Erdoğan’ın yaptığı konuşmadan satırbaşları şöyle:
-BM Genel Kurulu'nda yaptığım konuşmada "Dünya 5'ten büyüktür" derken, dünyada 193 ülkenin Birleşmiş Milletler'de temsil edilmesini savunduğum için bu ifadeleri kullandım.
-İşte bu millet 15 Temmuz gecesinde ordumuz içine sızan o terör gruplarına karşı bir demokrasi mücadele vermiş, şehadete yürümüştür. O şehitler boşuna şehadete yürümediler. Bunlar bizim için adeta bir işaret fişeğidir. Bizler de aynı istikamette yürümeliyiz.
-Bu hainler kendi vatandaşlarını katletti, kendi meclislerini, emniyet teşkilatını F-16'larla bombaladı. Bunun bedelini ödeyecekler. Türk yargısı bunun hesabını soracak. Gerekli adımlar atılıyor.
-Terör örgütünün elebaşı hala burada yaşıyor, emirlerini vermeye devam ediyor. Bu terör örgütüyle bağlantılı dernekler ve kuruluşlar ülkemiz aleyhine propaganda yapıyor.
-FETÖ denilen bu örgüt yalnızca ülkemiz için değil faaliyet gösterdiği her yerde o devlet için tehlike oluşturuyor.
-FETÖ liderinin iadesi için başlatılan sürecin bir an önce tamamlanmasını bekliyoruz. ABD'ye yönelik bir terör tehlikesi olduğunda biz üzerimize düşeni yaptık, şimdi onlar yapmalı.
-FETÖ üyesi Temsilciler Meclisi'nde darbe gecesini anlattı. O geceyi teröristten dinleyenlerden nasıl bir algı bekleyebiliriz?
-Ben de senden terörist istiyorum. Milli Güvenlik Kurulumuzun stratejik belgesine kaydolmuş bir teröristi istiyorum. Ama siz hala direniyorsunuz. Neymiş? Mahkeme. Ne mahkemesi ya? Teröristin ne mahkemesi olacak ki? Bunun green kartı varmış. Vatandaşlıktan insanları çıkarmak bu kadar kolay da green kartı iptal etmek zor mu?
-Af Örgütü'nün kapısını bende çaldım ve dedim ki şiir okuduğum için hapse giriyorum. Ne aradılar, ne sordular. Bunlar dürüst değil, dürüst davranmazlar. Bunlar ideolojiktir, kimin ne yaptığına bakarlar.
-Cumhurbaşkanı seviyesinde 54, başbakan seviyesinde 71, Bakan seviyesinde 410, milletvekili seviyesinde 1228 girişimle FETÖ terör örgütünü dünyaya anlattık, anlatıyoruz.
-Türkiye'nin tek meselesi FETÖ değil. Türkiye, PKK, YPG ve DAİŞ ile mücadele ediyor. Suriye zaten başlı başına bir mesele. Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge çalışmalarımızı hızlı bir şekilde sürdüyoruz. Duvarların ve katı vize rejimlerinin arkasına saklanıp sorun çözebileceğini zanneden bir Batı var.
-Biz Suriye rejimini ve Esed'i muhattap kabul etmiyoruz. Öyle bir devlet yok. Biz oradaki halkı muhattap kabul ediyoruz. Bizi Cerablus halkı, Eb Bab halkı davet etti. Rejimin planı Halep'i sıkıştırarak halkı Gaziantep'e sürmek. Buna ve Suriye'nin kuzeyinde bir terör bandı oluşturulmasına müsaade etmeyeceğiz.
-900 kilometrekarelik bir alanı DAİŞ ve PYD terör örgütlerinden temizleyerek Suriye halkı için güvenli hale getirdik. Suriyeli kardeşlerimiz yavaş yavaş yurtlarına dönmeye başladılar.
-ABD'nin PYD ve YPG'yi desteklemesini anlamıyoruz. Bunlar DAİŞ'e karşı savaşıyor da El Nusra savaşmıyor mu? Onu neden terör örgütü olarak kabul ediyorsun?
-Eğer demokrasiye inanıyorsak öyleyse niçin rejime Suriye'yi teslim etmenin gayreti içerisindeyiz? Bu adam değil mi 600 bin kişinin ölümüne sebep olan?