"Dünyanın ve ülkemizin gerçekten tarihi günler yaşadığı, dengelerin kökünden sarsıldığı siyasi ekonomik ve askeri güç merkezlerinin oluştuğu bir dönemde bu seçimleri yapacağız. 27. dönem milletvekilleri olarak, sizlerin üstlendiğiniz misyonun gereklerini başarıyla ifa etmiş bir kadro sıfatıyla milletimizin gönlündeki yerini aldığınıza inanıyorum" diyerek Genel Kurul'a teşekkür eden Erdoğan'ın ekonomiye ilişkin sözleri dikkati çekti.
Erdoğan, "Bizim uyguladığımız ekonomi politikası kesinlikle akıntıya kürek çekme gibi akıl dışı bir amaca dayanmıyor. Tam tersine, biz ekonomik araçlar üzerinden ülkemize diz çöktürmek gayesiyle bugüne kadar ne kadar iyi doğru hep telkin edilmişi iktisat politikalarına da aykırı şekilde maruz kaldığımız sinsi oyunları bozmak için kendi modelimizi geliştirdik" ifadelerini kullandı.
Sözlerine, "Daha önemlisi bu modelin hem iktisat ilminde yeri vardır hem dünyada örnekleri mevcuttur hem de ülkemiz gerçekleriyle en üst düzeyde uyumludur. Dolayısıyla kendimize neresinden bakarsanız bakın ülkemize eşsiz kazançlar sağlayacak bir yol seçtik" diyerek devam eden Erdoğan, "Açık konuşmak gerekirse ekonomi modelinde tercih değişikliğine duyduk yere de gitmedik. Şayet maç sürerken oyunun kurallarını bizim aleyhimize değiştirmeye çalışmasalardı belki bir müddet daha buna ihtiyaç duymayabilirdik. Fakat ülkemiz açık bir ekonomik saldırı ile karşı karşıya kalınca sınırlarımızı korumak için ne yaptıysak buna da aynı tavrı sergiledik" sözlerini kaydetti.
Öte yandan Erdoğan vatandaşların yaşadığı geçim sıkıntısına da değindi; "İnşallah önümüzdeki yılbaşında tüm ücretlilerin durumlarını kayıplarını telafi edecek şekilde tekrar gözden geçireceğiz. Hiçbir vatandaşımızın enflasyonun altında ezilmesine izin vermeyeceğiz" diye konuştu.
Dış politikaya ilişkin de açıklamalarda bulunan Erdoğan'ın gündeminde Yunanistan vardı. "Ege’deki gayri askeri statüdeki adaları silahlandıran Yunanistan’ı bu hususta adeta teşvik edilmesi akılla, izanla, müttefikle de bağdaşmaz. Bölgede tahrik ve gerilim siyaseti gütmek hiç kimsenin hayrına değildir" diyen Erdoğan, "Biz 100 yıl sonra Yunanistan’ı kimlerin yeniden üzerimize saldığını çok iyi biliyoruz bu şekilde oynanmaya çalışılan oyunun farkında olduğumuzu her fırsatta söylüyoruz. Yunanistan yönetimine kendini ve halkını felakete sürükleyecek kışkırtmalardan uzak durmasını tavsiye ediyoruz" açıklamasını yaptı.
