Cumhurbaşkanı, Belçika Kralı Philippe’in davetiyle resmi ziyarette bulunduğu Brüksel’den Japonya İmparatoru Akihito’ya konuk olduğu Tokyo’ya geçerken uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretine eşlik eden gazeteciler arasında yer alan Hürriyet yazarı Vahap Munyar'ın Erdoğan'ın açıklamalarına yer verdiği yazısı şöyle:
“NATO’nun verdiği mesaj son derece açık: Türkiye’nin hava sahasının ihlali, NATO hava sahasını ihlalidir. Rusya’nın bu ihlallerle ilgili açıklamaları ciddiyetle bağdaşmıyor. Rusya’nın Türkiye gibi kendisiyle komşu olan; dahası, üst düzey işbirliği konseyi mekanizmasının yürürlükte olduğu bir ülkeye yönelik bu tür ihlaller yapmış olması elbette hoş değil.”
Rusya ile gerilimin sıcak bir çatışmaya dönüşme ihtimalini bertaraf etmek için Putin’le görüşecek misiniz? Çatışma gibi bir endişe söz konusu mu?
Rusya’nın böyle bir şey yapacağına ihtimal vermiyorum. NATO Konseyi’nin hemen bir olağanüstü toplantı yapması da işin ciddiyetini gösterdi. Putin’le arife günü uzun bir görüşme yaptık. Ardından Suriye’deki hava operasyonları üzerine telefon görüşmemiz de oldu. Ondan sonra neler yaşandığı ortada. Hava sahası ihlali oldu. Bu ihlaller ciddiyetle bağdaşmıyor. Yaşananlardan dolayı elbette kırgınlık içindeyiz. Bu şartlarda aramamın bir anlamı yok.
Rusya da ABD de DAİŞ’le mücadele için PYD’yi destekleyeceklerini söylüyorlar. Bu konuda aynı noktada birleşmiş olmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’nin söz konusu olduğu bir meselede, ABD ve Rusya’nın tümüyle aynı çizgide olabileceklerini düşünmüyorum. Her şeyden önce Türkiye, ABD ile müttefik ve NATO üyesi. Türkiye’ye yapılacak bir yanlışlıkta her iki ülkenin aynı çizgide olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Mümkün değil. PYD’nin PKK ile iç içe olduğunu herkesin bilmesi lazım. Rusya, ‘Irak davet ederse, DAİŞ için orada da hava operasyonu yapabiliriz’ diyor. Rusya, Suriye’de DAİŞ’i vurmuyor ki. Bir kere ağızlarından kaçırarak, ‘Rejime karşı her unsur bizim için teröristtir’ dedi. Sonra toparlamaya çalıştı. Görünen o ki asıl derdi, Lazkiye’de üs kurmak, Suriye’de askeri varlıklarını güçlendirmek. Oraya 50 uçak gönderdiler. Ciddi bir askeri oluşum içindeler. NATO Konseyi’nden sonra, başta ABD olmak üzere tüm ülkelerin ortaya farklı bir tavır koymaları gerekecek. Mevcut durumu kabullenemeyiz.
PYD’yi Terör örgütü olarak görme konusunda AB’nin yaklaşımı nasıl?
Görüştüklerimin hiçbiri buna ‘hayır’ diyemiyor. Kobani’yi anlattım. Kobani’deki sivil halk Türkiye’ye sığındı. Ama PYD’nin PKK ile alakalı olduğu apaçık ortada. Kobani’de PYD’lilerin olduğu mekânlarda bölücübaşının fotoğrafları asılı.
Rusya, Türkiye için önemli bir ticari partner. Doğalgazla ilgili projeler, Mersin Akkuyu gibi projeler, nasıl etkilenir?
Bu tek taraflı bir konu değil. Aynı zamanda Rusya’nın da düşünmesi gereken meseleler. Mersin Akkuyu’yu Ruslar yapmaz ise bir başkası gelir yapar. Oraya 3 milyar dolarlık bir yatırım yaptılar zaten. Dolayısıyla o konuda daha hassas olması gereken Rusya. Rusya’nın bir numaralı doğalgaz tüketicisiyiz. Türkiye’yi kaybetmek, Rusya için ciddi bir kayıp olur. Türkiye, gerektiğinde, doğalgazı çok farklı yerlerden temin yoluna da gidebilir. Rusya da iyi düşünmek durumundadır. Türkiye-Rusya arasında Üst Düzey İşbirliği Konseyi mekanizması var. Bu tür bir mekanizmayı kaybetmek herhalde Rusya açısından da yanlış olur. Biz de bunların kaybedilmesini istemeyiz elbet. Rusya’nın bunların kaybedilmesine yol açacak adımlar atması bizleri üzüyor. Bu hadiselerde duygusal davranamayız.
