Erdoğan: Söylenen her şeyi takınılan her tutumu, oluşturulmak istenen her algıyı şimdilik not ediyoruz

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından başlayan seçim tarihi tartışmalarına ilişkin olarak, "Bu millet inşallah vakit geliyor, 14 Mayıs'ta gereğini yapacaktır" mesajını verdi.
Erdoğan: Söylenen her şeyi takınılan her tutumu, oluşturulmak istenen her algıyı şimdilik not ediyoruz
2023-03-01 18:38:38   Güncelleme: 2023-03-01 18:44:13    

Erdoğan,  partisinin grup toplantısında, Afet Yeniden İmar Fonu'nun kurulacağını duyurdu. Kentsel dönüşüm çalışmalarında kendilerine engellemeler çıkartıldığını belirten Erdoğan muhalefeti hedef aldı. Erdoğan, "İstanbul başta olmak üzere ülke genelindeki kentsel dönüşüm çalışmalarını bir an önce bitirecek yeni bir çalışma yöntemi geliştireceğiz. Artık öyle ideolojik sapkınlıkların, bireysel hırsların, kurumsal taasupların, siyasi sabotajlarının önüne geçemeyeceği bir kentsel dönüşüm süreciyle bu işi süratle bitireceğiz." açıklamasını yaptı.

Erdoğan’ın konuşmasından başlıklar şöyle:

"Her ne kadar birileri kabul etmese de asrın felaketi diye nitelenen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler ile sonrasında gelen ve büyüklüğü 6.6’ya kadar çıkan 11 bin 400’ün üzerinde sarsıntılar yaşadık

İçinden geçtiğimiz sürecin normal bir durum olmadığını ülkemizdeki ve dünyadaki tüm bilim insanları söylüyor, gerçekten de Türkiye bir çeşit deprem fırtınasına tutulmuş durumdadır. Depremleri engelleyebilmemiz mümkün değildir bize düşen görev, evvela deprem öncesi altyapısıyla yollarıyla hastaneleriyle konutlarıyla, okullarıyla güvenli yerleşim yerleri inşa etmektir.

Depremin ardından ise olabilecek en hızlı ve etkin acil yardım çalışmaları yürütmek, yaraları sarmak, yıkımları telafi etmektir. Her iki konuda da ülkemiz son 20 yılda geçmişle mukayese edilmeyecek kadar büyük ilerleme kaydetmiştir.

Şöyle bir hafızalarımızı yoklayalım. Sadece bizim neslimiz 1966 Muş - Varto, 1970 Kütahya - Gediz, 1971 Bingöl, 1975 Diyarbakır Lice, 1976 Van Muradiye, 1983 Narman Erzurum, 1992 Erzincan, 1999 Marmara, 2011 Van, 2020 Elazığ ve İzmir depremlerini bizzat hatırlamaktadır.

"Depremden birkaç saat sonra bakanlarımız deprem şehirlerine ulaşarak çalışmaları koordine etmeye başladı"

6 Şubat'ta 11 ilimizi birden vuran deprem fırtınası milletimize hepsinden daha büyük bir acıyı ne yazık ki yaşattı. Deprem 14 milyon insanımızı doğrudan etkiledi. Bu felakette ağır kış şartlarının etkili olduğu bir zamanda karşı karşıya kaldık. Bir yandan depremin yıktığı altyapının ve yaşanan karmaşanın getirdiği zorluklar, diğer yandan hava şartları bizi gerçekten zorladı.  Buna rağmen depremden birkaç saat sonra bakanlarımız deprem şehirlerine ulaşarak çalışmaları koordine etmeye başladı.

Son tespitlere göre depremde yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı 203 bin 958 binada 583 bin 628 bağımsız bölüm var. Bunların yüzde 98’i de 2000 öncesi yapılan binalardan oluşuyor. Sadece yıkık durumdaki bina sayımız 31 binin, bağımsız bölüm sayımız 89 binin üzerindedir. Ülkemizdeki tüm arama kurtarma ekiplerini, dünyadaki arama kurtarama ekiplerinin çok önemli bir kısmın deprem bölgesinde topladık. Buna rağmen ancak 35 bin arama - kurtarma görevlisine ulaşabildik. 271 bin kamu personelini görevlendirdik.

