Tuz Gölü Doğalgaz Tesisleri açılış töreninde konuşan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Açılışını yaptığımız, toplam maliyeti 700 milyon doları Tuz Gölü yeraltı doğalgaz depolama tesisinin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını Allah'tan temenni ediyorum.
Tuz Gölü'nün yüzünün 1100 ila 1400 metre altında doğalgaz depoları oluşturuldu. Her biri 630 bin ile 750 bin metreküp arasında kapasiteye sahip 12 suni mağaraya toplamda 1,2 milyar metroküp doğalgaz depolanacak.
Böylece günlük 44 milyon metreküp doğalgazı şebekeye vereceğimiz bir rezerve sahip oluyor. Bir kısmı tamamlandı, bir kısmında çalışma sürüyor. Bunlar hep bu millet için. Öyle mi? 16 Nisan, öyle mi? Maşallah. Allah nazardan saklasın. Buraya yola çıkarken imzayı attık. Niçin attık? Hayırlı olsun.
Nereden nereye. Atıl durumlarda ülkemizin gaz ihtiyacını karşılamaya yönelik başka çalışmalarımız da var. Geçtiğimiz aralıkta bakanım da açıkladı, İzmir'de ilk yüzer LNG depolama terminalini başbakanımız ve bakan arkadaşlarımız birlikte hizmete açtı.
Trakya ve Mersin'deki depolama tesisleriyle birlikte ülkemiz doğalgaz ve LNG depolama konusunda önemli bir yere gelme konusunda hızla ilerliyor.
Emeği geçen, eski bakanlarımız, şimdi de Berat Bey'le birlikte Çinli yetkilileri huzurlarınızda tebrik ediyorum. Bizim hizmetimizin ulaştığı yere bunların hayalleri bile ulaşamaz. Bu hayırcılar var ya bunlar, bunlar var ya bunlar, bunlar sadece laf üretirler ama biz size aşığız.
O aşk olunca dağları delersiniz, Tuz Gölü'nün altına doğalgazı da depolarsınız. Bu aşk olmazsa olmaz. Yan gelip yatarak bunlar olmaz. Bu aşk olursa Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaparsınız, Boğaz'ın altına Marmaray'ı yaparsınız. Marmaraydan 200 milyona yakın insan geçti. Bu aşk olursa Avrasya Tüneli'ni yaparsınız, Osmangazi Köprüsü'nü yaparsınız. İşte şimdi 18 Mart'ta Çanakkale Köprüsü'nün de temelini atıyoruz.
Aşk aşk. İnşallah yine bu aşk bizi dertli etti, dertli. Şimdi de Karadeniz'i Marmara'ya bağlıyoruz inşallah. Bu yıl onun da adımını atacağız. Biz dertliyiz be. Biz bu millete aşığız. Onun için koşacağız. İşte onun için diyoruz ki, bu sistem var ya bu sistem. Bu bizim bileklerimizde prangaydı. 16 Nisan'da bu prangaları söküp atmaya var mıyız? Hep beraber yapacağız bunu.
Toplu açılışı gerçekleştiriyoruz. Birçok yatırım var. Derslik amfi vesaire yatırımlar var. Tabii bu arada toplu konutun yaptığı yatırımlar var. Sahiplerine teslim edildi. Ben bugün Ankara'dan Aksaray'a girdim ki elhamdülillah Aksaray değişmiş. 4 yavrusu imam hatipte okuyan bir babayım. Kapılarda çok çile çektik. Kızlarımı başörtülerinden dolayı çocuklarımızı maalesef kat sayısına tabi tutarak istedikleri üniversiteye sokmadılar.
Biz de çocuklarımızı yurt dışına göndermek zorunda olduk. İmkan vardı yaptık, dünyanın en güçlü üniversitelerinde okudular ama Türkiye'de maalesef üniversiteye sokmadılar. Az önce sayın başbakan da söyledi, biz hiçbir beşeri gücün önünde eğilmeyiz. Biz sadece rabbimizin huzurunda, rükuda, secdede eğiliriz.
Şimdi ise şu millet Allah'ın izniyle elele verdiği sürece biz ülkemizi de muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkartacağız.
Türkiye yönetim sistemini değiştirme yolunda önemli bir kavşağa geldi. İşte bugün buraya gelirken imzayı attım. Şimdi süre başladı. İnşallah 16 Nisan'da benim aziz milletim sandığa gidiyor. Selçuklu'nun, Osmanlı'nın, cumhuriyetin şehri Aksaray'ın da tarihi bir destek vereceğine inanıyorum.
Her adımımızda olduğu gibi bu konuda da milletimizin iradesinin başımızın üzerinde yeri var. Biz hiçbir dönem milletten korkanlardan, kaçanlardan, tepeden bakanlardan olmadık, olmayacağız.
Çünkü biz bu millete hâkim olmaya değil, hadim olmaya geldik. Efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik ve buna devam ediyoruz, devam edeceğiz. Niye? Kardeşlerim, ah hanım kardeşlerim, ah beyefendi kardeşlerim.
Cumhurbaşkanı olsan ne yazar, başbakan olsan, milletvekili, belediye başkanı, vali olsan ne yazar. Trilyarder olsan ne yazar. Ölmeyecek miyiz? Millete tepeden bakılmaz.
Milletimizi seviyoruz. Gerekiyorsa baş veririz, bedel öderiz. Darbelere, muhtıralara, terör örgütlerine göğüs gereriz.
Bu konuda benim tavrımı biliyorsunuz. 16 Nisan inşallah bunun ilk işareti olacak. Benim askerimi, polisimi, koruyucumu, vatandaşımı şehit edenin akıbeti aynen idamdır. Parlamentoda yasama organı anayasayı değiştirir, adımını atar. Buna evet mi? İşte anamuhalefet bundan çekiniyor.
Ne diyor, George ne der, Hans ne der. Bırak sen George'u Hans'ı ya, Ahmet ne der, Fatma ne der, toprağın altındaki Mehmedim ne der? Mehmedimin bu noktada kanı yerde kalırsa bunun hesabını veremezsiniz.