İşte o röportaj:
Paramparça’da 2015 nasıl geçti?
Çok şükür iyi gidiyor. İkinci sezonu olmasına rağmen gayet iyi gidiyor.
Zaman geçtikçe dizilerde hep reyting sıkıntısı yaşanıyor. Ama Paramparça reytinglerde hep en üst seviyelerde. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
Geçen senenin başlarında bir tökezledik. Ama öyle bir tökezleme değil hani ikinci üçüncü oldu. Yani birinci olmaya alışınca, ikinci üçüncü olunca insan şımarıyor (Gülüyor) Şimdi yine eski yerimize, koltuğumuza oturduk Allah’a şükür. İyi geçti yani 2015, dilerim 2016 da bundan daha güzel geçer.
Ülke olarak zor bir yılı geride bıraktık!
Tabi ülkemizde olan olaylar dışında 2015 iyi geçti. Ülkemiz adına çok enteresan bir yıl oldu. Çok üzücü şeyler yaşadık. Dilerim 2016'da bunların hiçbirini yaşamayız. İnsan ülkesinde olan şeylere de çok üzülüyor. Yani çünkü yalnız benim hayatım iyi gidiyor diye, ülkende etrafında olan olayları görmezden gelemiyorsun. Bunlara da üzülüyorsun. Çünkü burası bizim ülkemiz. İnsanlar bizim insanlarımız, onlar üzülünce biz de üzülüyoruz. Yani o anlamda da çok iyi geçmedi açıkçası.
Sezon başında yönetmeniniz Cevdet Mercan’la sürpriz bir şekilde yollarınız ayrıldı. Onunla iyi dost olmuştunuz. Bu durum sizin için sürpriz oldu mu?
Yok olmadı. Çünkü Cevdet zaten sezon bitmeden altı yedi bölüm önce söylemişti. Cevdet’in başka planları vardı kendi hayatıyla ilgili. Dolayısıyla o planlarını uygulamak için bizden ayrıldı. Ama öyle kavgalı gürültülü bir şekilde ayrılmadı. Tamamen hoş, severek, isteyerek, sarılarak, kucaklaşarak ayrıldık. Aramız çok iyiydi. Hala da iyi. Cevdet’e ağabeyim dostum derim ben.
Ayrılmasına üzüldünüz mü?
Ayrılmasına üzülmedim tabi ki. Çünkü herkesin kendi hayatına dair planları, istekleri var, hedefleri var. Cevdet de kendi hedefine doğru yürüdüğü için sevindim tabi yani. Benim için de mesela, Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisinde iki sezon oynadım ben. Üçüncü sezonda oynamadım mesela. Çünkü benim de hayatımla ilgili başka planlarım vardı. Dolayısıyla öyle bir üzüntü kimse yaşamadı.
Peki yeni yönetmeniniz Altan Dönmez için neler söylersiniz?
Altan ağabey on numara bir insan. O da aynen Cevdet (Mercan) gibi çok kaliteli bir insan. Önce insan bir insan. İnsan bir adam yani. Bizim sektörde bu çok önemli. Çünkü çalışma saatlerimiz çok zor. Dolayısıyla bu konuda yönetmen çok önemli oluyor. Gerçekten insani duygularının baskın olması çok önemli. Cevdet de öyleydi, Altan ağabey de öyle. Ekibi belli bir saatin üzerinde çalıştırmıyor. Dolayısıyla insanlık da çok önemli. Dostluk çok önemli, arkadaşlık çok önemli. Bizim işte birbirinizi ne kadar iyi tanırsan, birbirinizi ne kadar seversen, o zaman işi yaparken birbirinizin gözlerinden anlıyorsun ne yapman gerektiğini. O zaman gerçekten de ortaya kaliteli, seyircinin de keyif alabileceği iş çıkıyor. Bu çok önemli. Altan ağabey çok iyi bir yönetmen ayrıca.
BARIŞ FALAY ÜZERİMDEKİ YÜKÜ ALDI
Diziye ikinci sezonda Cihan’ın düşmanı olarak Barış Falay “Harun” rolüyle dahil oldu. Barış Falay için neler söylemek istersiniz?
Barış da çok iyi bir oyuncu her şeyden önce. Çok da iyi bir insan Barış. Barış ve eşi Esra da çok iyi arkadaşım. Esra’yla Beyaz Gelincik dizisinde oynamıştım daha önce. Barış, diziye çok katkı sağladı.
