E- devlet verileri gerçekten sızdırıldı mı? Eldeki veriler neyi gösterir?

E- devlet verileri gerçekten sızdırıldı mı? Eldeki veriler neyi gösterir?
2022-04-22 02:01:43   Güncelleme: 2022-04-23 18:34:33    

Detaylara girmeden önce geçtiğimiz günler başıma gelen bir olayı anlatmak istiyorum. Telefonum çaldı, arayan kişi adliyeden aradığını, annemin bir borcu, icra davası olduğunu söyledi, ben de adliye görevlisinin telefon açıp borç olduğunu söylemeyeceğini, bunun tebligat ile yapıldığını, kendisinin adliyeden aramasının mümkün olmadığını, dolandırmaya pek elverişli olmadığımı söyledim, telefonumu kapadığımda 5 dakika önce ablamın arandığını ve bizimle ilgili ellerinde detaylı bilgilere vakıf olduklarını farkettim.

1 AYDA 40'TAN FAZLA AKBANK'TAN ARANDIM

Akbank'tan arayan kişiler gerçekten de Akbank'tan arıyorlardı. Tarayıcı vasıtasıyla banka hesabımı kullanabildiğimi belirttiğim halde ısrarla bana uygulama yükletmeye çalışıyorlar, buna karşılık hediyeler vadediyorlardı. Defalarca bunu istemediğimi, güvenli bulmadığımı belirttiğim halde bugün tekrar 3 kez arandım, toplamda bu sayı 100'ü aşmıştır. Akbank'ın numaralarını engelledikçe farklı numaralarla bu uygulama yükletme aşkı sürdü.

PEKİ AKBANK'IN BU UYGULAMA YÜKLETME AŞKI NEREDEN GELİYOR

Uygulamalara onay verirken fotoğraflarım, rehberim, konumum diye hayatımızı uygulamaya teslim ederiz. Nereye gittik, kaç saat kaldık, ne yedik, ne içtik bu veriler toplanır. Bu verilerle ya kişiler hakkında data toplanır ya da bu datalar kötü niyetli şirketlere satılır. Akbank ne yapıyor bilmiyorum ama iyi niyetli bir şirketin "Allah aşkına yükle" diye 100 kere arayacağını düşünmüyorum.

GELELİM E-DEVLET İDDİASINA

İbrahim Haskoloğlu'nun tutuklanmasının ardından Fatih Portakal hackerların kendisine de ulaştığını, kimlik bilgilerini gönderdiğini, adres bilgilerini verdiğini açıkladı. İsmail Saymaz da bunu açıklayanlardan biri. Her 2 gazeteci de "Bu iddia gerçek üzerine gidilsin" dedi. Gerçek olan, somut ve belgeli olan, üzerine gidilmesi gereken ilk konulardan biri Whatsapp'ın verilerimizi toplaması ve satmasıydı, 1-2 ay kuru bir gürültü oldu, ardından Whatsapp kullanmaya devam ederek tüm özel hayatımızı ABD'li bir şirkete teslim ettik, Facebook üzerinden de teslim etmeye devam ediyoruz. Üstelik Google'un kalkıp Türkiye'deki medya kuruluşlarına "ABD - Ukrayna yanlısı haber yapılsın, yoksa reklamınızı keserim" tehdidini geçebildiği bir ortamda. Yerelde Akbank'ın taciz telefonları, Denizbank'ın emeklilere "Faturanızı taksitle ödeyin" deyip tek çekimle tüm bakiyeyi alıp üzerine taksit ödetmeye devam ettiği bir ortamda. Bu atmosferde herhangi bir yerden veri sızıntısı olmaması için hiçbir neden yok. Veri sızıntısının nereden olacağını değil, nereden olamayacağını tartışmamız gereken bir ortamdayız. Tüm olayı özetleyen şey bir emeklinin Denizbank çalışanı ile yaptığı görüşmede gizli.

Emekli: Hesabımdan tüm bakiyeyi çektiniz, bir de faiz işletip, taksit ödetiyorsunuz.

Denizbank çalışanı: Siz buna onay vermişsiniz.

Madem ki durumumuz budur usta. O halde Yılmaz Erdoğan'dan gelsin; "Bahçe kapısından sızdılar, aralık kalmış neresi varsa..."

Acil şifalar.

*Bu yazı ve İbrahim Haskoloğlu ile ilgili diğer yazılar ABD'li şirket Facebook'ta spam olarak işaretlenerek okuyucuların erişimine engellenmiştir.