Erdoğan Kırıkhan'ın ardından gittiği Samandağ'da da "Ülkemizin dört bir yanından ihtiyaç duyulan tüm aracı, gereci, cihazı da bölgeye getirdik ancak tüm çabalara rağmen ilk günlerde vaktinde yetişemediğimiz yerler oldu. Afet bölgesinin genişliğine ve yıkımın büyüklüğüne rağmen devletin ve milletin imkanlarının tamamının deprem bölgesi için seferber edildiğinden kimse şüphe etmesin." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile incelemelerde bulunmak üzere, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Hatay'a gitti.
Deprem günü ve takip eden birkaç gün Türkiye'de ağır kış şartlarının hakim olduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Deprem, ulaşım ve haberleşme altyapısına ciddi zarar vermişti. Buna rağmen devlet olarak tüm gücümüz ve personelimizle bir an önce depremzede vatandaşlarımızın yardımına koştuk. Yıkıntıların altında kalanlara ulaşmak için arama kurtarma ekiplerini seferber ettik. Acil gıda ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak için, ülkemizin dört bir yanından binlerce tır malzemeyi bölgeye gönderdik. Gelen yardımları ve tahliye olan insanlarımızı organize etmek için bakanlarımızla, valilerimizle, milletvekillerimizle gece gündüz depremzede vatandaşlarımızla bütünleşerek, bunun altından kalktık, kalkıyoruz. Devlet ve millet hep beraber, tek yürek, tek bilek olarak deprem bölgesine doğru adeta sel olup aktık. Kamu görevlileriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, gönüllüleriyle, ferdi olarak yardıma gelenlerle birlikte, neredeyse yarım milyon insan deprem bölgesinde vazife üstlendi. Askeriyle, polisiyle, jandarmasıyla, sağlıkçısıyla, diğer kurumlarımızın ekipleriyle devletimiz sahadaydı. Belediyelerimiz, başkanları, personelleri, araç gereçleriyle ilk günden itibaren buradaydı."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin dört bir ucundaki ihtiyaç duyulabilecek her türlü ekibi, iş makinasını, malzemeyi bölgeye yönlendirdiklerini kaydetti.
Depremde zarar gören Hatay Havalimanı'nı bir hafta içinde yeniden işler hale getirerek, çalışmaların kolaylaşmasını sağladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ama gel gör ki ana muhalefet 'havalimanını biz onardık' yalanını ortaya koydu. 'Oranın hafriyatını biz taşıdık' yalanını ortaya attı. Yaptıkları böyle bir şey yok." dedi.
Erdoğan, Serinyol'a geldiğinde, Genel Başkanvekili Binali Yıldırım'a, "Hemen arkadaşlarımızla beraber geçin havalimanına, burada, havalimanının yapımında emeğin var, orada basın toplantısını da yap ve bunların yalanını ortaya koy." dediğini aktardı.
Yaptıkları uluslararası çağrıya cevap veren 100 ülkenin 90'ından gelen arama kurtarma ve yardım ekiplerinin de çok faydalı çalışmalar yürüttüğünü vurgulayan Erdoğan, "Ülkemizin bu zor gününde, bizimle dayanışma sağlayan herkese, yurt içi ve yurt dışındaki tüm gönül dostlarımıza bir kez daha milletim adına, şahsım olarak şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu.
"Hatay'ı asla yalnız bırakmayacağız"
Erdoğan, depremden sonra 8 Şubat'ta, müteakiben 20 Şubat'ta Hatay'a geldiklerini hatırlatarak, burada hem depremzede vatandaşlara geçmiş olsun ve taziye dileklerini sunduklarını hem de çalışmaları yerinde inceleyerek gereken talimatları verdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün üçüncü kez Hatay'a geldiğini belirterek, "Cumhur ittifakı olarak da buradayız. Geçen sefer olduğu gibi MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile birlikte bu ziyaretleri yaptık. İnşallah Hatay'ı asla yalnız bırakmayacağız." dedi.
Deprem gününden itibaren koordinatör bakanlar Hulusi Akar ve Fahrettin Koca'nın hep bölgede olduğunu anımsatan Erdoğan, diğer bakanların da kendi alanları ile ilgili konuları takip etmek üzere defalarca Hatay'a geldiğini kaydetti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci'nin sürekli bölgeye geldiğini, milletvekillerinin vatandaşlarla olduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazıları, kendi yakınlarından pek çok kişi kaybetmiş olmalarına rağmen, başta Hüseyin Yayman kardeşim, acılarını yüreklerine gömüp, şehirleri için canla başla çalıştılar. Diğer yerlerden arkadaşlarımız da sizlere destek vermek, faydalı olmak için Hatay'ı yol yaptı. Biz de önümüzdeki dönemde her fırsatta şehrimize gelerek sizlerle dertleşecek, yapılan çalışmaları bizzat denetleyeceğiz. Başbakanlığımdan bugüne Hatay'a yaptığımız altyapı ve üstyapı yatırımlarındaki emeğimizi Hataylı kardeşlerim çok iyi bilir. Bizim burada emeğimiz var, dertliyiz. Bundan sonra da emeğimiz olacak."
