Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde konuştu. Erdoğan, Biraz da fakirlik, gariplik sebebiyle, bulunmaz kitapları sahaflardan alırdık. Kültürde ve sanatta ne kadar güçlüyseniz çevrenizi aynı derecede etki altına alabilir, yönlendirebilir, yönetebilirsiniz demektir. Günümüzde de küresel sistemi yönetenlerin en güçlü silahlarının müziğiyle, sinemasıyla, edebiyatıyla, modasıyla kültür araçları olduğu açık bir gerçektir. Yumuşak güç diye tarif ettiğimiz bu araçlar yeri geldiğinde askeri, teknolojik, finansal güçten çok daha etkili operasyon vasıtalarına dönüşmektedir. İnternet içeriğini kimin yönettiği kimlerin elinde atom bombası olduğundan çok daha önemli hale gelmiştir. diye konuştu.
Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
Ancak ne kadar çok içerik üretimi yaparsa yapsın bu araçlar hâlâ geleneksel kültür ve sanat faaliyetlerinin insan ruhuna bıraktığı etkiyi oluşturmanın çok uzağındadır. Teknolojinin ve internetin sunduğu sınırsız denebilecek imkânlar insanın ruhundan, kalbinden, gönlünden süzülüp gelerek şekillenen eserlerin yerini dolduramaz dolduramayacaktır. Bir bilgisayara gerekli yazılımı yükledikten sonra roman da yazdırabilir, müzik de besteletebilirsiniz ama bu asla bir insanın ürettiği kültür-sanat eseri olamaz.
Bilgisayar bir insanın hayatında edinemeyeceği kadar geniş bir teknikle çalışabilir ama ortaya çıkan ürün yazılımı kodlayan kişinin ve koda göre çalışan sistemin ufku kadardır.
İnsan zihninin ve kalbinin üretebileceklerinin sınırı bilinen ölçülerle ifade edilemeyecek kadar geniştir, derindir. Çünkü Rabbimiz insanı diğer tüm yaradılmışlardan üstün kılmışlardır. Bunun için de teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, insanın kültür ve sanat eserleri üzerinden ortaya koyduğu derinliği aşamayacağına inanıyorum. Ruhu esir bir insanın bedeni özgür olamaz. Kültür ve sanatta yapacağımız atılımla ruhumuzu esaretten kurtaracağız ki bedenimizi de özgür kılabilelim.
Bunun için medeniyetimizi yeniden yükseltmek istiyorsak öncelikle bakacağımız alan kültür ve sanattır. Geçtiğimiz 19 yılda demokrasi ve kalkınma alanında gerçekleştirdiğimiz büyük atılım tarihe geçecek başarının ifadesidir. Bundan sonra artık kültür- sanat, eğitim alanlarına yoğunlaşmamız gerekiyor, yoğunlaşıyoruz. Bunun fiziki alanlarını inşa ettiğimiz gibi içlerini de her yönüyle doldurmamız gerekiyor. Bu tabii yetiştireceğimiz insanlarla bağımlı.
Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılına atfettiğimiz 2023 hedeflerimiz daha çok maddi kalkınma unsurlarımız müteşekkiydi. İnşallah 2053 vizyonumuzun ana taşıyıcısı kültür ve eğitim olacaktır.
Türkiye’nin 81 faaliyete geçirdiğimiz kültür merkezlerini, kütüphaneleri, müzeleri ve nice eserleri medeniyetimizin üzerinde yükseleceği sütunlar olarak tasarladık. İnşallah kısa sürede tarihi Rami Kışlası’nı da bu tür eserlerden birisi olarak bitiriyoruz. Aynen millet kütüphanesinin İstanbul versiyonu olarak hızla inşaatı devam ediyor.
Ankara'daki CSO gibi, İstanbul'daki AKM gibi nice eseri yaptık. İnşallah çok kısa bir zaman içinde tarihi Rami Kışlası'nı da bu tür eserler içinde bitiriyoruz. Bunları da önümüzde çıkarılan nice engellere rağmen hayata geçirdik.
İstanbul'daki yeni AKM'nin safahatini hatırlayın. O binaya ne tür brandalar asmışlardı. Teröristlerin brandalarını o binanın gövdesine asmışlardı. Emniyetimiz onları indirdi, hepsini layık olduğu yere gönderdi. Biz ne yalanlarla boğuştuğumuzu bu eserlerle dünyaya ispat ediyoruz.
Geçmişte televizyon kanallarımız yabancı dizilerin işgali altındaydı. Şimdi tarihimizi anlatan televizyon dizilerimiz 150'ye yakın ülkeye ihraç ediliyor. Dünyada ABD'den sonra en fazla dizi ihraç eden ülkeyiz.
Bilim Kültür: Teoman Duralı
Müzik: İdil Biret
Görsel Sanatlar: Alev Ebuziyya
Sinema: Cüneyt Arkın
Edebiyat: Gürbüz Azak
Kaligrafi: Ethem Çalışkan
Sahaflık: İbrahim Manav
Vefa Ödülü: Kemal Tahir