Öldürülen, sömürülen, tecavüz edilen bir hayvanın hakkını savunduğunuzda medyası, halkı hep bir ağızdan ''hayvansever'' ilan ediyor sizi. Kınadığınız olaya bakıp ''cık, cık, cık'' yapıp okumadan, dinlemeden önce ne yapıyorsa yapmaya devam ediyor. Bu umursamazlıkta ''hayvansever'' yumuşatmasının payının büyük olduğunu düşünüyorum.
İnsanlar dünya var olduğundan beri hayvanların en büyük hakkı olan yaşama haklarını dişlerinin arasında çiğnedikleri için, hayvan özgürlükçüsü kelimesini abartılı buluyorlar.
İnsanlar kürkleri için derisi yüzülen hayvanlara acıyıp, etleri için öldürülen, ömür boyu işkencehane olan mezbahada hapsedilen hayvanlardan bahsedilince sinirleniyor. Kendi dilinden konuşmayanları öldüren, aşağılayan, kendisine benzemeyenleri ucube ilan eden insan, en çok da hayvanlara akıtıyor zehrini.
Birine yardım etmeniz için o kişiyi sevmeniz gerekmez. Birinin hakkını savunmak için size benzemesi, sizin gibi davranması, konuşması gerekmez. Yuvalarına beton döşenen, kalan yeşillik alanlarda yaşamaya çalışırken spor adı altında vurulup öldürülen, açlıktan insanların artıklarını karıştıran hayvanlara çalınan haklarını geri vermeniz için onlardan hoşlanmanız, beğenmeniz, sevmeniz gerekmiyor. Sizinle eşit olduğunu unutmayın, yeter.