"Enkaz kaldırma faaliyetlerini hızlandırdık"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, depremin ilk günlerindeki öncelik olan arama kurtarma çalışmalarının bitmesiyle, enkaz kaldırma faaliyetlerini hızlandırdıklarını belirterek, "Sırf enkaz kaldırma çalışmasının bile ne kadar büyük ve meşakkatli bir iş olduğunu en iyi siz görüyor ve siz biliyorsunuz." diye konuştu.
Bölgede yeni konutların inşası için gereken hazırlıkları da süratle yürüttüklerini bildiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Hasar tespit çalışmaları bitince netleşecek olmakla birlikte, mevcut duruma göre Hatay'da 183 bin konut ve 15 bin köy evi yapmayı planlıyoruz. Kırıkhan'da inşa edileceğimiz konut sayısı ise 15 bin 785'dir. Bölge genelinde inşa edeceğimiz mesken ve köy evi sayısı 650 bini buluyor. Yer seçimi yapılan, zemin ve etüt çalışmaları biten her safhada, hemen inşaata başlıyoruz. Amacımız ilk etapta bir yıl içinde 319 bin konut ve köy evini tamamlayıp, sahiplerine teslim etmektir."
Erdoğan, hak sahibi herkesin, zemin artı 3 veya 4 katı geçmeyen binalarda, 3 oda 1 salondan oluşan evlerde güvenli, huzurlu, müreffeh şekilde hayatını sürdürmesini sağlayana kadar mücadeleyi devam ettireceklerini belirtti.
Yeni konutların teslimine kadar geçici barınma merkezlerine ihtiyaç olduğunu bildiklerini kaydeden Erdoğan, "İlk anda mecburen çadır kentlerle attığımız adımları, inşallah şimdi konteyner kentlerle devam ettiriyoruz. Şu ana kadar deprem bölgesinde 426 bin çadır kurduk, 2 ay içinde 100 bin konteyneri de faaliyete geçirmeyi planlıyoruz. Şimdiden neredeyse her gün 1000 konteynerin kurulumunu tamamlayıp yaşamaya hazır hale getirecek kapasiteye ulaştık." bilgisini verdi.
"Hatay'da 30 bin konteyneri depremzedelerimizin hizmetine sunuyoruz"
Erdoğan, Katar'dan gelen yüksek standartlı konteynerlerde de önceliği Hatay'a verdiklerini dile getirerek, "Sadece Hatay'da 30 bin konteyneri depremzedelerimizin hizmetine sunuyoruz. Yine Hatay'da Türk Silahlı Kuvvetlerimizin iki gemisini hastane olarak değerlendiriyor, Enerji Bakanlığımızın temin ettiği gemileri de barınma amaçlı olarak kullanıyoruz. Ambalajlı içme suyunun tedarik ve dağıtımında sorun olmamakla birlikte kullanma suyundaki sıkıntının henüz tamamen çözülemediğini biliyoruz. Yeni kuyuların devreye alınması ve arıtma tesislerinin aktif hale gelmesiyle inşallah bu mesele de kati olarak çözülecektir." diye konuştu.
"10'ar bin liralık ödemeler tamamlanmak üzeredir"
Seyyar tuvalet ve duş sistemlerinin yaygınlaştırılmasıyla bu konudaki ihtiyacın da karşılanmaya başlandığını aktaran Erdoğan, "Merkezde ve ilçelerimizde kurulmaya başlanan 2 bin 640 geçici iş yeriyle esnafımızın faaliyetlerini yürütebilmesini temin ediyoruz. Depremde her seviyede zarar gören hanelerimize yapılan 10'ar bin liralık ödemeler tamamlanmak üzeredir. Hayatını kaybedenlerin yakınlarına 100'er bin lira ödeniyor. Şartları karşılayan haneler için 15'er bin lira taşınma, 3 ila 5 bin lira arasında kira destekleri de başlamıştır." ifadelerini kullandı.