İş makinesi sayısı 15 bin, uçak sayısı 78, helikopter sayısı 115, gemi sayısı 38’dir. TSK da tüm imkânları bölgedeki ve bölge dışından takviye olarak gelen on binlerce personeliyle bu çalışmalara katıldı. Ülkenin dört bir yanından intikal eden gönüllerle neredeyse yarım milyon insan depremzedelerimizin yardımına koştu.

Normal şartlarda ideal bir arama - kurtarma ekibi 80 kişiden ulaşırken en küçük birimde bile 20 kişiden aşağı olmaması gerekiyor. Bir başka ifadeyle bölgeye gönderdiğimiz tüm arama- kurtarma personeliyle ideal olarak 437 binaya, asgarisinden  1750 binaya aynı anda müdahale edebilecek kapasiteye ulaştık. Bu rakamlar değil ülkemizde dünyanın tamamında etki alanı, yıkım gücü ve can kaybı itibariyle böylesine geniş çaplı felakete aynı anda müdahale edebilecek sayıda profesyonel arama- kurtarma ekibi bulmanın mümin olmadığına işaret ediyor.

"Felaketin haberini alır almaz şartları sonuna kadar zorlayarak yapılabilecek her şeyi yapmanın gayreti içinde olduk"

Tabii ki biz ne bunların ne de başka bahanelerin arkasına asla sığınmıyoruz. Felaketin haberini alır almaz şartları sonuna kadar zorlayarak yapılabilecek her şeyi yapmanın gayreti içinde olduk.

OHAL bölgesi, afet bölgesi ve mücbir sebep ilanlarını hemen yaparak hukuki alt yapıyı kurduk. AFAD’ın yanı sıra belediyelerimizi, STK’larımızı, polisimizi, jandarmamızı, askerimizi, sağlıkçımızı, öğretmenimizi, madencilerimizi, din görevlimizi, savcılarımızı sahada ihtiyaç duyulacak herkesi seferber ettik.

"Siz birilerinin asker üzerinden, insanımızın acısı üzerinden kısır tartışmalar açmaya çalışmasına bakmayın"

Siz birilerinin asker üzerinden, insanımızın acısı üzerinden kısır tartışmalar açmaya çalışmasına bakmayın. Sorulması gereken hesapları adli, idari, siyasi olarak sormak boynumuzun borcudur, öyle de davranıyoruz.

"Bütün bu sirk cambazları acaba bölgeye bu güne kadar kaç kere gittiler?"

İlk andaki eksikler hızla tamamlanıp, arama kurtarmadan enkaz kaldırmaya, altyapının düzeltilmesinden kalıcı konutların inşasına kadar acilen yapılması gereken işler yoluna girince bunlar da hemen eski kimliklerine döndüler. Bütün bu sirk cambazları acaba bölgeye bu güne kadar kaç kere gittiler? Şahsen şahsım ve Cumhur İttifakı olarak bölgeye 2 kez gittik, arkadaşlarımız, milletvekillerimiz hepsi bölgede.

Bölge halkının devletin tüm unsurlarıyla deprem anından itibaren harekete geçtiğini, 85 milyonun fiilen ya da kalben yanında yer aldığını görüyor. Ülkemizin yardım çağrısına destek veren kardeş, dost ülkelere şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.

"Bu millet inşallah vakit geliyor, 14 Mayıs'ta gereğini yapacaktır"

Bugün yavru muhalefet çıkmış, yargıyı bizim yönlendirdiğimizi. Ya ayıptır. Türkiye'de Erdoğan'ın bu konuda nasıl davrandığını rabbim bilir. Sen anlamazsın. Önce kendini düzelt. Bu millet inşallah vakit geliyor, 14 Mayıs'ta gereğini yapacaktır. Asla böyle kuru-sıkı atanlara prim vermeyecektir.