Yeni anayasa çalışmalarının yeni dönemde süreceğini ifade eden Cumhurbaşkanı, "Türkiye'yi hakkı olan yeni anaysa ile buluşturarak darbe dönemlerinin son izini de sileceğine inanıyorum. İnsanlarımızın temel hak ve özgürlüklerini en süt seviyeye çıkartan sessiz devrimleri hayata geçirdiğimiz gibi inşallah yeni anayasa çalışmasını da tamamlayacağız. Türkiye'yi vesayetin darbelerin zulümlerin utancından vatandaşlarımızı kökeni inancı meşrebi kılık kıyafet ve kültürü sebebiyle horlanmaktan beraber kurtardık. Yeni anaysa ile bu kazanımların ahdi temelini de olması gereken hale getirmek istiyoruz" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"TBMM mili mücadele yollarından beri bu ülkenin her türlü meselenin çözümünde öncü bir rol üstlenmiştir bugün de gerek 27. dönem boyunca çıkarılan kanunlarda gerek halen genel kurul gündeminde bekleyen tekliflerle gerekse bundan sonra gündeme gelecek çalışmalarla meclisimizin tarihi misyonunu hakkıyla yerine getirdiğine, getireceğine inanıyorum. Meclisimizin seçim takvimine göre çalışmalarına ara vermeden önce pek çok kritik düzenlemeyi hayata geçirerek bu yasama yılını da en iyi şekilde değerlendireceğine inanıyorum. Türkiye yaklaşık 8 ay sonra gideceği seçimlerde hem TBMM üyelerini hem de yürütmenin temsilcisini cumhurbaşkanını belirleyecek. Dünyanın ve ülkemizin gerçekten tarihi günler yaşadığı, dengelerin kökünden sarsıldığı siyasi ekonomik ve askeri güç merkezlerinin oluştuğu bir dönemde bu seçimleri yapacağız. 27. dönem milletvekilleri olarak, sizlerin üstlendiğiniz misyonun gereklerini başarıyla ifa etmiş bir kadro sıfatıyla milletimizin gönlündeki yerini aldığınıza inanıyorum. Meclisimize yaptığınız hizmetler için şimdiden her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum.
"Bir dönem ülkemize demokrasiyi bedel ödemediği için içselleştiremediği ithamları yöneltilirdi şimdi ise karşımızda son çeyrek asrın en iddialı demokrasi ve kalkınma programlarının ahdi altyapısını kurmuş bir TBMM var. Şimdi karşımızda darbecilere direnerek milli iradenin üstünlüğünü hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde tescillemiş bir meclis var. Şimdi karşımızda her türlü tehdide rağmen temsilcisi olduğu milletin hakkını hukukunu menfaalerini can siperhane koruyan bir meclis var.
"Meclisimizin ve milletvekillerimizin zaman zaman maruz kaldıkları iftira derecesine varan saldırıların bir sebebi de işte bu tablodur. Türkiye'yi ısrarla müstemleke muamelesine maruz bırakmak, siyasi ve ekonomik olarak peykleri konumunda görmek isteyenler meclisimizin bu onurlu duruşundan da rahatsızdır. Ama biz kimin ne dediğine kimin ne istediğine değil milletimizin neye ihtiyacı olduğuna yasamasıyla yürütmesiyle yargısıyla birlikte istikametimizi çiziyor yolumuza devam ediyoruz. Cumhuriyet tarihinin en köklü reformlarına bu meclis imza atmıştır.
"Elbette tamamlayıcı reformlarını da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin manisi yüce meclisimizle birlikte inşa edecek ve hayata geçireceğiz. İnşallah önümüzdeki dönemde yasama ve yürütme olarak otak gündemimizin başlında bu husus yer alacaktır. İçimizde ukde kalan bir diğer mesele de ülkemizi yeni sivil demokratik yöntemlerle inşa edilmiş kapsayıcı, sade ve vizyoner bir anayasaya kavuşturmaktır. Yeni anayasa konusunda 2013 ve 2021 yıllarında yaptığımız samimi çağrılar maalesef ülkemizi böyle bir kazanımla buluşturmaya yetmedi. Yeni dönem meclisimizin Türkiye'yi hakkı olan yeni anaysa ile buluşturarak darbe dönemlerinin son izini de sileceğine inanıyorum. İnsanlarımızın temel hak ve özgürlüklerini en süt seviyeye çıkartan sessiz devrimleri hayata geçirdiğimiz gibi inşallah yeni anayasa çalışmasını da tamamlayacağız. Türkiye'yi vesayetin darbelerin zulümlerin utancından vatandaşlarımızı kökeni inancı meşrebi kılık kıyafet ve kültürü sebebiyle horlanmaktan beraber kurtardık. Yeni anaysa ile bu kazanımların ahdi temelini de olması gereken hale getirmek istiyoruz.
"Güvenlik güçlerimizle askerimizle ve istihbarat teşkilatımızla teröristlerin her an ensesindeyiz. Tehditleri kaynağında yok ederek ülkemizin güvenliğini, milletimizin huzurunu sınırlarımız dışında başlatma stratejimizi bir gece ansızın gelebiliriz ifadesiyle uygulamaya devam ediyoruz.
