Erdoğan: Yaylaları betona boğarsak, gün gelir pişmanlığını yaşarız

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, sel felaketinin yaşandığı Giresun'da açıklama yapıyor.
Erdoğan: Yaylaları betona boğarsak, gün gelir pişmanlığını yaşarız
2020-08-31 17:06:46   Güncelleme: 2020-08-31 17:13:16    

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, sel felaketinin yaşandığı Giresun'da açıklama yapıyor.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Giresun, 22 Ağustos'ta ancak 50 yılda bir rastlanabilecek büyük bir yağış felaketine maruz kaldı. bu sel, heyelan ve su baskını felaketinde ilçelerimizde ve köylerimizde çok sayıda ev, işleri, altyapı zarar gördü. Öncelikle siz kardeşlerime geçmiş olsun diyorum. Ebediyete intikal eden kardeşlerime Allah'tan rahmen diliyorum. Geride kalan ailelerine sabırlar diliyorum, milletimizin başı sağ olsun. Devlet felaketin ilk anından itibaren tüm kurumları ve imkanlarıyla vatandaşının yanına, yardımına koşmuştur. İçişleri Bakanı'mız felaket gününden beri burada çalışmaları koordine ediyor.

Çevre ve Şehircillik, Tarım ve Orman ile Ulaştırma ve Altyapı bakanlarımız başta olmak üzere tüm bakanlarımız husus yakından takip ediyor. Çeşitli kurumlarımız 1264 araç ile çalışmalarda yerlerini almışlardır. Arama, kurtarma ve afet kaldırma çalışmaları için 36 ilden ekiplerimiz görev yapmıştır. Ekiplerimiz mahsur kalan 172 vatandaşımızı sağ salim kurtarmışlardır. Bu felakette şu ana kadar maalesef 10 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Tekrar Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralanan 47 vatandaşımızın tamamı taburcu edilmiştir, halen 5 insanımız kayıptır. En son kaybımızı bulana kadar çalışmalar sürecektir.

Kapanan 118 köy yolunun tamamına ulaşım sağlanmıştır. Bu çalışmalarla ilgili görüntüleri hep birlikte izleyelim. 

Bizler sizlerle gurur duyuyoruz. AFAD ve çeşitli bakanlıklarımız yürütülen çalışmalar için Giresun'a 73,5 milyon lira ödenek göndermiştir. Dün gece imzaladığım bir kararla tek seferde 20 milyon liralık kaynağı AFAD'a aktardık. İlçe kaymakamlıklarımıza ve belediye başkanlıklarımıza 13 milyon lira kaynak tahsis ettik. Hazine ve Maliye Bakanlığımız afetten zarar gören yerlerde beyannameleri ve ödemeleri ertelemiştir. Ziraat Bankası ve TKKOP'un çiftçilere kullandırdıkları kredilerin ödemeleri de ötelenmiştir. Sel felaketine maruz kalan esnaflarımıza, yapılan çalışmayla 50 bin liraya kadar olan zararlarının tamamı, bu rakamı aşanların da 50 bin liralık kısmı hibe olarak verilecektir. Bu ne demektir? Bu para esnaf kardeşlerimin hesabına yatırılıyor, onlar da bütün ihtiyaçlarını karşılama imkanı bulacak. bunun ödemesi yok. Ekonomik ve sosyal hayatın süratle normale dönmesi için afetten zarar gören KOBİ'ler için 100 bin liraya kadar faizsiz kredi desteği ayrıca devreye sokulmuştur. Belediyelerin İl Bank'a olan borçlarının ödemeleri 6 ay ertelenmiştir. Üreticilerimize verilecek tarımsal destekleme ödemeleri erkene alınarak 8 milyon lira ödeme yapılmıştır. Toprak Mahsulleri Ofisi fındık alım tarihlerini bir hafta öne çekmiş, alım noktası sayısını artırmıştır. Balık yetiştiricilerimize 8 bin adet kırmızı benekli alabalık hibe olarak dağıtılmıştır. Biliyorsunuz, bugün aynı zamanda balıkçılık sezonunun açılışı.