"Eksiklerimizi söylemek, helallik istemek zaafiyetimiz değildir"

Tabii birileri için ağzına geleni söylemek kolay. Onlar Deprem bölgesine gidip, sadece konuşacak, poz verecek, yaşanan acıların istismarını yapacak. Enkazları kaldıracağız, yaraları saracağız. Yıkılanların yerine daha iyisi yapacağız, insanımızın önüne daha iyi bir hayat süreceğiz. Eksiklerimizi söylemek, helallik istemek zaafiyetimiz değildir.

"Söylenen her şeyi şimdilik not ediyoruz"

Söylenen her şeyi şimdilik not ediyoruz. Vakti gelince bu notları açıklayacağız. Ama şimdi tek gündemimiz depremdir. Depremin yol açtığı acılardır. Kulağımızı sadece milletimize veriyoruz. Acımızı sadece milletimizle paylaşıyoruz.

"Adaylık kavgasından, bakanlık paylaşımından birbirlerine laf yetiştirmekten fırsat bulamayanları kendi sığ dünyalarıyla baş başa bırakıyoruz"

Adaylık kavgasından, bakanlık paylaşımından birbirlerine laf yetiştirmekten fırsat bulamayanları kendi sığ dünyalarıyla baş başa bırakıyoruz. Depremde yıkılan ve ağır hasar şehirlerimizde, arama faaliyetlerinin bittiği şehirlerde enkaz kaldırma faaliyetlerine başladık.

Son ziyaretlerimizde binlerce iş makinesinin kamyonun, harıl harıl şehirlerimizi enkazdan temizlediğini müsade ettik. Geçici barınma alanlarını önce çadır, ardından konteynerlarla ağırlıklı olarak dayadık, döşedik, vatandaşlarımızı oraya taşımaya başladık.

Şehir merkezlerindeki ticaretin devamı için geçici ticari alanlar da yapıyoruz. Güncel tespitlere göre deprem bölgesinde 392 bin 350 konut ve 75 bin 681 köy evinden oluşan toplam 468 bin 31 hane inşa etmeyi planlıyoruz. Ey muhalefet biz dertliyiz, bizim dertlerimiz var. Ama dedim ya not ediyoruz, Bütün bu işleri bitireceğiz. Bir yılımız var. Bir yıl içinde inşa edeceğiz.

Mart ayında 21 244 konutun inşası için kazmayı vurmuş oluyoruz. Geçmişte pek çok afette, Van, Elazığ, İzmir depremlerinde Antalya yangınlarında bunu yaptık. Biz yaparız. Biz laf üretmeyiz, iş üretiriz. Ve bunu yaptıklarımızla ispat ettik.

Hatay’da 145 bin 650 konut, 15 bin 224 köy evi, Kahramanmaraş’ta 83 bin konut ve 18 bin 681 köy evi, Malatya’da 61 bin konut ve 16 bin 714 köy evi, Adıyaman’da 43 bin 400 konut ve 11 bin 400 köy evi, Gaziantep’te 30 bin 150 konut ve 8 bin 162 köy evi, Osmaniye’de 11 bin 600 konut ve 1598 köy evi, Diyarbakır’da 6 bin konut ve 634 köy evi,  Elazığ’da 4500 konut ve 588 köy evi, Şanlıurfa’da 3 bin konut ve 700 köy evi, Adana’da bin 800 konut ve 293 köy evi, Kilis’te bin 250 konut ve bin 681 köy evi yapacağız.

Deprem bölgesini oradaki vatandaşlarımızla birlikte ayağa kaldıracağız. Yeni yerleşimleri zemin artı 3 veya 4 katı geçmeyen binalarda kuruyoruz. Artık hiçbir şekilde yatay ve bölgenin kültürüne uygun mimariden taviz vermeyeceğiz. Zemini uygun yerlerde ise sağlam binalar inşa edilecek. Yeni yerleşimleri altyapısıyla, okuluyla, spor alanlarıyla eksiksiz yaşam alanları olarak tasarlıyoruz. Tarihi ve kültürel varlıkların korunması için ise ayrı bir çalışma yürütüyoruz. Afet bölgesinde buralarda kalanlardan valiliklerimize ve kaymakamlıklarımıza başvuran 1,6 milyona yakın vatandaşımıza barınma imkanı sağladık.

