Altaylı'nın "Adam niye kazandı!" başlığıyla (20 Nisan 2019) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
CHP, Ekrem İmamoğlu’nun beklenmedik ya da şaşırtıcı performansı sayesinde İstanbul’da hiç kimsenin ummadığı bir zafer elde etti.
AK Parti’nin İstanbul’da önceki seçimler kadar rahat olmadığını herkes biliyordu.
Hatta herkesten daha iyi AK Parti biliyordu.
Ama yine de 3 ay öncesine kadar adını pek az kişinin bildiği hatta duyduğu bir adamın, Ekrem İmamoğlu’nun içinden bir “siyaset starı” çıkacağını kimse bilmiyordu.
Şimdiye dek hep eleştirdiğimiz Kılıçdaroğlu’nu bu adamı bulup çıkardığı için ve arkasında durduğu için bu kez kutlamamız gerek.
“Star maker” yani “yıldız yapıcı” bir genel başkan olmak az uz şey değil.
Peki İmamoğlu’nu AK Parti’nin siyasi başkentinde zafere taşıyan şey neydi?
Aslında çok basit bir şeydi.
Bu ülkenin hamurunda olan, mayasında yer edinmiş, sokağına egemen olmuş, benim bir süre önce yazdığım bir yazımda “Eğer toplumun büyük bölümü makul ve barışçı olmasaydı, azgın azınlık çoğunlukta olsaydı, çoktan birbirimize düşerdik” diye tanımladığım insani değerleri ağır basan, aklı başında, düzgün insanlardan oluşan topluma “huzur veren adam” olacağını göstermesidir.
Tek bir gün bile “kinden”, “nefretten”, “ötekileştirmeden” bahsetmemiş olmasıdır.
Hiçbir konuşmasında “atarlanmaması”, sürekli bir “alayına gider” havasına girmemiş olmasıdır.
Yüksek gerilimden değil, alçak voltajdan medet uman siyaset tarzıdır.
Yıllar süren kindarlık söyleminden uzak durması, komşuyu komşuya düşman etmeye yönelik değil, düşman mahalleleri dost etmeye yönelik söylemidir.
Karşıtlık söyleminden yorgun kitlelere, yakınlık söylemiyle istirahat vaat etmesidir.
Kim ne derse desin, Türkiye’nin bundan sonraki siyasetine bu “yumuşak ve sıcak söylem” egemen olacaktır.
İmamoğlu’nun başlattığı bu dil siyasetin yeni dili olacaktır.
Çünkü çoğunluk bu dili konuşmayı “özlemişti”.