"Ülkemizi geliştirmek büyütmek güçlendirmek, milletimizin refahını artırmak için çalışıp çabalarken, küresel krizlerin ağır etkileriyle de mücadele ettik. Üstelik biz küresel krizlerle birlikte ülkemize yöneltilen saldırıları da göğüslemek zorunda kaldık. 2018 haziran ayından bugüne kadar dünyamız ikinci cihan harbi sonrasındaki en ağır sınamalarını yaşamıştır. Türkiye olarak biz bu dönemde küresel sınamalara ilave olarak merkezinde ekonominin yer aldığı tuzaklarla da uğraştık. Ülke ve millet olarak bekamızı ilgilendiren bir başlık veya her başlık önemlidir. Ama insanlarımızın doğrudan günlük hayatlarına dokunan ekonomi meselesi ayrıca ehemmiyetlidir. Bunun için sizlerle 2018'den bu yana uyguladığımız küresel krizlerin yakıcı etkilerinden korunmak için tahkim ettiğimiz ekonomi programımızı ana hatlarıyla paylaşmak istiyorum. Türkiye ekonomi modeline ilişkin yaklaşımlarımızı dün İstanbul'da bir grup yabancı iktisatçıyla da değerlendirme imkanı buldum. Bizim uyguladığımız ekonomi politikası kesinlikle akıntıya kürek çekme gibi akıl dışı bir amaca dayanmıyor. Tam tersine, biz ekonomik araçlar üzerinden ülkemize diz çöktürmek gayesiyle bugüne kadar ne kadar iyi doğru hep telkin edilmişi iktisat politikalarına da aykırı şekilde maruz kaldığımız sinsi oyunları bozmak için kendi modelimizi geliştirdik. Daha önemlisi bu modelin hem iktisat ilminde yeri vardır hem dünyada örnekleri mevcuttur hem de ülkemiz gerçekleriyle en üst düzeyde uyumludur. Dolayısıyla kendimize neresinden bakarsanız bakın ülkemize eşsiz kazançlar sağlayacak bir yol seçtik. Açık konuşmak gerekirse ekonomi modelinde tercih değişikliğine duyduk yere de gitmedik. Şayet maç sürerken oyunun kurallarını bizim aleyhimize değiştirmeye çalışmasalardı belki bir müddet daha buna ihtiyaç duymayabilirdik. Fakat ülkemiz açık bir ekonomik saldırı ile karşı karşıya kalınca sınırlarımızı korumak için ne yaptıysak buna da aynı tavrı sergiledik.
"İnşallah önümüzdeki yılbaşında tüm ücretlilerin durumlarını kayıplarını telafi edecek şekilde tekrar gözden geçireceğiz. Hiçbir vatandaşımızın enflasyonun altında ezilmesine izin vermeyeceğiz.
"Bir deprem ülkesi olan ülkemizde 12 milyon vatandaşımızı yeni ve güvenli konutlara kavuşturduk. Halihazırda 350 bin konutun dönüşümü sürüyor. Geçtiğimiz haftalarda 500 bin sosyal konut 250 bin konut amaçlı arsa 50 bin işyeri kampanyamızın müjdesini milletimle paylaştık. İlk etap olan 250 bin sosyal konusun 100 bin konut arsasının ve 10 bin işyeri inşasına hemen başlıyoruz. Konut amaçlı arsa üretimini 1 milyona çıkaracak bir hazırlığın içindeyiz.
"Satın alma gücü paritesine göre Türkiye 2021 yılında dünyanın en büyük 11. ekonomisi Avrupa'nın ise 4. büyük ekonomi haline geldi. Türk ekonomisi 2002-2021 dönemden yılık oranında yüzde 5,5 büyüme kaydetti. Geçtiğimiz yıl büyüme oranımız yüzde 11 ve bu yılın ilk yarısında yüzde 7,5 seviyesinde gerçekleşti. Covid-19 salgınının dünya ekonomilerini derinden sarstığı bir ortamda Türkiye G20 ülkeleri içinde en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer aldı.
"Yerli elektrikli otomobilimiz TOGG'un Gemlik'teki fabrikasını 29 Ekim'de açıyor, seri üretimi başlatıyoruz.