Depremden etkilenen 1 milyona yakın vatandaşımıza 10'ar bin lira ödeme yaptık. Hak sahipleri için taşınma yardımı olarak açıkladığımız 15 biner liranın ödenmesine de başlandı. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına acil ihtiyaçları için 100’er bin lira ödüyoruz. İlk ve orta dereceli okullarımızın açılışlarını illerin şartlarına göre ayrı ayrı belirlenecek tarihlere kadar erteledik. Diğer illere naklini talep eden öğrencilerimize kolaylık gösteriyor, çadırkentler ve konteyner kentlerde de eğitim imkanı sağlıyoruz.

Şehir hastanelerimiz, okullarımızın önemli kısmı, üniversitelerimiz, yurtlarımız, spor salonlarımız bu felakette depremzedelerimizin en önemli sığınma yerleri, afet yönetiminin de lojistik merkezleri oldu. Sağlık hizmetlerinin kesintisiz yürümesi için bölgedeki ve yakın çevresindeki hastanelerimizi pek çok geçici sağlık merkeziyle tahkim ettik.

"Güvenlik konusunda ilk günlerdeki birkaç hadise dışında kayda değer bir olay yaşanmadı"

Güvenlik konusunda ilk günlerdeki birkaç hadise dışında kayda değer bir olay yaşanmadı. Deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın vergiden sigortaya, banka ödemesine kadar pek çok yükümlülüğünü erteledik. Bölgeye özel kredi desteklerinin yanında depremin ülke ekonomisine etkisine azaltacak ilave kaynakları devreye soktuk.  Sadece kamu bankalarımızın bölgeye destekleme ödemeleri 80 milyar lirayı buldu. 

"Afet Yeniden İmar Fonu kuruyoruz"

Çiftçilerimizin yıl içinde dağılan destekleme ödemelerini de hızla ve nakdi olarak yapıyor, hayvan kayıplarını telafi ediyoruz. Deprem sonrası şehirlerimizin hızla ayağa kalkabilmesi için Afet Yeniden İmar Fonu kuruyoruz. Şeffaf bir yönetimle işleyecek bu fon afetler için uzun vadeli kaynak sağlayarak bütçe üzerindeki yükü azaltacaktır. Çiftçilerimizin yıl içinde dağılan destekleme ödemelerini de hızla ve nakdi olarak yapıyor, hayvan kayıplarını telafi ediyoruz. Deprem sonrası şehirlerimizin hızla ayağa kalkabilmesi için Afet Yeniden İmar Fonu kuruyoruz. Şeffaf bir yönetimle işleyecek bu fon afetler için uzun vadeli kaynak sağlayarak bütçe üzerindeki yükü azaltacaktır.

"Deprem bölgesindeki yıkık yıkılacak ağır hasarlı orta hasarlı tüm binaların 6 Şubat tarihi itibariyle geçmişe dönük tüm borçlarını siliyoruz"

Deprem bölgesindeki yıkık yıkılacak ağır hasarlı orta hasarlı tüm binaların 6 Şubat tarihi itibariyle geçmişe dönük tüm borçlarını siliyoruz. Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Malatya illerinin tamamıyla; Gaziantep’in Islahiye ve Nurdağı ilçelerindeki elektrik ve doğalgaz faturalarının  tanzim ve tahsilini 3 ay süre ile erteliyoruz.  Adıyamanlı vatandaşlarımızı yakından ilgilendiren sarmalık, kıyılmış tütün üreten çiftçi kooperatiflerimizin satışındaki yüzde 55’lik özel tüketin vergisini yarıya indiriyoruz. Önümüzdeki günlerde ihtiyaca göre destekleri, tedbirleri, kaynakları daha da çoğaltarak depremzedelerimizin yaralarını sarmaya, bölgenin ihyasını kesintisiz sürdürmeye kararlıyız. Afet riski ve acil durum yönetimi bakımından ülkemizin 20 yıl öncesi ile bugünkü fotoğrafı arasındaki fark akıl ve vicdan sahibi herkes için açıktır.

