Biz bugüne kadar hep kendimizle yarıştık. Çıtayı sürekli yukarı çıkardık. Geriye gidişe, durmaya, tahammülümüz yok. İhracattaki yükseliş olumludur ama Türkiye Yüzyılı vizyonu açısından yeterli değildir. İhracatımızı 265 milyar dolara, gelecek sene ise 285 milyar dolara ulaştırmak istiyoruz. 2028 için de hedefimiz 400 milyar dolar ve üstü.
Millet olarak, artık geleceğimize daha güvenle ve umutla bakıyoruz. Dünyada yıldızı giderek parlayan bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız. İçimizdeki kimi gafiller anlamasa da yurt dışından ülkemizi takip edenler bu hakikati daha net görüyorlar. 2023'ün Türkiye'sini 80-90'ların kalıplarını okumaya çalışanlar idrak edemese de ülkemiz gümbür gümbür geliyor. Seçimlerde ihtiyacımız olan azmi, cesareti ve iradeyi tekrar elde ettik. Her iki seçimde de ezici bir zafer kazanarak yasama ve yürütmesi ile ülkemize 5 sene daha hizmet etme şerefine nail olduk. 28 Mayıs gecesi sandıkların kapanması ile birlikte Türkiye Yüzyılı'nın ilk adımını attık. Kabinemizi de oluşturup çalışmaya başladık. 5 sene boyunca hiç durmadan çalışarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşa edeceğiz. Ülkemiz, eser, hizmet, müjdelerle geçireceği 5 yıl kazandı. Türkiye, asırlık kazanımlarını tehlikeye atacak büyük bir kuşatmayı parçalamıştır. Son seçim sonuçlarının milletimizin istikbal yolculuğu açısından önemini zamanla daha iyi idrak edeceğiz. Milletimizin verilmiş sadakası olduğunu daha net göreceğiz. Kimlerin hangi pazarlıklar yaptığı, vatanın bekasının nasıl tezgaha konulduğu zamanlar ortaya saçılacak. Terör örgütleri ile ne gibi pazarlıklar yapıldığı ortaya çıkınca, 'verilmiş sadakamız varmış' diyeceğiz.
Muhalefet cephesinde yaşananlar, ülkemizin nasıl bir felaketin eşiğinden döndüğünü anlatıyor. Güya milleti barıştırmaktan bahsedenlerin kavgası seçim akşamından beri hiç durmadı. Demokrasi vadedenlerin bir gecede nasıl diktatör olduğu anlaşıldı. Halil İbrahim Sofrası diyerek demokrasi mücadelesinin yapıldığı yeri, böyle bir yemek sofrasına dönüştürmenin ne kadar anlamsız olduğu ortaya çıktı. Millete pazarladıkları masanın kurtlar sofrası olduğu ortaya çıktı. Milletimiz o engin, basiret ve feraseti ile bunların asıl yüzünü gördü.
Milletimiz, iktidara gelebilmek uğruna terör örgütleriyle iş tutacak bir muhalefet görmek istemiyor. Evlatlarımız, sürekli yalan söyleyen, ülkeyi kötüleyen bir muhalefet söylemine maruz kalmak istemiyor. Parti içi çekişmelerden, 'baba-oğul' arasında yaşanan taht kavgalarından bağımsız olarak Türkiye'nin yeni bir muhalefet anlayışına ihtiyacı var. Türkiye Yüzyılı'nda inşallah bunun da gerçekleşmesini temenni ediyorum.