2020 sonuna kadar Giresun iline özel hayvanlara yapılacak aşılarda bedel alınmayacaktır. Afet kapsamında bölgede 55 bin dekar mera ve yaylanın ıslahı gerçekleştirilecektir. Konut, işyeri ve diğer hasarlar için 6,5 milyon lira nakdi yardım yapılıştır. Dereli ve Doğankent'e iki adet sahra sağlık çadırı kurulmuştur. Afet sonrası 14 ekip ve 17 personelle vatandaşlarımıza psiko-sosyal destek sunulmaktadır. TOKİ'nin Dereli'de yapacağı 142 konutun inşası için çalışmalara başlanmıştır. Doğankent'te de 120 konut yapılacaktır. Giresun'da bir daha böyle bir afet yaşanmaması için toplam keşif bedeli 1 milyar 290 milyon lirayı bulan proje hayata geçirilecektir. İlk etapta 120 milyon liralık bütçeyle bent yapımı, ıslah ve kanal inşası ile köprü yapımı gerçekleştirilecektir. Harşit Çayı Vadisi'ndeki tüm kum, çakıl ocakları kapatılacak, derelere yapılacak müdahaleler mutlak kontrol altına alınacaktır. Aksuderesi, Yağlı Dere ve Harşit Çayı Vadisi'nde Dünya Bankası kredisiyle entegre havza projesi uygulanacaktır. Yaraları sarmak, afetin izlerini ortadan kaldırmak, ilçelerimizi canlandırmak için her türlü tedbiri aldık, yatırımları planladık, çalışmalara başladık. Rabbimiz dünyayı bir düzen üzere kurmuştur. Bu düzende tabiatın hakkı vardır. Tabi insanın hakkı vardır. Tabiatın hakkına riayet etmediğinizde bunun sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalırsınız. İnsanın hakkına riayet etmediğinizde bunun vebaliyle karşı karşıya kalırsınız. Maalesef insanoğlu dünyadaki diğer varlıkların ve canlıların haklarına riayet etme konusunda giderek daha hoyrat, cüretkar davranır hale gelmiştir. Halbuki bu dünya hepimize yetecek kadar büyüktür. Tabiattaki dere yatakları, istisnai de olsa büyük yağışlar olduğunda kolayca akıp gidebilsin diye vardır. Biz tutup bu dere yataklarını evlerle, işyerleriyle işgal edersek gün geldiğinde sel gelir bunları da alıp götürür. Aynı şekilde yaylalar, hayvanlar rahatça otlasın, insanlar güzelliklerinden istifade etsin diye vardır. Biz bu yaylaları betona boğarsak, gün gelir pişmanlığını yaşarız. Ülkemizde imar ve şehirleşme çalışmaları en başından itibaren sorunlu ve sıkıntılı şekilde yürümüştür. Güzel bir söz var, dere er veya geç selde yatağını bulur. İstediğiniz kadar oraya binalar yapın ama o sel geldiği zaman, taşkın geldiğinde yatağını bulur. Önce plan yapılması, sonra buna göre altyapı kurulması, ardından yerleşim yerlerinin inşa edilmesi gerekiyordu. İlk düğme yanlış iliklendiğinde sonrakileri düzeltmek ya mümkün olmuyor ya da çok büyük bedel istiyor. Türkiye son 20 yılda planlı ve altyapı öncelikli bir şehirleşme anlayışıyla buluşabilmiştir. Giresun'dan aldığımız dersler, önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmalarda bize ışık tutacaktır. Ama bu konuda devletin kararlı olması yetmiyor, milletimizin de devlete gerekirse kendi menfaatinden vazgeçme pahasına destek vermesi gerekiyor. Dere yatağına bina yapma baskısından bunalan belediye başkanı eninde sonunda pes eder. TOKİ olarak konutlar yapacağız, dükkanlar yapacağız ama bu dükkanları konutlarla beraber çok yüksek yapmayacağız. Ya zemin artı 3, bilemedin 4 yapacağız. Niye? Fazla yapmak istemiyoruz, Allah göstermesin bir depremde ortaya çıkabilecek olan bir bela ile karşı karşıya kalmak istemiyoruz. Hem istiyoruz ki güzel binalar yapalım, esnafın dükkanı gayet güzel olsun, şöyle bakıldığı zaman bambaşka bir güzellik olsun. Bakıyorum bir tarafta zemin artı 3, yanında zemin artı 4 kat 5 kat bina var. Bu şık mı? Değil. Plana uygun mu? Değil. Bitişik nizam yapacağız. Ben de belediye başkanlığı yaptım ya, biraz bilirim bu işleri. Şimdi diyorum biz Dereli'yi yeniden inşa edelim. Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanım çok hassas. Bu projeleri biz, siz de bize yardımcı olur, buralarda uygularsak, göreceksiniz 6 ay sonra, bir sene sonra diyeceksiniz ki Allah sizden razı olsun, bu ne kadar güzel bir projeymiş. Ama bu arada bu dere yataklarını da ıslah edeceğiz haa. Çünkü oralardan da tehdit almak istemiyoruz, yıkımsa yıkım, yapacağız. Bizim derdimiz, benim Derelili kardeşim, Doğankentli kardeşim hepsi gerçekten modern konutlarda, modern dükkan ve mağazalarda yerini bulsun. İnşallah altyapı çalışmalarını en güzel şekilde yapacağız. İnşallah birkaç köprüyü yıkıp, gayet güzel birkaç kemer köprü inşa edeceğiz. Coğrafyanın zorluğu, arazinin kıtlığı, nüfusun artışı inkar edilemez bir gerçektir. Şimdi bize burada rezerv alan lazım. Dereli'de böyle rezerv alan bulmak zor. İnşallah devlet ve millet olarak el ele verip bundan sonra dünyanın kadim işleyişine uygun şekilde şehirlerimizi geliştireceğiz.