Kahramanmaraş merkezli depremlerden 2 hafta sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile birlikte deprem bölgesine giden Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, kentsel dönüşümün önemine vurgu yaptığı konuşmasında, Kentsel dönüşüm denilen olay olmazsa olmazdır. Onun bedellerini ödüyoruz. Ben diyorum ki vatandaşlarıma ne olur bize yeni yeni bedeller ödetmeyin. Bu kentsel dönüşümü muhakkak yapmamız lazım dedi.
Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:
Devlet ilk günden itibaren polisiyle, askeriyle, jandarmasıyla, tüm güvenlik güçleriyle 11 ilimizde yerini almıştır.
Terbiyesiz, terbiyesizliğini bırakmaz. Çıkmış bir tanesi Kızılay nerede, ne çadırını ne yemeğini görmedik diyor. Be ahlâksız, be adi, be namussuz; günde 2,5 milyon insana bu Kızılay yemek ulaştırıyor. Böyle vicdansızlık olur mu? Bir ülkede kendi kurum ve kuruluşuna bu denli ahlaksızca yaklaşmak yenilir yutulur değildir.
Enkaz kaldırma çalışmalarımızı yürütürken geçici barınma merkezlerimizi devreye alıyoruz. Bir yandan çadırlar, konteynerler, devam ediyor. Bölgeye sevk edilen 300 bin çadırın kurulumu ile 3 milyon 265 bin battaniyenin 310 bin ısıtıcının dağıtımı gerçekleştirildi. Kulaklarınız duyuyor mu acaba? İnanın bunların kulakları var ama duymaz. Gözleri var ama görmez. Bunlar kördür, sağırdır.
865 bin vatandaşımız çadırda. 23 bin 500 vatandaşımız konteynerlerde.
376 bin vatandaşımız ise bakanlıklara bağlı yurtlarda ikamet ediyor. Diğer illere gitmek isteyenlere yardımcı oluyoruz.
Kalıcı konutların inşasıyla ilgili adımları atmaya başladık. 1 yıl bize müsaade edeceksiniz. 1 yıl içinde biz bu kalıcı konutları Allah'ın izniyle yetiştireceğiz, vatandaşlarımızı da yerleştireceğiz. Depremden etkilenen 11 ile gönderilen binlerce personelimiz hasar tespit çalışmalarını tamamlamak üzere.
Şehirlerimizi yeniden inşa edecek yaklaşımla hareket ediyoruz.
Tıpkı şehir merkezlerimiz gibi köylerimizi de 1 yıl içinde ayağa kaldırmayı hedefliyoruz. Yatay mimari prensibimiz çerçevesinde konutlarımızın hiçbiri zemin artı 3 veya 4 katı geçmeyecek.
Yaşadığımız afetten 85 milyon olarak hepimizin dersler çıkarması gerektiği açıktır. Geçmişteki tecrübelerin ışığında eksiklerimizi gidermemiz, güçlü yanlarımızı tahkim tememiz büyük önem arz ediyor.
17 Ağustos Marmara depremi sonrası attığımız adımların ne kadar doğru ve isabetli olduğunu tecrübe etme fırsatı bulduk. Kentsel dönüşüm projeleriyle, Adana'da bir tanesi çıkmış, kentsel dönüşüme karşıyız diyor, CHP'den bir belediye başkanı. Ben belediye başkanlığı yaptım, İstanbul'da, kentsel dönüşüm denilen olay olmazsa olmazdır. Onun bedellerini ödüyoruz. Ben diyorum ki vatandaşlarıma ne olur bize yeni yeni bedeller ödetmeyin. Bu kentsel dönüşümü muhakkak yapmamız lazım. Bunu gerçekleşmemiz lazım ki huzurlu şekilde uyuyabilelim. Kentsel dönüşüm projeleriyle, TOKİ vasıtasıyla yürütülen toplu konut hamlelerinin önemini bir kez daha idrak ettik. Depremin etkilediği bölgelerde tek bir TOKİ binası dahi yıkılmadı.
Bundan sonraki süreçte gerekirse tüm yasal altyapıyı oluşturacak, ona göre adımlarımızı atacağız. Bu başarıyı, deprem bölgesinden başlayarak tüm ülkeye teşmil etmeyi hedefliyoruz. Şehirlerimizin; tarihi, kültürel, sosyolojik dokusunu koruyarak kısa sürede hepsini yeniden ayağa kaldıracağız.
Deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın konutlarını bir yıl içinde teslim etmeye başlayacağız.
Vatandaşlarımdan bizlere 1 yıl müsaade etmelerini istirham ediyorum. Kayıplarımızı geri getiremesek de devletimizin yıkılanın yerine daha güzelini, dayanıklısını yapmakta muktedirdir.
Devlet ile millet arasında fitne sokmaya çalışanlara prim vermeyin. Depremi bahane ederek açıkça Türkiye düşmanlığı yapanlara kulak asmayın. Yasımıza, acımıza, toprak altında yatan canlarımıza hürmeti olmayan fırsatçıların sizi karamsarlığa sürüklemesine müsaade etmeyin. Nasıl daha önceki depremlerde, sellerde, yangınlarda hiçbir insanımızı aç ve açıkta bırakmadıysak; devletimiz depremzedelerimizin yanındadır. Yaşanan can kayıplarında ihmali, kusuru, kastı olanlar varsa bunların hesabını hukuk önünde sormak boynumuzun borcudur. Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız.