Erdoğan: Kültür sanatta sadece kopya çektik, taklit ettik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Siz kendi mimarinize sahip çıkmazsanız, bu yönde bir vizyon ortaya koymazsanız kendinizi gecekondulara, çirkin betonarme binalara, son zamanlardaki gibi modern görünümlü çelik ve cam yığınlarına mahkum olursunuz dedi.
Erdoğan: Kültür sanatta sadece kopya çektik, taklit ettik
2016-12-28 20:01:20   Güncelleme: 2016-12-28 20:01:20    
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni'ne katıldı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki konuşan Erdoğan, kültürel değerlere sahip çıkma çağrısında bulundu. Erdoğan, Hayatın dinamizmi hiçbir alanı boş bırakmıyor, siz kendi mimarinize sahip çıkmazsanız, bu yönde bir vizyon ortaya koymazsanız kendinizi gecekondulara, çirkin betonarme binalara, son zamanlardaki gibi modern görünümlü çelik ve cam yığınlarına mahkum olursunuz. Tek şey para… para… para… ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle: Kültür sanat alanında gelişemeyen bir ülkenin gerçek manada bağımsız olabilmesi en azından bağımsızlığını sürdürebilmesi mümkün değildir. Ülke olarak bu gerçeği yeteri kadar idrak edemediğimizi kabul etmek mecburiyetindeyiz. Bu ödüllerimizin değerlerimizi önce kendi insanımıza sonra bütün dünyaya tanıtmada arzu ettiğimiz neticeyi almasını temenni ediyorum. Hiç şüphesiz onların gerçek yeri milletimizin kalbidir, gönlüdür, hafızasıdır. Verdiğimiz ödül sadece işte bu ahde vefanın tescilidir. Kültür, sanat ve ilim insanlarımızın ülkemize katkıları, güvenlikten ekonomiye, sağlıktan spora kadar diğer alandaki hizmetlerden daha aşağı görülemez.
Esasen kültür-sanat alanlarında gelişemeyen ülkelerin, bağımsızlığını sürdürülebilmesi mümkün değildir. Ülke olarak maalesef bu gerçeği yeteri kadar idrak edemediğimizi kabule etmek mecburiyetindeyiz. Sadece yeni değerler yetiştirme noktasında değil, küresel düzeyde anlatma ve büyük kitlelerin onları tanımaları konusunda da kat etmemiz gereken çok mesafe var.

Cumhurbaşkanlığı olarak Marifet iltifata tabidir sözünden hareketle hiçbir saplantıya katılma kültür, sanat, ilim insanlarımızı takdir amaçlı bu ödülleri veriyoruz. Farklı kamu kurumları tarafından yapılan bu değerlendirmeleri artık Cumhurbaşkanlığı bünyesinde toplayarak devletin en üst makamlı ödülleri noktasına getirdik.
Bu yılki Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Ödülleri, edebiyat alanında Mustafa Kutlu'ya, tarih alanında Sayın Prof. Dr. Kemal Karpat, müzik alanında Prof. Dr. Erol Parlak; az önce de ifadeleriyle bize yük yükledi, YÖK de çalışmalarını yapsın, müzik üniversitesi kurma alanında adımlarımızı atalım, sinema alanında Şener Şen'e verilmiştir. Vefa Ödülü için de merhum Ordinaryüs Prof. Süheyl Ünver'e verilmiştir. Emsalsiz eserlerini belediye başkanlığı döneminde toplumla buluşturmak bize ayrıca güç katmıştır.

Bilindiği gibi kültür dediğiniz, sanat dediğiniz hususlar bir anda üretilip bir anda yok edilen kıymetler değildir. Hepsinin arkasında çok eski, güçlü bir birikim vardır. Şu gerçeği de biliyoruz, sizin sağlam bir ekonomik, askeri, siyasi gücünüz yoksa kültürünüzü, sanatınızı yaşatmakta, geliştirmekte zorluk çekersiniz. Hatta tam tersi yönde bir akıbete de düccal olursunuz. Türkiye olarak, Türk milleti olarak böyle bir felaketi kısmen yaşadık, yaşıyoruz. Arka arkaya maruz kaldığımız travmalar bizi beka sorununa öylesine odakladı ki diğer hususlara zaman ayıramadık. Pek çok alan gibi kültür sanat konusunda da yanlış bir strateji tercih ettik

‘KÜLTÜR SANATTA DA SADECE KOPYA ÇEKTİK, TAKLİT ETTİK'

Kendimizi bir cam fanusun içine hapsedemeyiz. Tarihin bir noktasında dondurup bırakamayız. Karşılıklı etkileşim mutlaka olacaktır. Diğer alanlarla birlikte kültür sanatta da sadece kopya çektik, taklit ettik. Onları da kötü bir şekilde yaptık. Kendimize ait olanları geliştirmek şöyle dursun, mevcuda dahi sahip çıkamadık. Bu sürecin sonunda ise ne özü, ne şekli itibariyle dünyaya söyleyecek sözü olmayan bir ülke, toplum haline dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya kaldık. Bu demek değildir ki hiçbir şey yapılmamıştır. Elbette çok takdire şayan kültür sanat eserleri ortaya konmuş, ancak bunlar sınırlı bir alanda kalmış, kendi toplumumuza dahi ulaşmakta zorlanmıştır

. ‘TEK ŞEY PARA… PARA… PARA…'

Hayatın dinamizmi hiçbir alanı boş bırakmıyor, siz kendi mimarinize sahip çıkmazsanız, bu yönde bir vizyon ortaya koymazsanız kendinizi gecekondulara, çirkin betonarme binalara, son zamanlardaki gibi modern görünümlü çelik ve cam yığınlarına mahkum olursunuz. Tek şey para… para… para…

‘ŞENER ŞEN'İ ANLATMAYA GEREK VAR MI BİLMİYORUM'

Şener Şen'i anlatmaya gerek var mı bilmiyorum, zaten eserleriyle konuştu, konuşuyor, inşallah konuşacak. Türk sineması dendiğinde onun olmadığı bir sahnenin aklımıza gelmesi mümkün değildir. Hababam Sınıfı'ndaki Badi Ekrem'den Eşkıya'daki Baran'a, Züğürt Ağa'dan Kabadayı'ya geçmek kolay olmamıştır. Tiyatro serüveni var ki, takdir edilesi bir durumun da üstündedir.