Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Sadece devletin gücünü değil, şefkatini de temsil eder. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın derken bunu kast ediyoruz. Bunun için idarecilerimizi devletle millet arasındaki köprüler olarak görüyoruz. Özellikle kaymakamlar, kişisel kabiliyetleri ve gayretleriyle görev yaptıkları yere damga vurmaya hazır kişilerdir. Sizler için mesai yoktur, olmamalıdır. Günün 24 saati, haftanın 7 günü çalışacak bir tempoyla işinize sarılmazsanız ne milletle ilişki kurabilirsiniz ne kalıcı izler bırakabilirsiniz. Bu fedakarlığı göze alamayan kişi yanlış meslek seçmiş demektir. İdareci değil de memur olan kişiyi bu makama oturtmuşsak biz de yanlış yapmış oluruz. Şahsen karşılaşıyorum, Mazeret üretirken ortaya koyduğu mahareti iş üretirken ortaya koysa daha başarılı olabilir.
Değerli arkadaşlar, Türkiye içeride ve dışarıda çok büyük bir saldırı altındadır. Bu saldırı zayıf bir ülke olduğumuzdan kaynaklanmıyor, güçlenen bir ülke olduğumuz için yapılıyor. suriye ve Irak'taki gelişmeler bizi doğrudan ilgilendiriyor, duyarsız kalmamız söz konusu olamaz. Tüm dünya sırtını dönse dahi bu bölgede yaşayan insanlarla ortak bağlarımızı unutup aynı yollara başvuramayız. Bugün 3 milyonun üzerinde Suriyeli ve Iraklıyı misafir ediyoruz. Biz elimizden geleni yaparken milletimiz de bu kardeşlerine sahip çıkıyor. Adeta bir ensar hasreti içerisinde. Elbette sıkıntılar yaşanıyor, ancak yıllardır barındırdığımız kitlenin karşısında aşılamayacak meselelerdir. Sınırlarımız içinde yaşayan milyonlarca kişi arasında eğitimi, birikimi, imkânı ve diğer şartları o kadar üst seviyede olanlar var ki bu insanları başka bir yere koymak, insani değerlere ihanet olur. Ülkemize ciddi katkı sağlayabilecek kişiler var, İçişleri Bakanımız bu insanları vatandaşlığa almak için şu anda çalışmalar yürütüyor.