"Böyle bir iftira içerisine girilir mi"
Erdoğan, çiftçilere, destekleme ödemelerinin peşin yapılmasından, hayvan ve yem hibesine kadar pek çok kalemde destek verdiklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Ama akşam yalan, sabah yalan... Maalesef bu ana muhalefetin başındaki zat, çiftçilerimize destek verilmediğinden bahsediyor, yem verilmediğinden bahsediyor. İşi gücü yalan, başka sermayesi yok. Böylesine büyük bir afette, biz can derdindeyiz, o ise yalan derdinde. İnsan iradesini aşan hususların olmaması, kimi aksaklıkların yaşanmaması mümkün değildir ama böyle büyük bir felaketi yaşıyoruz, böyle büyük bir felaketi yaşadığımız dönemde akşam yalan, sabah yalan, böyle bir iftira içerisine girilir mi? Düşünebiliyor musunuz, şahsımın buraya gelmediğini söyleyecek kadar yalancı. Sen buralara ne zaman geldin? 3 kez kendim geldim, arkadaşlarımla beraber buralarda oldum. Tüm heyetim, bakanlarım daha anında, ilk gün kendilerini buralara gönderdim. Milletimizin de şahit olduğu gibi her türlü gayreti göstermemize rağmen eğer sıkıntılar yaşadıysanız, bize düşen sizlerden helallik istemektir."
"Beraber yeni bir geleceği inşa edeceğiz"
Hayatını kaybedenlerin acılarının, hayat boyu yüreklerini yakmayı sürdüreceğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Geride kalanların hayatlarını eviyle, eşyasıyla, işiyle, sağlığıyla, eğitimiyle yeniden düzene koymak için mücadele ediyoruz. Bunun için sizlerden şehrinize ve hayatınıza sahip çıkmanızı istiyorum. Tek bir vatandaşımın bile deprem yüzünden doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı şehrini terk etmesine gönlümüz razı değil. Ne yapacaksak burada yapacağız, neyi başaracaksak burada başaracağız. İnşallah bu mücadeleyi beraber yürütecek, beraber yeni bir geleceği inşa edeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yeni bir Kırıkhan kurmaya var mıyız?" diye sormasının ardından kalabalığın "Evet" yanıtını vermesi üzerine, "85 milyon olarak sırt sırta vererek asrın felaketinin üstesinden, asrın dayanışmasıyla geleceğiz. Rabb'im ülkemizi daha büyük felaketlerden korusun." dedi.
Bahçeli ve Soylu da hitap etti
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu depremin karşı karşıya bıraktığı sorunları aşabilmek için mücadele ettiklerini belirterek, "Allah bir daha böyle bir afetle hiçbirimizi karşı karşıya bırakmasın." ifadesini kullandı.
Konuşmasının ardından Soylu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi kürsüye davet etti.
Bahçeli, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen depremin acısının büyük ve yıkımlarının çok derin olduğunu ifade ederek, depremin ilk gününden beri her türlü tedbirin alındığını ve depremzedelerin geleceğe umutla bakabilmesi için çalışıldığını söyledi.
Güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti devleti olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Siyasi yönden kararlı, sorunları çözmede kabiliyetli, arkadaşlarıyla hizmet yarışında birbiriyle yarışan bir yönetimimiz var. Ama onun yanında her şeyden daha derini, sizin gibi aziz milletimizin güzide evlatlarının bu felaketi aşma konusunda ortaya koymuş olduğunuz irade takdire şayandır." diye konuştu.
Bahçeli, depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyerek, "Acılarımızı paylaşıyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Biliniz ki çok kısa süre içerisinde Kırıkhan ayağa kalkacak, hayat normalleşecek, insanlar yine mutlu olacak." dedi.
Samandağ'a geçti
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Bahçeli daha sonra muhtarlar ve kanaat önderleriyle toplantı yaptı, taleplerini aldı.
Samandağ Afet Koordinasyon Merkezi'nde açıklamada bulunan Devlet Bahçeli, "Ülkemiz büyük bir felaketle karşı karşıya kalmış, bu ülkenin insanlarından 50 bini aşkını rahmetli olmuş, çok sayıda yaralımız bulunmakta. Birçok yerleşim birimimiz, iş yerlerimiz harap olmuş, dağılmış ve ülkemiz büyük bir sıkıntı içerisinde bulunmaktadır. Böyle bir dönem içerisinde devletimiz güçlüdür, ülkemizin yönetimi, Cumhurbaşkanımız ve değerli kadro arkadaşlarıyla çok büyük bir gayret içerisinde, her türlü yarayı, her türlü felaketi, her türlü olmazı ortadan kaldırmak için gece gündüz gayret göstermektedirler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bütün unsurlarıyla, kamu kesiminde çalışanlarımızla, devletin her kademesinde yönetimde bulunan insanlarımızla ve değerli Mehmetçiklerimizle, komutanlarımızla, ülkenin bu felaketten aşınmasında üstün bir gayret gösterilmektedir. Bu acı büyüktür. Bunu görmemezlikten gelemeyiz. Bunu hafife alamayız. Sorunların çözümünde gecikme içerisinde olamayız ama bu acının çok da güzel işaretleri bulunmaktadır. Bu, birlik ve beraberliğimizin korunması, kardeşliğimizin pekişmesi, dayanışma ruhunun artması ve milletçe bu ülkenin insanları olarak bu yaranın kapanmasında, yönetimin yanında bulunma arzusu inşallah çok kısa süre içerisinde ülkeyi mutlu, devletimizi güçlü ve birlik ve beraberliğimizi de pekişmiş olarak ortaya koyacaktır” dedi.
