NELER ÖĞRENDİK?
-Hatayspor yardımcı antrenörü Gökhan Zan, depremin yıkıma uğrattığı kentte onlarca vinç, kepçe ve kamyonun AFAD’dan talimat alamadıkları için iki gündür beklediklerini söyledi.
-CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, AFAD onay vermediği için tecrübeli madenci kurtarma ekiplerinin deprem bölgesine gidemediğini açıkladı.
Bu onay meselesinin Orhan Aydın'ın kızı Eylem Şafak Aydın'ın kurtarılması için de yaşandığı, 50 tonluk vinç için bazı prosedürler olduğu belirtildi.
PEKİ BU ONAY MESELESİ NİYE VAR?
-Haluk Levent, Hatay'a gönderilen bazı kamyonların daha yardım bölgesine gelmeden yolda dağıtıma başladığını söyledi. Levent bu nedenle AFAD ve Valilik'ten onay alınmadan bölgeye yardım gönderilmemesi çağrısında bulundu.
Sanırım olay böyle iyi niyetle başladı. Yani bazı kaosların önüne geçebilmek için. 5 gündür burdayım, yardım edin diyen birinin 2023 yılında hala burda oluşu bir kaos göstergesi değil midir? Yani esas soru şu; Onay alarak hangi sorunları çözdük?
Onay almadan yardım göndermemek, onay almadan yaşatmamak, ölmemek için izin istemek gibi bir evrim süreci. Doğada da evrim kendi doğallığında sancılı, karmaşık ilerler. Fakat kendi halinde. Eylem'in üzerinde betondan daha ağır bir engel oluşturduğumuz aşikar.
ŞU KONULARDA NETLEŞMEK GEREKİYOR;
Yaşamak, hayatta kalabilmek temel bir haktır, izne tabi değildir.
Bize anlamlar, biyolojik kodlar yükleyen doğa düşmanımız değil, doğa olaylarını afete dönüştüren nedenler var.
Sağlam bir bina yapmadan tevekkül etmenin dinde de karşılığı yoktur.
Müteahhitin 3 yıl önce yaptığı binanın yıkılması kader değildir, aksi halde bir katilin cinayet işlemesini de suç olarak değerlendirmemek gerekir, Suç işleyen birine ceza veren hakim birinin alınyazısını mı cezalandırıyor? Yargı emekçileri topyekun günaha mı giriyor? Müteahhitler yaratıcı mıdır?
-Eylem'i yaşatmak bizim elimizdeydi, enkaz altında bırakmak bir kader değil tercihtir.
Başımız sağolsun. Orhan Ağabey'in dediği gibi kuşlar bile ağlıyor, acı çekiyor. Çok üzgünüm.