Erdoğan: Osmanlı bölgeden çekildiğinden beri rahat, huzur, güvenlik yüzü görmeyen Ortadoğu coğrafyasına asla sırtımızı dönmeyeceğiz

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜGVA Gençlik Buluşması'na katıldı. Burada konuşan Erdoğan, "Osmanlı bölgeden çekildiğinden beri rahat, huzur, güvenlik yüzü görmeyen Ortadoğu coğrafyasına asla sırtımızı dönmeyeceğiz" dedi.
Erdoğan: Osmanlı bölgeden çekildiğinden beri rahat, huzur, güvenlik yüzü görmeyen Ortadoğu coğrafyasına asla sırtımızı dönmeyeceğiz
2024-03-08 18:59:53   Güncelleme: 2024-03-08 19:04:28    

Gazze'ye dair birçok mesaj veren Erdoğan, Hamas'ı terör örgütü olarak değil, direniş hareketi olarak tanımladığı için kendisini eleştiren muhalefete yönelik olarak, "İçimizdeki kimi kendini bilmezlerin söylemlerine bakarak devletinize ve milletinize karşı asla tereddüde kapılmayın. Bu ülkede siyaset yaptığı halde çıkıp utanmadan Hamas'a terör örgütü iftirası atan İsrail mühiplerine asla ve asla aldırmayın. Bunlar katil İsrail'e selam çakarak siyasi ikballerini garantiye alacaklarını düşünen kifayetsiz muhterislerdir" diye konuştu.

Erdoğan'ın gençlik buluşmasındaki açıklamalarından satır başları şöyle:

"Bugün burada karşımda ülkemizin en büyük gençlik hareketini görüyorum. Ülkemizin son on yıldaki gençlik çalışmalarına mührünü vuran çalışkan evlatlarımızı görüyorum, bir iyilik hareketi görüyorum. İhtiyaç duyduğu her an, her yerde milletimizin yanında olan kahramanlar görüyorum. Kalbi ülkesinin istiklali ve istikbali için çarpan Türkiye Yüzyılı gençliğini görüyorum.

"TÜGVA ailesi her alanda dal budak salıyor"

TÜGVA çatısı altında 85 ilimizde ve 605 ilçemizde faaliyet gösteren bu yeni nesil gençlik hareketi Allah'ın izniyle maya tutmuştur. Yurtlarıyla burslarıyla icraathaneleriyle destekleriyle kamplarıyla akademileriyle TÜGVA ailesi her alanda dal budak salıyor. Bu çelikten iradeyi daha da yükseltme vaktidir. Cumhuriyetimizin ikinci asrına damgamızı vuracağız. 

"Dünyada donanımın sadece diploma ile ölçüldüğü dönemler çok geride kaldı"

Mücadeleyi her alanda ve her konuda sürdürmeliyiz. Sizlerin böyle bir şuurla hayatınıza yön vermesini, dünyanın en şatafatlı üniversitelerin diplomalarından ben daha önemli görüyorum. Diploma zarftır, elbette kıymetlidir ama aslolan mazruftur. Dünyada donanımın önce ve hatta sadece diploma ile ölçüldüğü dönemler çok geride kaldı. Artık bireysel birikimler, kabiliyetler, beceriler, uzmanlıklar, analitik yetenekler çok daha önemli hale geldi. Bunun için sizlerden eğiminizi sürdürürken kişisel donanımınızı da tahkim etmenizi istiyorum. Hayatı sadece evi ile yurdu ya da evi arasında geçiren, fiziki ve manevi dünyasını geliştirecek faaliyetlerden uzak duran, akranlarıyla fikri müzakere yapacak birikime sahip olmayan, kabiliyetli olduğu alanlardaki farkını ortaya koyamayan, ahlaki açıdan da şahsiyetini inşa etmeyi dert etmeyen; olumlu anlamda varlığını ailesinde, arkadaş çevresinde, okulunda hissettiremeyen bir gençlik bizim için kayıp hükmündedir. 

Dünyayı ve ülkemizi kanser hücreleri gibi saran kötü alışkanlıktan kurtarmaya var mıyız? İstikbalimizin sembolü olan ezanımız, bayrağımız, vatanımız ve devletimize canımız pahasına sahip çıkmaya var mıyız gençler? Bir ülkenin, milletin en büyük gücü gençleridir. 

Bugün en basitinden selamlaşmayı dahi unutmuş, ihmal eder hale gelmiş hatta beceremeyen gençlerimize rastlıyoruz. Halbuki Kur'an ve sünnetten, Kutadgu Bilig ve Babürname destanlarımızdan şiirlerimize kadar medeniyetimize temel teşkil eden tüm eserlerde selamlaşmanın önemine vurgu yapılır. 

"Ayasofya yeniden ibadete açıldı, Taksim'e camimiz yapıldı..."