"Vaktinde yetişemediğimiz yerler oldu"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu şartlar sıkıntılarımızı daha da artırdı. Pisti hasar gören Hatay Havalimanı’nın uçuşa kapanması, yolların hasar görmesi, ilk günlerde haberleşmenin güçlükle yapılabilmesi ilave sorunlar olarak karşımıza çıktı. Buna rağmen devlet ve millet olarak afetin ilk anından itibaren Hatay’a ve tüm deprem bölgesine ulaşmak için canla, başla gayret ettik. Şehirdeki kamu görevlilerimizden çalışabilecek durumda olanlar zaten hemen işlerinin başına koştular. Diğer yerlerden buraya ulaşmak için yola çıkan ekiplerimiz de epeyce mücadelenin ardından birer ikişer Hatay’a geldiler. Yıkılan bina sayısının fazla, arama kurtarma personeli sayısının sınırlı olması sebebiyle ekiplerimiz adeta vakitle yarışarak müdahalelerini yürüttü. AFAD’dan madencilerimize, belediyelerimizden sivil toplum kuruluşlarına kadar kendi personelimiz ve uluslararası ekiplerle dünyada eşi benzeri görülmemiş bir arama kurtarma sayısı olan 35 bin kişiye ulaştık. Bu ekiplerin yarısı Hatay’da görev yaptı. Diğer destek personelleriyle 271 bin görevli deprem bölgesinde çalıştı. Gönüllüler ve sivil toplum kuruluşu mensuplarıyla yaklaşık yarım milyon insanımız depremzedelerimizin yardımına koştu. Depremde yıkılan her yerleşim yerini üçer beşer belediyemize adeta zimmetleyerek onların altyapılarını ve güçlerini burada değerlendirdik. Ülkemizin dört bir yanından ihtiyaç duyulan tüm aracı, gereci, cihazı da bölgeye getirdik ancak tüm çabalara rağmen ilk günlerde vaktinde yetişemediğimiz yerler oldu. Afet bölgesinin genişliğine ve yıkımın büyüklüğüne rağmen devletin ve milletin imkanlarının tamamının deprem bölgesi için seferber edildiğinden kimse şüphe etmesin. Askerimizi, polisimizi, jandarmamızı, sağlıkçılarımızı, eğitimcilerimizi ilgili tüm kurumlarımızın personelini, uçağından helikopterine ve gemisine kadar tüm araçlarımızı depremzedelerimiz için harekete geçirdik” diye konuştu.