Erdoğan, Brüksel’de Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ile görüştüğünü anımsatarak, şunları anlattı:
"Görüşülen meselelerin başında mülteciler konusu vardı. AB’ye tam üyelik sürecini de görüştük. Açılması gereken fasıllardaki gecikmeleri gündeme getirdik. Özellikle 15, 17, 23, 24 ve 30’uncu fasılları kendileriyle tek tek masaya yatırdık. AB Komisyonu Başkanı Juncker, müzakere sürecinin hızlandırılması gerektiğini belirtti. Özellikle vize muafiyetini hızlandırma; 2017’den daha öne çekme gayreti içerisinde olduklarını gördüm.
Gerek Schulz, gerek Tusk, gerek Juncker’in, daha önceki temaslarımızdan çok daha olumlu bir yaklaşım içerisinde olduklarını müşahade ettim. Özellikle mülteciler konusunda, Türkiye’nin ciddi yükü olduğunu vurguluyorlar.
- AB’nin en yetkili isimleri, Türkiye’nin öneminin arttığı konusunda hemfikir. Terör konusunda da daha hassaslar. Bölücü terör örgütüne karşı tavırları çok net."
Rusya çok agresif hareket ediyor. Buna karşılık ABD’den karşı bir karşı hamle de gelmedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Suriye konusunda Türkiye-ABD görüşmeleri çok önceden başladı. Uzun zamandır görüşmelerimiz sürüyor. Gelinen son durumu da Dışişleri Bakanlarımız, askeri yetkililerimiz görüştüler, görüşüyorlar. Muhtemelen önümüzdeki hafta ben de Obama’yla bir telefon görüşmesi yapabilirim; bu şekilde konuyu teferruatlı biçimde de ele alabiliriz.
Almanya gibi ülkeler, Türkiye’deki ‘patriot’ları geri çekme kararı almışlardı. Bu çerçevede müttefiklerden destek talebiniz olacak mı?
Görüşmelerde herhangi bir kopukluk yok. Askerler de Dışişleri de görüşmeleri sürdürüyor. Bu konularda gereken neyse yapılır zaten.
Suriye konusunda ABD’nin Türkiye’yi yalnız bıraktığı görüşüne katılıyor musunuz?
Biz, ABD ile müttefik ve stratejik ortağız. Görüşmelerimiz sürüyor. Devlet kurumlarımız sürekli temas halinde. NATO Konseyi’nin son açıklaması aynı zamanda bir yol haritasıdır.
Aracın arkasında teröristin çekilen cesedinin görüntüleri yayınlandı. Sizin değerlendirmeniz nedir?
Olayın ayrıntılarını bilmiyorum. Çeken kim, çekilen kim, tabii ki incelenmeli. Devletin polisi öyle bir şey yapmışsa, elbette ki yapılan yanlıştır. Öyle bir şey olmamalı.
Türkiye’de ifade özgürlüğü konusunda Avrupa medyasında eleştirel yayınlar yapılıyor. AB’deki muhataplarınızla görüşmelerde bu konu gündeme geldi mi?
Kısmen de olsa gündeme geldi. Kendilerine açıkça söyledim. Türkiye’de Tayyip Erdoğan’a yapılan hakaretlerin hiçbiri, dünyada bir başka ülke medyasında bir başka lider için yoktur. Erdoğan karşıtı medya gruplarında, hakaretin binbir türlüsü var. Avrupalı muhataplarıma, ‘Bütün gazeteleri, TV yayınlarını masaya yatırıp inceleyin’ dedim. Biz tüm bu hakaretlere sabırla karşı koyduk. Ailemize saldırıyorlar. Oğlum Bilal Erdoğan hakkında yaptıkları tezvirata bakın. Kendisi doktora için İtalya’da. Yok efendim neymiş, 1 milyar doları İtalya’ya kaçırmış! Ya böyle bir yalan olabilir mi? Sosyal medya üzerinden de iftira ve tezvirat peşindeler. Bunlar cibiliyeti bozuk insanlar. Bu tür alçaklıklar dünyanın hiçbir yerinde hoş görülmez. Ama bizde bazı medya organları bu tür şeylere tevessül ettiği gibi, muhalefet partileri de iftiraları kullanarak siyaset yapabiliyor. Bu iftiralara ve tezviratlara karşı, avukatlarımız tabii ki gerekli davaları açıyor.