Allah'ın dinini dünyaya yayma davası her şeyin başı. Bunun yanında Ayasofya'nın ibadete açılması, Taksim'e cami yapılması, inancı yüzünden tahkir edilen kardeşlerimizle başörtülü hanımlarımızın haklarına kavuşmaları, Kudüs'ün mahremiyetine saygı gösterilmesi, dünyanın çeşitli yerlerinde biat eden kardeşlerimizin zafere ulaşması gibi somut gündemlerimiz vardır. Bu başlıkların bir kısmında mücadelemiz -Allah'a hamd olsun- başarıya ulaştı. Ayasofya yeniden ibadete açıldı, Taksim'e camimiz yapıldı, kıyafeti yüzünden mağdur edilen insanlarımız haklına kavuştu. İnanç değerlerimiz üzerindeki baskılara ve yasaklara son verildi. Ancak hala süren ve durumun daha da vahim hale geldiği günlerimiz de mevcut. Bunların başında Gazze'de yaşanan katliamlar, diğer Filistin topraklarında işlenen cinayetler ve yapılan hırsızlıklar, Kudüs'ün mahremiyetinin sürekli ihlali gibi hususlar geliyor.

"Netanyahu'nun başında bulunduğu İsrail yönetimi faşisttir"

Artık İsrail'in soykırım politikasına karşı insanlığın yekpare bir şekilde eyleme geçmesi gerekiyor. İsrail'e cesaret ve destek veren Amerika ve Avrupa devletleri tarihe kadın ve çocuk katillerinin hamisi olarak kaydolmuşlardır. İnsanlığın onurunu kurtarmak için önce bu devletlerin tavırlarını gözden geçirip yanlıştan dönmeleri şarttır. Esasen Netanyahu yönetimiyle yan yana anılmak bile başlı başına ağır bir cezadır, utanılacak bir ayıptır. Çünkü Netanyahu'nun başında bulunduğu İsrail yönetimi katildir. Bizzat failinden yapılanlara karşı çıkmayan bireylerine kadar İsrail'deki herkes daha anne karnındaki bebeklerden her yaştan çocuğa, kadına, erkeğe kadar on binlerce Filistinli masumun katlinden sorumludur. Kafasını çeviren, kalbi taşlaşmış, vicdanını siyonistlere kiraya vermiş herkes de bu zulüm düzenine ortaktır. İsrail yönetimi hırsızdır. İsrail yönetimi yalancıdır. Netanyahu'nun başında bulunduğu İsrail yönetimi faşisttir. Nazi kafasının bugünkü temsilcisi İsrail yönetimidir. İsrail yönetimi korkaktır.

"Hamas'a terör örgütü iftirası atan İsrail mühiplerine asla aldırmayın"

Sevgili gençler, içimizdeki kimi kendini bilmezlerin söylemlerine bakarak devletinize ve milletinize karşı asla tereddüde kapılmayın. Bu ülkede siyaset yaptığı halde çıkıp utanmadan Hamas'a terör örgütü iftirası atan İsrail mühiplerine asla ve asla aldırmayın. Bunlar katil İsrail'e selam çakarak siyasi ikballerini garantiye alacaklarını düşünen kifayetsiz muhterislerdir. Pusulasını emperyalistlere çevirmiş selefleri gibi... Bunlar da yakında tarihin tozlu raflarında kaybolup gideceklerdir.

"Hamas, canları pahasına vatanlarını ve topraklarını savunan bir direniş hareketi"

Onların iddia ettiği gibi Hamas bir terör örgütü olsaydı emin olun herkesten önce kendileri savunur, iş birliği yapar, muhabbet beslerlerdi. Hamas bunların dediği gibi bir örgüt olsaydı milletvekilleri her yıldönümünde kurulduğu köyü ziyaret eder, aklamak için kırk dereden su getirirler, reklamını en çok kendileri yaparlardı. Hamas dedikleri gibi olsaydı hiç şüpheniz olmasın Hamas'ın avukatlığını kimseye bırakmazlardı. Hamas, canları pahasına vatanlarını ve topraklarını savunan bir direniş hareketidir. Bu meseleyi uluslararası gündemde tutmak ve somut kararlar çıkması için yoğun diplomasi yürütüyoruz.

"Osmanlı bölgeden çekildiğinden beri huzur, güvenlik yüzü görmeyen Ortadoğu coğrafyası..."

Mısır ve Ürdün üzerinden bölgeye yardım ulaştırmak için yoğun gayret gösteriyoruz. Bugüne kadar 37 bin tondan fazla insani yardım malzemesini bölgeye ulaştırdık. Kızılayımızın sivil yardım gemisi 3 bin tonluk malzemeyle dün yola çıktı. Refah Sınır Kapısı'ndan her gün Kızılay yardım tırları Gazze'ye giriyor. Ramazan ayımızda da inşallah yardımları daha da artıracağız. Yaralıları refakatçileri ile ülkemize getirip tedavi ettiriyoruz. Filistinli kardeşlerimiz arasında vahdetin sağlanması için de tüm taraflarla görüşüyoruz. Osmanlı bölgeden çekildiğinden beri rahat, huzur, güvenlik yüzü görmeyen Ortadoğu coğrafyasına asla sırtımızı dönmeyeceğiz. Her kim ki size bizim orada ne işimiz var diye soruyorsa bilin ki bunu söyleyen ya kara cahildir ya da gönüllü veya görevli bir beşinci kol elemanıdır. Siz gençlerimiz ülkemiz üzerinde oynanan pek çok oyun gibi bu sinsi projeyi de çiğneyip geçeceksiniz. Ben sizlere güveniyorum."