Senaryoda bir genişleme oldu tabi
Dizileri zaten çok uzun çektiğimiz için belli bir süre sonra tıkanma noktasına geliyor. Yurt dışında diziler 45 dakika, en fazla 60 dakika çekiliyor. Onu da, bir bölümü bir ayda çekiyorlar neredeyse. Biz 140 dakikayı 150 dakikayı altı günde çekiyoruz. Dolayısıyla senaristlerin de işleri çok zor. Her hafta boş kağıt sana bakıyor, sen boş kağıda bakıyorsun. Biz de öyle değil tabii ki. Bizim kağıtta yazan şeyler var ve önümüzde bir done var. Biz de onun üzerinden mesleğimizi icra ediyoruz. Ama onlarınki bambaşka. Kolay değil gerçekten. Barış bu anlamda çok fayda sağladı diziye. Senaryo açıldı. İyi oldu, çok iyi oldu. Onun sahneleri de olduğu için, yani biraz da benim üzerimden yük kalktı. (Gülüyor) Bir de başarıyı paylaşmak güzeldir. Ben başarıyı paylaşmayı severim. Başarı paylaşılmalı.
YALAN HABER YAPTILAR
Günlerdir konuşulan Nurgül Yeşilçay’ın ayrılık konusu var. Yapımcı ve Nurgül Yeşilçay konu hakkında açıklamalarda bulundular ama siz bu konuda neler söylemek istersiniz?
Ortada şöyle bir haber dolaşıyor “öpüşme krizi” diye. Ama öyle bir kriz olmadı yani. Yalan haber yapıyorlar. Asla öyle bir şey olmadı. Bu konularda asıl olan, etik olan şirketin açıklama yapmasıdır. Şimdi bir şey söylerim yanlış anlaşılır. Öyle bir şey ki çok samimi içinde gerçekten kötü bir niyet olmayan, gerçekten çok dürüst ve karşındaki insanı da rencide etmeden bir şeyler söylüyorsun. Ama karşındakiler, bunu okuyanlar, bunu çok ters anlayabiliyorlar. İçinden bir kelimeyi çıkartıp senin üstüne çok kötü geliyorlar. Klavye delikanlıları var ya bir ton böyle, oturdukları yerden ona buna giydiriyorlar hiçbir şeyden haberleri olmadan. Sen benden daha iyi bilirsin yani. Ya da oturup masa başında olmadık şeyleri yazan, sonra onu boy boy gazetelere basan, son derece ahlaksız, terbiyesiz insanlar var yani.
Dediğiniz gibi aranızdaki bir sahnedeki öpüşmenin sorun olduğu söylendi yazıldı hep.
Hayır. Öpüşmedik de orada. Yanağına değer gibi dudağına değdim orada. O kadar yani başka bir şey olmadı. Yine öpüşmedik yani. Ama film hileleri var, orada öpüşüyormuş gibi görünüyorsun. Ama yani onu söyleyebilirim. O haberlerin hepsi yalan. Baştan aşağı yalan.
NURGÜL YEŞİLÇAY ÖLECEK Mİ?
Daha önce de sette karşılıklı olarak kavga ettiğiniz söylendi.
Yok hayır öyle bir şey olmadı.
Peki reytinglere yansıdı mı bu durum?
Yoo yansımadı. Hala birinciyiz. Yabancı dizilere bak. Başrol oyuncusu diyorsun, beşinci bölümde ölüyor. Olur öyle. Mesela bak Muhteşem Yüzyıl’a bir sürü oyuncu girdi çıktı. Senaryo icabı olabilen şeyler bunlar.
Peki yerine bir oyuncu gelecek mi?
Hiç bilmiyorum. Senarist arkadaşlarımız çalışıyorlar. Başka bir hikaye kuracaklardır herhalde, ben de bilmiyorum. Biz de iki bölüm sonrasını biliyoruz en fazla.
Ölerek mi ayrılacak diziden?
Valla onu da hiç bilmiyorum. Daha 47 yayınlandı, 52. bölümde çıkacak, daha beş bölüm var. Senaryoyu nasıl kuracaklar, ona göre yapacaklar. Onlar da düşünüyorlar şu anda. Senaristlere ben özellikle çok fazla soru sormam. Söylerse dinlerim ama arayıp ne olacak diye soran biri değilim.
