Erdoğan, onur konuğu olarak katıldığı "Geleceğin Hükümetlerini Şekillendirmek" teması altında düzenlenen Dünya Hükümetler Zirvesi'nde İsrail'in Gazze'ye saldırılarına sert tepki gösterdi.
Dubai’de düzenlenen “Dünya Hükümetler Zirvesi”nde konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Büyüyen ekonomisiyle, diplomasi kulvarında elde ettiği başarılarıyla ve savunma alanındakini atılımlarıyla kendinden söz ettiren bir Türkiye gerçeği var. Böyle bir Türkiye’yi inşa etmekten gurur ve heyecan duyuyorum. Depremin üzerinden daha bir yıl geçmeden enkazları kaldırdık, vatandaşlarımızın acil barınma ihtiyaçlarını giderdik. Her ay 12-20 bin konut teslim ederek yılsonuna kadar 200 bin konutun teslimatını yapmayı hedefliyoruz. Etrafı ateş çemberiyle kuşatılmış olan ülkemizin bugünkü konumuna gelmesi kolay olmadı. Hiçbir zaman dikensiz bir gül bahçesinde yürümedik.
Okuduğumuz bir şiir nedeniyle hapse atılmamız sonucu siyasi hayatımız bir süre kesintiye uğradı ama buna rağmen İstanbul’daki başarımız önümüzde yeni kapıların açılmasına çok daha büyük bir başarı hikâyesinin yazılmasına vesile oldu. 2001 senesinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak şiarıyla Partimizi kurduk. Kuruluşundan sadece 15 ay sonra girdiğimiz ilk seçimlerden açık ara birinci çıkarak Türkiye’yi yönetmen sorumluluğunu üstlendik. Hapse girdiğimizde kimi gazeteler muhtar bile olamaz manşetleri atmıştı ama biz önce başbakan sonra cumhurbaşkanı sıfatıyla yaklaşık 21 yılı aşkın süredir milletimize hizmetkârlık ediyoruz. Bu döneme sadece çağ atlatan reformları sığdırmadık aynı zamanda 17 seçim zaferini de sığdırdık. Son olarak Mayıs ayında yüzde 90’arı bulan katılım oranıyla gerçekleşen ve oldukça çekişmeli geçen seçimlerde tarihi bir başarıya daha imza attık. Şimdi de yerel seçimlere hazırlanıyoruz. 48 gün sonra Allah’ın izniyle bu seçimlerde 18. Zaferimizi elde edeceğiz. Çünkü biz geçmişte olduğu gibi şimdi de insan için ancak emeğinin karşılığı vardır inancıyla çalışmalarımızı yoğun ve sıkı bir şekilde sürdürüyoruz. Bir noktayı da özellikle vurulamam gerekiyor, hükümet işlerinde daima insanı yaşat ki devlet yaşasın prensibini kendimize rehber edindik. Biz insanı yaşatarak insanı yücelterek insanların kalbini kazanarak devleti yaşattık güçlendirdik. Halkımızın desteği olmasaydı hiçbirini başaramazdık.
Tedavinin yarısı teşhisin doğru konulması, sorunun kaynağını doğru tespit etmezsek çözümü bulamayız. Bölgemizde barış ve kalkınmaya giden yol bağımsız Filistin'in kabulünden geçiyor. İsrail kalıcı barış istiyorsa yayılmacı hayaller peşinde koşmayı bırakmalı, 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığını kabul etmelidir. 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devleti vücut bulmadan atılan her adım yarım kalacak"
Mevcut İsrail yönetiminin pervasız, acımasız ve sorumsuz politikaları nedeniyle dünyada antisemitizm yükseliyor; biz bundan endişe duyuyoruz. Daha fazla gözyaşı akmadan bir an önce Gazze'de katliamı durdurmamız gerek"