Erdoğan: Tokatı ben yiyeyim, sefayı o sürsün yok öyle bir şey

Borsa İstanbul'da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milletimin hakkının, hukukunun, yüksek faiz yoluyla heba edilmesine rıza gösteremem, bunu anlatmak istiyorum. Bankacılık sektörüne sesleniyorum, faizleri lütfen indirin dedi.
Erdoğan: Tokatı ben yiyeyim, sefayı o sürsün yok öyle bir şey
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Borsa İstanbul ile İslam Kalkınma Bankası arasında imzalanacak stratejik işbirliği için mutabakat zaptı Gong Töreni'nde konuşuyor. Erdoğan, bankacılara seslenerek "Lütfen faizleri indirin" dedi. "Uluslararası camiada para münasebetinde hep doların baskısı altında kalmamalıyız" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Bakıyorsunuz, dolarizasyonları idare edenler durdukları yerde çok ciddi paralar kazanıyorlar. Ben de dedim ki yeni bir adım atalım, altın borsasını güçlendirelim. Altın borsası üzerinden münasebetlerimizi geliştirelim. Bu konuda ilgili kurumlarımız Merkez Bankası başta olmak üzere daha çok çalışmalı" diye konuştu. Erdoğan konuşmasında Merkez Bankası'nın faiz oranlarına yönelik olarak "Tokatı ben yiyeyim, sefayı o sürsün yok öyle bir şey" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

"Son dönemde attığı kritik ve başarılı adımlarla bu konumunu perçinliyor. İslam Kalkınma Bankası da 40 yılı aşkın bir süredir ticaretin geliştirilmesi ve finansmanın kolaylaştırılması için çalışmalar yapıyor. 

Paradan para kazanmayı değil, emekle, ticaretle para kazanmayı esas alan bir finans sistemine yönelmek zorundayız. 1854 yılından itibaren yıllarca bankalar, bankerler tarafından adeta iliği sömürülmüş bir ülkenin, Osmanlı'nın mirasçısıyız. Öyle ki Osmanlı'ya yüzde 900 oranında faizin uygulandığı dönemler olmuştu. Cumhuriyet döneminde de yakamızı sıyıramadık. Bugün, elbette böylesine vahim bir manzarayla karşı karşıya değiliz. Tam aksine üzerine üzerine gidiyoruz.

Yıllarca Merkez Bankası'nı eleştirmek zorunda kaldık, hala da eleştiriyorum. "Merkez Bankası bağımsızdır" dediler ama ben siyasetçiyim. Benim ona resmen müdahale yetkim var mı? Yok. Böyle bir şey yapılıyorsa eleştirimi yapacağım. Tokadı yiyen yine benim. Çareyi üretsin, çözüm bulsun. Merkez Bankası'nın özerkliğine, bağımsızlığına sözüm yok. Milletimin hakkının, hukukunun, yüksek faiz yoluyla heba edilmesine rıza gösteremem, bunu anlatmak istiyorum. Bankacılık sektörüne sesleniyorum, faizleri lütfen indirin.

Son dönemde attığı kritik ve başarılı adımlarla bu konumunu perçinliyor. İslam Kalkınma Bankası da 40 yılı aşkın bir süredir ticaretin geliştirilmesi ve finansmanın kolaylaştırılması için çalışmalar yapıyor. 

Paradan para kazanmayı değil, emekle, ticaretle para kazanmayı esas alan bir finans sistemine yönelmek zorundayız. 1854 yılından itibaren yıllarca bankalar, bankerler tarafından adeta iliği sömürülmüş bir ülkenin, Osmanlı'nın mirasçısıyız. Öyle ki Osmanlı'ya yüzde 900 oranında faizin uygulandığı dönemler olmuştu. Cumhuriyet döneminde de yakamızı sıyıramadık. Bugün, elbette böylesine vahim bir manzarayla karşı karşıya değiliz. Tam aksine üzerine üzerine gidiyoruz.

 

Yıllarca Merkez Bankası'nı eleştirmek zorunda kaldık, hala da eleştiriyorum. "Merkez Bankası bağımsızdır" dediler ama ben siyasetçiyim. Benim ona resmen müdahale yetkim var mı? Yok. Böyle bir şey yapılıyorsa eleştirimi yapacağım. Tokadı yiyen yine benim. Çareyi üretsin, çözüm bulsun. Merkez Bankası'nın özerkliğine, bağımsızlığına sözüm yok. Milletimin hakkının, hukukunun, yüksek faiz yoluyla heba edilmesine rıza gösteremem, bunu anlatmak istiyorum. Bankacılık sektörüne sesleniyorum, faizleri lütfen indirin.

Kişisel olarak piyasaya, siyaseten, kamu gücüyle müdahaleyi hiçbir zaman doğru bulmadım. Ama piyasanın da kendisine müdahale yollarını açmayacak tutarlılıkla yoluna devam etmesi gerekiyor. Finans kaynaklarına erişimimiz zorlaştırılarak yatırımlarımız engellenmeye çalışılıyor.Dışarıda böylesine ciddi sıkıntıları yaşarken bir de kendi bankacılık sistemimiz ayağımıza pranga vurmaya çalışırsa olmaz, en kısa zamanda orta yolu bulabileceğimize inanıyorum. Geçtiğimiz haftalarda ifade etmiştim. İstanbul'u finans merkezi haline getirme projemiz tüm dostlarımız için önemli bir fırsattır.

Muhalefet felaket bir şekilde üzerimize saldırdı, nasıl Merkez bankalarının genel müdürlüklerini İstanbul'a alırsınız diye. Siyasi merkez farklıdır, finansın merkezi farklıdır. Türkiye'nin içinde de İstanbul gibi bir finans merkezi olmasından daha doğal ne olabilir? Ankara bizim siyaset merkezimiz olsun ama İstanbul finans merkezimiz oldu. Çok direndiler, bu adımı attık devam edeceğiz dedik. Şu anda inşaatlar yükseliyor, inşallah Anadolu yakasında finans inşaatları yükseliyor, dünyada merkez ülkelerinden bir tanesi olan Türkiye'nin böyle merkez sistemi olacak. Kimilerinin faizsiz finans dediği sistemi yerleştirmek zorundayız.

Borç ve faiz bataklığında inim inim inlediği bir dönemde biz, kontrolü elden bırakmayacağız. Konuya bu şekilde baktığımız zaman olumlu sonuçlar alacağız.

Borsa İstanbul ile İslam Bankası arasında imzalanacak olan mutabakat zaptını değerli bir adım olarak görüyorum. Bugün, İSEDAK toplantısında da ifade ettim. Biz sürekli olarak uluslararası camiada para münasebetinde hep doların baskısı altında kalmamalıyız. Sayın Başbakan Yardımcımız doların ne noktaya geldiğini anlattı. Bakıyorsunuz, dolarizasyonları idare edenler durdukları yerde çok ciddi paralar kazanıyorlar. Ben de dedim ki yeni bir adım atalım, altın borsasını güçlendirelim. Altın borsası üzerinden münasebetlerimizi geliştirelim.

Tarihe baktığımız zaman bunu görüyoruz, basıyor doları oradan kazanıyor. Yorulmuyor, terlemiyor. Onun için altın borsasını doğrusu çok çok önemsiyorum, bu konuda ilgili kurumlarımız Merkez Bankası başta olmak üzere daha çok çalışmalı. Çünkü o, ayrı bir özgüven verecektir. Altın farklı bir şey, onun için de bugünkü buluşmanın inşallah taraflar için hayırlara vesile olmasını diliyorum ve emeği geçenleri tebrik ediyorum."