Coğrafya kaderdir tespiti körü körüne bir kabulleniş değil daha güçlü bir mücadelenin çıkış noktası haline getiriyoruz.

"Türkiye için ulusal risk kalkanı oluşturmayı, şehirlerimizi dirençli hale getirmeyi planlıyoruz"

Sivil yardım kuruluşlarına yapılan hakaretleri asla unutmadığımızı kayda aldığımızı belirtmek istiyorum. Hem felaket öncesi hazırlıkları hem de felaket sonrası ortaya çıkacak maliyetleri vatandaş merkezli yürütmeye çalışacak yeni bir vizyona ihtiyacımız var. Seçim konusu olmayan bu konunun politik malzeme yapılmasına kesinlikle karşıyız. Bu çalışmaya cuma günü bir araya gelerek devam edeceğiz. Türkiye için ulusal risk kalkanı oluşturmayı, şehirlerimizi dirençli hale getirmeyi planlıyoruz. Ön toplantısını cuma günü yapacağımız Türkiye Ulusal Risk Kalkanı toplantısını Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanımız Murat Kurum yönetecektir.

Kentsel dönüşüm açıklaması

Son 20 yılda sadece kentsel dönüşüm projeleri, TOKİ yatırımlarıyla gerçekleştirdiğimiz güvenli konut seferberliği ülkemizde başlı başına devrimdir. Şu anda İstanbul’da  93 bin konutun dönüşümü sürüyor. Ancak bu hayırlı ve hayati gayretimizin her adımında yaşadığımız zorlukları, önümüze çıkartılan siyasi ve onun bir parçası haline dönüştürülen hukuki engelleri en iyi sizler biliyorsunuz.

"Kentsel dönüşüm-değişimden anlamaz bunlar depremi falan görmüyorlar, göremiyorlar"

İzlediniz bay bay Kemal kentsel dönüşüme karşı. Bunlar kentsel dönüşüm-değişimden anlamaz bunlar depremi falan görmüyorlar, göremiyorlar.

İstanbul başta olmak üzere ülke genelindeki kentsel dönüşüm çalışmalarını bir an önce bitirecek yeni bir çalışma yöntemi geliştireceğiz. Artık öyle ideolojik sapkınlıkların, bireysel hırsların, kurumsal taasupların, siyasi sabotajlarının önüne geçemeyeceği bir kentsel dönüşüm süreciyle bu işi süratle bitireceğiz.

Deprem bölgesindeki şehirlerimizi bir yıl içinde ayağa kaldırma sözü gibi kentsel dönüşüm projelerini de birkaç yıl içinde neticelendirme sözünü de milletimize veriyoruz. Meclis’in yeni döneminde bunun için gereken hukuki çalışmaları hemen yapıp sonbaharı beklemeden işe girişeceğiz.

Deprem bizi beklemiyor. Birilerini keyfini, kifayetsizliğini hiç beklemez. Türkiye için hemen şimdi diyerek ülkemizi depremlere ve diğer afetlere karşı en hazırlık hale getirmeyi milletimize en büyük sorumluluğumuz olarak görüyor, en önemli taahhüdümüz olarak ifade ediyoruz. Depremde hayatını kaybeden, yaralanan, yakınlarını kaybeden her insanımızın kalbimizde ayrı yeri var. AK Parti Grubu’ndaki arkadaşlarımızdan da bu depremde vefat edenler oldu.

AK Partili arkadaşlarımızdan da bu depremde vefat edenler oldu. EYT görüşülerek kabul edildi. Milyonlarca insanımızı ilgilendiren bu kanunun hayırlı olmasını, başta Cumhur İttifakı olmak üzere çok çok teşekkür ediyorum. Meclis'te diğer destek veren partilere de teşekkür ediyorum.

Karadeniz gazını milli sisteme verdiğimiz zaman daha rahat edeceğiz. Başörtüsü özgürlüğünü ve ailenin korunmasını anayasal güvencede yer alan teklifle Meclis'e sunmuştuk. Konu ile ilgili arkadaşlarım gerekli çalışmaları sürdürüyorlar."