Emine Erdoğan: Gazete manşetlerimiz, hayvanlara işkence konusundan geçilmiyor

“Sıfır Atık-Sıfır İsraf”çalışmalarıyla ilgili tanıtım toplantısı düzenlendi. Emine Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığını, “Sıfır Atık” konusundaki çalışmaları nedeniyle tebrik etti.
Emine Erdoğan: Gazete manşetlerimiz, hayvanlara işkence konusundan geçilmiyor
2019-03-20 19:44:27   Güncelleme: 2019-03-20 19:53:46    

Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’nda yapılan toplantıda konuşan Emine Erdoğan, "Biz, sadece kendi çeşmemizden, ampulümüzden, soframızdan değil, yeryüzünde halife olmanın sorumluluğunu taşımaktan mesulüz. Afrikalı bir çocuğun, temiz su bulamadığı için maruz kaldığı hastalıkları çocuklarımıza doğru anlatabilirsek, 1 dilim ekmeğin undan çok daha fazla anlamı olduğunu da kavratmış oluruz.”  ifadelerine yer verdi.

Diyanet İşleri Başkanlığını, “Sıfır Atık” konusundaki gayretleri nedeniyle tebrik eden Emine Erdoğan, “Çevreyle olan ilişkimiz, her şeyden önce bir ahlak meselesidir. İslam’da çevreyi korumak, hayvanların hakkını gözetmek, israf etmeden tevazu ile yaşamak bir seçenek değil, Müslüman olmanın gereğidir.” diye konuştu.

Emine Erdoğan, İslam’ın, nazarları sürekli tabiata çevirmeyi isteyen bir inanç sistemi, insan için doğa ile uyum içinde yaşamanın bir zaruret olduğunu anlattı.

Tüm insanlığın olduğu gibi Müslümanların da tabiatla imtihanının hayli zor geçtiğini belirten Emine Erdoğan, şöyle konuştu:

‘ZİHİN KARIŞIKLIĞI İÇİNDEYİZ’

“Her şeyden öte, insan doğanın parçası mı yoksa efendisi mi? Bu konuda bir zihin karışıklığı içinde olduğumuzu görüyorum. Maalesef eşref-i mahlukat olmayı, tabiata tahakküm kuran efendi olmak ile karıştırdık. Gazete manşetlerimiz, hayvanlara işkence konusundan geçilmiyor. Su kaynaklarını yok etmenin doğurduğu sonuçlarla hesaplaşıyoruz. Oysa yaratılmış her zerrenin, Rabb’ini tesbih ettiği kainatta, çevre ahlakı yüksek bir nezaket gerektirir. Ağaca su vermek, ağacın hakkını gözetmektir. Sulara zehirli atık atmamak, suyun hakkına riayettir. Enerji kaynaklarını doğru kullanmak, gelecek nesillerin hakkına saygıdır.”

“1 kilogram ekmeğin israfı 1,6 litre suyun da israfı demek”

Emine Erdoğan, Müslümanlar olarak israf meselesini şahsi tüketimlerin ötesinde, daha geniş anlamıyla görebilmek gerektiğini de vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Ay sonunda elektrik, su, gaz faturalarımız düştüğünde israftan kaçınmış olmuyoruz. 1 kilogram ekmeğin israfı, onu yapmak için kullanılan 1,6 litre suyun da israfı demek. 1 pamuklu tişörtün israfı, onun üretimi için harcanan 2 bin 700 litre suyun da israfı demek. Biz, sadece kendi çeşmemizden, ampulümüzden, soframızdan değil, yeryüzünde halife olmanın sorumluluğunu taşımaktan mesulüz. Afrikalı bir çocuğun, temiz su bulamadığı için maruz kaldığı hastalıkları çocuklarımıza doğru anlatabilirsek, 1 dilim ekmeğin undan çok daha fazla anlamı olduğunu da kavratmış oluruz.”

‘DUYARLI HALE GETİRECEK’…

Bu bilincin yerleşmesinde Diyanet İşleri Başkanlığına çok önemli görevler düştüğünü dile getiren Emine Erdoğan, camilerin, vatandaşları çevre konusunda da duyarlı hale getirecek geniş bir iletişim ağına sahip olduğunu vurguladı.

Çevre kirliliğinin ya da israfın sebeplerinin sadece kimyasallar, silahlanma ve kaynakların fütursuzca kullanımında aranamayacağını vurgulayan Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunlar yalnızca hastalık belirtileridir. Bu koşulları oluşturan ve çevreyi yok olmakla burun buruna getiren sebepleri, zihniyette aramak gerekir. Şayet bizi özümüzle buluşturacak ‘rafine Müslüman aklına’ geçişi başaramazsak, yalnızca hastalığın belirtilerini baskılamış oluruz. Bu güzel dinin emir ve yasaklarına baktığımızda insan, dünyadaki en büyük çevreci ekolün, en ateşli hayvan hakları savunucularının ümmetimizden çıkmasını bekliyor. Fakat üzülerek görüyoruz ki durum böyle değil, 2010’da yapılan bir araştırmaya göre, 2,5 milyon hacı kutsal topraklarda hac ibadetini ifa ediyor ve ardında 100 milyon plastik şişe bırakıyor. Üzülerek belirtiyorum ki çevre konuları söz konusu olduğunda, uluslararası platformlarda İslam’ın çevre ahlakı için söylediklerinin sesi henüz yeteri kadar gür çıkmıyor.”

Emine Erdoğan, Hazreti Muhammed’in hayatını, doğaya ve hayvanlara karşı olan tutumunun iyi anlatılmadığını ifade ederek, şöyle devam etti:

“İsraf, gündelik pratiğimiz olmuşsa sahabe efendilerimizi tanımıyoruz demektir. Çocuklarımıza kanaat etmeyi öğretememişiz demektir. Oysa kanaat demek, sürdürülebilirlik demek. Umuyorum ki bu güzel projenin bir sonraki adımı, İslam’ın çevreci kimliğini uluslararası platformlarda tanıtmak olur. Bu gerçekten hareketle, Diyanet İşleri Başkanlığımızın, çevreci bir hac organizasyonu ile tüm İslam ülkelerine örnek olmasını bekliyoruz. Türkiye, yeşil bir hac ibadeti yanında hayvan hakları, sıfır açlık, israf, sıfır atık, sürdürülebilirlik gibi konularda manifestolar yayınlayarak tüm Müslüman toplumlara liderlik yapabilir.”

EKOLOJİK BUNALIM

Aslında tüm insanlığın ekolojik bir bunalımla karşı karşıya olduğunu aktaran Emine Erdoğan, bazı temel soruların cevaplarının doğru verilmeyip, meselenin kökenine inilmediği takdirde gerçekçi çözümler bulunamayacağına işaret etti.

İnsanoğlunun ihtiyaçları için tabiattan faydalanmakla, onun hakkına riayet arasında dengeli bir yaşam kurmakla sorumlu olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, modern hayatın sunduğu yaşam kültürünü, kendi inanç ve değerler filtresinden geçirmek gerektiğini söyledi.

“Kendimize şimdi çeki düzen vermezsek, çocuklarımıza miras bıraktığımız yorgun ve tükenmiş dünya için verecek bir cevabımız olmayacak.” uyarısında bulunan Emine Erdoğan, “Diyanet İşleri Başkanlığımızın Sıfır Atık, Sıfır İsraf girişiminin, topluma yeni bir bilinç aşısı olacağına inanıyorum. Bu çabanın bütün emektarlarını kutluyorum.” ifadesini kullandı.

Konuşmaların ardından Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Emine Erdoğan’a tablo hediye etti.