Dizideki Cihan’ı o zaman değişik günler bekliyor.
Yalnız beni değil, dizideki bütün oyuncuları ve seyirciyi de bekliyor. Bambaşka bir hikaye olacak şimdi. Ben Öyle Bir Geçer Zaman Ki’den ayrılmıştım ne oldu? Hikaye değişti bir sezon daha devam etti.
Öyle Bir Geçer Zaman Ki’nin önemli bir yeri var değil mi hayatınızda?
Tabi ki var, olmaz mı. Önemli dizilerimden, önemli işlerimden biridir. Gerçi her yaptığım iş benim için öyle ama, o biraz daha farklıydı. Çok değişikti gerçekten. Çok ödül aldım, çok fazla ödül aldım. Değişik bir roldü, çok zor bir roldü. Yani canım çıkıyordu onu oynarken. Gerçekten canım çıkıyordu. Çok zordu yani. Ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir adamdı (gülüyor) Gerçekten öyleydi, çok iyiydi. Tekrar teşekkür ederim orada emeği geçen herkese.
Paramparça ne kadar sürecek, bununla ilgili bir plan var mı, bir şey söyleyebilir misiniz?
Valla hiçbir bilgim yok. Böyle bir plan kimse yapamıyor ki şu an. Ne yapımcılar yapabiliyor, ne oyuncular, ne kanal CEO’ları, kimse yapamıyor. Çünkü hangi iş tutacak, hangi iş tutmayacak kimse tahmin edemiyor. Bir dizi başlıyor, üç bölüm sonra yayından kalkıyor. O yüzden bilemiyorum.
Özcan Deniz ve Hatice Şendil’in dizisi de final yaptı biliyorsunuz. Takip edebiliyor musunuz başka dizileri?
Takip edemiyorum. Kendi dizimi bile takip edemiyorum ki. Banttan, kayıttan ya da şirketten cd geliyor oturup öyle izliyorum.
BUGÜNLERİ HİÇ HAYAL ETMEMİŞTİM
Peki kendinizi izliyor musunuz?
Tabi ki izliyorum. Bu mesleğe başladığım günden beri kaçırdığım tek bir bölüm bile yok. Yani geç de olsa izlerim. Yayında değil de banttan olsa da izlerim. Bakıyorum ne yapmışım ne etmişim diye. Genelde ben kalabalık izleyemem. İşte evde misafir varken falan yapamam yani. Karım çocuğum ben izlerim. Ya da ben tek başıma izlerim. Çünkü tam böyle bir sahne var, canım çıkmış o sahneyi oynarken, soğukta donmuşsun beş saat altı saat yorulmuşsun, tam o sahne yayınlanırken, oradan “çay koy, meyve getir” (gülüyor) Sinirleniyorum yani anlatabiliyor muyum. Çünkü ben ne zorluklarla çektim. Daralıyorum öyle olunca. O yüzden misafirle falan asla izlemiyorum diziyi.(gülüyor)
Yaz aylarında Kolpaçino 3. Devre filminde rol aldınız.
Bir mafya babasını oynadım. Rolüm çok fazla değil. Konuk oyuncu olarak oynadım. Şafak’la (Sezer) eskiden komşuyduk. O zamanlar ona söz vermiştim. İşte oynadım. Sözümü tuttum. (Gülüyor)
Çekimler nasıl geçti peki?
İyi geçti eğlenceliydi. Ben absürt komediyi çok seviyorum. Sit-com çekmeyi oynamayı çok isterim. Şu andaki bulunduğum yeri de absürt komediye borçluyum. Serseri dizisine borçluyum. İsteyen ‘Erkan Petekkaya-Serseri dizisi’ diye arattırsın yüzlerce video bulabilirler. O rol benim için çok önemliydi. O rol de Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisindeki rol kadar önemliydi. Çok değişik bir komediydi. O zamanlar absürt komedi yoktu. Hep drama vardı. İddialı bir komediydi ve Allah'a şükür 2 sezon da gitti o dizi. O diziye çok şey borçluyum. Allah rahmet eylesin Osman abiyi de anmış olayım.
Peki film ne zaman vizyona girecek?
Mart'ta girecek. Eğlenceli bir filmdi. Şafak ve diğer oyuncular hep bizim arkadaşımız.