Cumhurbaşkanı Erdoğan TÜGİK Genel Kurulu'nda konuşma yaptı. Erdoğan yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:
''Camların öyle silahlı saldırıyla değil arbede sırasında kırıldığı için dünyayı ayağa kaldıranların bu saldırılar karşısındaki tavırlarını dikkatle takip edeceğim.
Bu gazeteleri yayınlarını beğenmedikleri için kürsüden fırlatarak terör örgütü mensuplarını da partiden izleyeceğim. Devletin milletin yanında yer alanlar ve karşısında duranları belli ettiler.
TÜGİK safını milletinin devletinin yanı olarak belirlemek suretiyle mücadeledeki yerini açık bir şekilde ortaya koymuştur.
Kimilerini hayırla, kimilerini ademe mahkum ediyorsak yarın da aynı değerlendirme yapılacaktır. TÜGİK hayırla yadedilenler arasında duracaktır.
Geçtiğimiz yıl en zor dönemlerden birini yaşadık. Terör eylemlerinin artması, üst üste 2 seçim gibi hadiseler kimilerini karamsarlığa sürükledi.
Ekonomik verilere baktığımızda moralimizi bozacak ciddi bir sıkıntı görmüyorum. Genç işadamlarına sesleniyorum; moralli olun, istikbal bizimdir, endişeniz olmasın.
Yurtdışına turizme gitmeyin, turizm faaliyetlerinizi yurtiçinde yapın. Yerli malzemeyi kullanın. Bir zamanlar okullarımızda yapardık ya yerli malı haftası, şimdi de yerli malı yılı olsun.
Yüzde 4 büyüdük, sanayi üretiminde yüzde 3,2 büyüdük. Tamamında büyüme hızı yüzde 4 gerçekleşmesi kesin oldu. Türkiye'nin yaşadığı tüm sıkıntılara rağmen bunu yakalaması çok önemlidir.
Ülkemize gelen yatırım rakamı yüzde 32,4'lük artış yaşadı ve 16 milyar 6 milyon dolar oldu.
Açılan şirket sayısı yükselirken kapanan şirket sayısı 16 binden 14 bine geriledi. Hiç endişeye gerek yok. Unutmayın kutlu doğumlar sancılı olur. Bu bir kutlu doğumdur.
Otomobil satışlar 726 bine yükseldi, 587 bindi. Beyaz eşya satışları da arttı. İşsizlik rakamı bir önceki yıl seviyesinde kaldı.
Cari açığımız dengeledi. Turizm gelirlerindeki düşüş küresel ekonomi ile ilgili görünüyor.
TÜGİK'in Türkiye turistiyiz kampanyasını destekliyorum.
Ben faiz konusunda hassasım. Faizi özellikle enflasyonun en önemli sebebi olarak görüyorum. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Faiz ve enflasyon doğru orantılıdır. Kim faizi yükseltmeyi savunursa o ekonomiye düşmandır.
Eğer benim ülkemde yatırım olacaksa kredi musluklarının açık olması lazım. Yüksek faizin olmaması lazım. ABD'de faiz oranı 0,50, Avrupa'da aynı oranlarda, Japonya İsrail eksi, bize ne oluyor? 16-17'lere kadar çıkıyor.
Bu denli faizin yüksek olduğu ülkede yatırım olabilir mi? Değerli kardeşlerim yatırımın durduğu yerde istihdam durur. Üretim durur. Rekabet gücü biter. Ben gerekli uyarılarımı yaptım, yapıyorum, yapmaya da devam edeceğim.
Yüzde 63'ten alıp tek haneli rakamlara indirme kavgamı çok iyi bilirler. Benimle çalışanlar çok iyi bilir. İsbatı ortada.
2015'te Türkiye'nin tökezleyeceğini umanların bir kez daha hüsrana uğradığını görüyoruz. Değerlendirmelerin bir kısmı art niyetli olmaktadır, bir kısmı ise Türkiye'yi tanımadıklarındandır.
Türkiye tıpkı bir buzdağı gibi görünmeyen gücü görünen gücünden çok daha büyüktür. Bu ülkenin gücünü anlamak için Anadolu'yu bilmek buraya ait olmak gerekiyor.
Hariçten bakan birisine bunu anlatabilmek zordur. Biz neler yapabileceğimizi biliyoruz.İnşallah 2016 öngörülenlerin çok üzerinde olur.
Sizlere çok önemli görevler düşüyor. Geçtiğimiz hafta 3 ülkeyi kapsayan Güney Amerika seyahatim oldu. 100'ü aşkın işadamıyla birlikte gittik.
DEİK'in oradaki kuruluşlarıyla düzenlediği çalışmalara katıldık. İşadamlarımıza hitap ettik. Derdimiz işadamlarımıza heyecan verelim bazı adımlar atılsın. Ama o ülkede ama bizim ülkemizde. Unutmayın siz gitmezseniz onlar gelir. Siz gitmezseniz onlar gelir, büyümezseniz küçülürsünüz.
Sizin için uzak diye meçhul diye bir yer olmamalı. Elini sıkmadığımız, gözüne bakmadığımız ortakla kalıcı iş yapamazsınız. TÜGİK'in üyeleri için yakında düzenleyeceği İran programını önemsiyorum.
Ekonomi Bakanımız'ın uzak seferleri olacak. Birçok adımların atılmasına vesile olacaktır. Suriye meselesi giderek derinleşen bir yara olarak yüreklerimizi dağlamaya devam ediyor.
Esed ve destekçileri insanların canlarını kurtarmak için sığındığı binalar ağır bombardımana mağruz kalıyor. Acımasız katliam haberleri alıyoruz. Suriye pazarlıkların yapıldığı bir ülke haline geldi.
Esed iktidarını devam ettirebilmek için terör örgütleri, yabancılara peşkeş çekilmesine rıza gösteriyor. Bölgeden ülkemize doğru yeni bir göç dalgası başladı.
Durumları acil ve kritik olanları kabul ettik. 35 bini sınır hatlarında bekleyişlerini sürdürüyor. Rusya'nın ve rejimin saldırıları devam ederse bu sayının 600 bine çıkma ihtimali var.
Bazı hususların altını çizmek istiyorum. Bu göç akımının sebebi Rusya ve Esed rejiminin sivil halka tavrıdır. BM'nin ülkemize çağrıda bulunması samimiyetsizliktir. Neymiş kapınızı açın onları alın. Ey BM sen ne işe yarıyorsun, senin görevin ne? Bu mültecilere sen ne kadar destek verdin.
Bu BM bu iş için kurulmadı. Bakıyorsun bazıları 100 tane, 300 tane, bin tane almış. Bizim alnımızda enayi yazmıyor, kusura bakmayın. Gereği neyse yaparız. Herhalde otobüsler, uçaklar boşuna durmuyor.
Bu nasihatı verenler diğer ülkere de bir nasihat versinler de o ülkelere de gönderelim. 3 milyona yakın mülteciye Türkiye zaten sahip çıkıyor.
Gelin Kuzey Suriye'de terörden arındırılmış bölge kuralım dedik.