Fotoğraf: AA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Elektrik Santralleri Toplu Açılış Töreni'nde konuştu.
Erdoğan, Mersin ve Sinop’un ardından üçüncü bir nükleer santral için ön hazırlıklara başladıklarını söyledi.
Açıklamasından öne çıkan ifadelerşöyle:
“Bugün çevrecilerin en çok eleştirdikleri kömür ve nükleer enerji santrallerinin kahir ekseriyeti batı ülkelerinde bulunuyor. Kömür ve nükleerle çalışan santraller olmasa batı karanlığa gömülür.
“Dünyada halen aktif olarak çalışan 450 nükleer santralin bulunduğu 30 ülkenin arasında ilk sıralarda ABD, Almanya, Fransa gibi ülkeler geliyor.
“Kömürü ve nükleer enerjiyi en çok kullanan batı ülkelerinde niye sokağa dökülmezler? Bu kampanyalar oralarda niçin olmuyor? Çünkü bu kampanyaları arka planda finanse edenlerin dertleri başka.
“Çorlu’dan Şırnak’a kadar devasa bir damar kömürle dolu. Biz önce bunu bir eritelim, bunun üzerinde çalışalım. Yenilenebilir kaynaklarla birlikte kömür kaynaklarını da etkin bir şekilde kullanabildiğimiz takdirde cari açığı kapatarak ülkemizin önünde yeni ufuklar açacağız. Enerji ve Tabii Kaynaklarımız yerli kömürün teşvik edilmesi amacıyla yeni bir projeyi hayata geçirdi.
"Greenpeace'çiler filan"
"Mersin Akkuyu'da inşası süren nükleer santrali, 2023 yılında devreye almayı planlıyoruz. Sinop'taki nükleer santralle ilgili çalışmalar sürüyor. Şimdi üçüncü bir nükleer santral için ön hazırlıklara başladık. Her üç projeyi de tamamlayarak ülkemizin hizmetine sunmakta kararlıyız
“Enerji yatırımları çok ciddi kaynak isteyen yatırımlar. Türkiye yenilenebilir enerjiye yönelirken bu tesislerin inşasında da söz sahibi olmak zorundadır. Aksi halde bu işler için yurtdışına çok ciddi kaynak aktarmak zorunda kalırız.
“Nükleer santrallerde de mümkün olduğu kadar teknoloji transferine dayalı bir sistemi kurmaya çalışıyoruz. Hidroelektrik santralleri konusunda da adeta devrim yaptık. Bu konuda da çok ciddi engellemelerle karşılaştık. Greenpeace’çiler filan. Bizim Karadeniz’de zaten hep bela olmuşlardır. Söze geldiği zaman da aydın diye geçinirler. Ya karanlıktasın ya. Biz insanlığın karanlıkta yaşamasını istemiyoruz.”