"Üç kıtanın kavşak noktasında yer alan Türkiye yaşanan tüm gelişmelerde en fazla etkilenen ülke konumundadır. Türkiye'nin içine kapanma bölgedeki hadiseleri tribünden seyretme lüksü yoktur. Dünyanın 34 farklı ülkesine yayılan 78 şehitliğimiz dış politikamızın tabii sınırlarını da çizmektedir. Hiç kimse Türkiye'nin ufkunu 780 bin kilometrekareye hapsedemez. Bize uzunca bir vakittir unutturulmaya çalışılsa bile bölgemizde cereyan eden her olay bu hakikati hepimize tekrar hatırlatmaktır. Türkiye olarak işte bu gerçekler ışığında vatandaşlarımızla birlikte dosta ve kardeşlerimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışmaktayız.
"Ülkemizin gayretleri neticesinde varılan tahıl koridoru mutabakatı, prestiji sarsılan BM'nin son yıllarda kaydettiği en büyük başarılardan biri oldu. 5 milyon tonun üzerinde bizim bu koridordan tüm dünyaya sevk ettiğimiz bütün kayıtlarda mevcuttur. Rusya Ukrayna arasında gerçekleştirilen esir mübadelesi bu işin en önemli yükseldiği çıtadır. Türk diplomasisini çok farklı bir lige yükseltmiştir bu. New York'ta yaptığım görüşmelerde tüm cumhurbaşkanları başbakanlar öncelikle bizim bu esir mübadelesinde üstlendiğimiz rol sebebiyle bizlere teşekkür etmişler ve her türlü takdirin üstünde olduğunu söylemişlerdir.
"BM'nin tam karşısında abide bir eser olarak yükselen Türkevi, bu sene diplomasinin kalbinin attığı yerlerden biri haline gelmiştir. Yine bu temaslarımızda daha düne kadar bize olmadık ithamlarda bulunanların savunma sanayi başta olmak üzere pek çok alanda ülkemizle işbirliğini geliştirmenin yollarını aradıklarını gördük. New York öncesi Semerkant'da yapılan zirve ikili ve çok taraflı temaslarıyla ülkemizin genişleyen dış politika vizyonunun bir örneği olmuştur. Terörizmle mücadeleyle kararlığımızı NATO'nun en son genişleme sürecinde açıkça gösterdik. Madrid'de kabul edilen NATO'nun yeni strateji belgesinde terörizmin ittifaka yönelik ana tehditlerden başlıcası olarak tanımlanmasını kayda girdik. Madrid zirvesi öncesinde imzaladığımız üçlü muhtırayla da terörle mücadeledeki beklentilerimizi kayda geçirdik. İsveç ve Finlandiya'nın verdikleri taahhütleri yerine getirip getirmediklerini titizlikle takip ediyoruz. Nihai kararı gazi meclisimiz verecektir. Biz ülkemize verilen sözler tutulana kadar bu konudaki ilkeli ve kararlı tutumumuzu koruyacağız. Bu konuda kimseye taviz verecek durumumu yoktur.
"Yurt dışına kaçan FETÖ'cu alçakların ülkemize iadesi ve hukuk önünde hesap vermesi için de tüm kurumlarımızla dört bir koldan çalışıyoruz. Terör belasını milletimizin gündeminden tamamen çıkarana kadar mücadelemizi tavizsiz sürdüreceğiz.
"Orta Doğu'da yakın çevremizde bir normalleşme iklimi zemin kazanmaya başladı. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve İsrail'le ilişkilerimiz karşılıklı çıkar temelinde gelişiyor. Mısır'la da benzer bir süreç ilerliyor.
"Ermenistan kendisine sunulan barış fırsatını iyi değerlendirmelidir. Belki de Prag zirvesinde Paşinyan’la da bir görüşme talebi var, bir görüşme olayı olacak."
"Amerika’nın Güney Kıbrıs Rum yönetimine yönelik silah ambargosunu kaldırma kararını kabul etmiyoruz.
"Ege’deki gayri askeri statüdeki adaları silahlandıran Yunanistan’ı bu hususta adeta teşvik edilmesi akılla izanla müttefikle de bağdaşmaz. Bölgede tahrik ve gerilim siyaseti gütmek hiç kimsenin hayrına değildir. Biz 100 yıl sonra Yunanistan’ı kimlerin yeniden üzerimize saldığını çok iyi biliyoruz bu şekilde oynanmaya çalışılan oyunun farkında olduğumuzu her fırsatta söylüyoruz. Yunanistan yönetimine kendini ve halkını felakete sürükleyecek kışkırtmalardan uzak durmasını tavsiye ediyoruz."