etti. Genel Kurul’un da “hak ihlali” kararı sonrası Dündar ve Gül 26 Şubat’ta tahliye edildi.

 

Davanın ilk duruşması 25 Mart’ta görülmüş, duruşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve MİT’in müdahil olma talepleri kabul edilirken, davaya da gizlilik kararı getirilmişti.