650 bin konut ihtiyacı
Deprem bölgesindekiler için 85 milyon kişinin tek yürek olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
"Tüm bunları en iyi deprem bölgesindeki 11 şehirde yaşayan 14 milyon insanımız gayet iyi biliyor. Vefat sayısının 48 bini bulduğu, yaralıların 115 bini aştığı, 50 bin binanın yıkıldığı böyle bir felaket karşısında Türkiye’den daha hızlı refleks verecek bir ülke yoktur. Bunu ülkemize gelen yabancıların bizzat kendileri söylüyor. Üstelik yürütülen arama kurtarma ve yardım çalışmaları, ardı arkası kesilmeyen, bir kısmı da müstakil deprem büyüklüğünde olan sarsıntılar eşliğinde yapıldı. Fedakarca ve kahramanca yapılan bu çalışmalarda yer alan tüm kamu personelini, gönüllüleri, sivil toplum mensuplarını, uluslararası ekipleri, şahsım, milletim adına tebrik ediyorum. Çalışmaların düzene girmesiyle birlikte önce arama kurtarma faaliyetleri ardından enkaz kaldırma çalışmaları hızlandı. Bu arada kalıcı barınma merkezlerinin, acil gıda ve giyim ihtiyaçlarının temini için gereken mekanizmalar kuruldu ve işler hale getirildi. Milletimizin, ülkenin dört bir yanından adeta yağdırdığı yardım malzemeleri belirli bir düzen içerisinde depremzedelere ulaştırılmaya başlandı. Çadırlardan yurtlara, okullardan otellere, diğer bölgelere gideceklere sağlanan kolaylıklardan, konteyner kentlere kadar eldeki her imkan değerlendirildi. Artçı sarsıntıların sürmesi, ister istemez evleri sağlam veya az hasarlı vatandaşlarımızı da huzursuz ettiği için bölge dışına epeyce bir gidiş yaşandı. Köyü olanlar köyüne, diğer yerlerde akrabası, eşi, dostu olan, onların yanına, talep edenler devletin sağladığı barınma merkezlerine giderek deprem fırtınasının dinmesini bekledi. Tabi biz bu arada kalıcı konutların inşası için hemen kolları sıvadık. Yer tespiti yapılan, zemin ve etüt çalışması biten yerlerde süratle temelleri atıp işe başladık. Orta hasarlıların da dahil edilmesiyle yaklaşık 650 bin konut ihtiyacımızın olduğunu gördük. Acil ihtiyaç olan 244 bin konutun ve 75 bin köy evinin inşasını 1 yıl içerisinde bitirecek bir planlamayla yolumuza devam ediyoruz. Samandağ’da inşa edeceğimiz konut sayısı 17 bin 331’dir. İnsanlarımızın tamamını sağlam, güvenli, huzurlu konutlara kavuşturana kadar inşa ve ihya faaliyetlerini sürdüreceğiz. Geçmişte bu konuda yaşadığımız zorlukların bir daha tekerrür etmemesi için gereken adımları da ilk fırsatta atacağız. Tüm bu çalışmalarda depremde en çok yıkıma ve can kaybına uğrayan Hatay ve ilçeleri önceliklerimizin en başında yer alacaktır.”
"Evlatlarımıza bırakacağımız en büyük miras işte bu olacaktır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, afetlerin aynı zamanda milletlerin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini, dayanışmasını, kabiliyetini ve dirayetini test ettiği sınamalar olduğunu aktararak şöyle konuştu:
"Hamdolsun Türkiye, 6 Şubat depremlerinin sınamasından alnının akıyla çıkmıştır. Her dönemde görülebilecek birkaç küçük hadise, kötü ses, provokasyon girişimi dışında kalplerimizi de ellerimizi de birleştirerek yaşadığımız felaketin yaralarını sardık, yönümüzü tekrar ortak geleceğimize döndürdük. Güçlü bir devletin, kıvançta ve tasada ortaklaşabilen bir milletin önemi böyle dönemlerde daha iyi anlaşılıyor. Bunun için ilk asrını geride bıraktığımız Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin bize sunduğu güven, huzur ve refah çatısına daha sıkı sahip çıkmalıyız. Yaşadığımız onca felakete ve saldırıya rağmen geleceğe umutla bakmamız için sayısız sebebimiz var. Buna karşılık bizi farklılıklarımız üzerinden birbirimize düşürmek isteyenler de her zamankinden daha büyük bir hırsla üzerimize geliyor. Milletçe, bin yıllık kardeşliğimizden aldığımız güçle bu tuzakların hepsini bozacak dirayete hamdolsun sahibiz. Coğrafyamızda asırlardır oynanan oyunları artık çöpe atma, kendi oyunumuzu yazma, yönetme ve sergileme vakti gelmiştir. Cumhuriyetimizin yeni asrını, hayallerimizin peşinde giderek, kendi vizyonumuzu inşa ederek, kendi programlarımızı uygulayarak Türkiye Yüzyılı haline getirmekte kararlıyız. Evlatlarımıza bırakacağımız en büyük miras işte bu olacaktır. Küresel krizleri fırsata dönüştürme yolunda attığımız adımlardan en küçük bir tavsamaya izin vermeden inşallah bu mücadeleyi sizlerle birlikte zafere ulaştıracağız. Türkiye’nin büyümesi, güçlenmesi, kalkınması, zenginleşmesi, kendi vatandaşlarıyla birlikte bölgesindeki herkesin de yararınadır. Bize dualarıyla destek veren kardeşlerimizin ihtiyaç duydukları her zaman yanlarında olmayı sürdüreceğiz.”
Karaçay Barajı talimatı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplantı sırasında bir katılımcıdan gelen Karaçay Barajı’nın tamamlanması talebiyle ilgili de konuşarak, en kısa zamanda gerekli talimatı Devlet Su İşleri’nden (DSİ) sorumlu Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’ye vereceğini sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler daha sonra Defne ilçesindeki sahra hastanesine hareket etti.