Cumhuriyet’ten Ayşe Yıldırım’a konuşan Yüksekdağ, Tahir Elçi’ye yönelik bir suikastı tahmin etmediklerini söylerken “Beklemediğimiz yerden gelen bir saldırıydı bu. Bu bizim için daha da bir sarsıcı oldu. Tahir Elçi gibi insanların öldürülmesi adaletin vicdanın öldürülme girişimidir” ifadesini kullandı.
Yüksekdağ’ın söyleşisinden ilgili kısımlar şöyle:
Tehdit mesajları, suikast duyumları var mı?
Tehdit mesajları artık bizim günlük yaşamımızın bir parçası haline geldi. Sosyal medya aracılığıyla, basın aracılığıyla ölüm tehditleri ve daha dolaylı tehditler olarak geliyor. Aynı zamanda bazı suikast bilgileri ve hazırlıkları olarak gelebiliyor. Selahattin beye dönük o son saldırıdan bir hafta önce aslında bize bu yönde bir bilgi gelmişti. Bazı kişilere dönük suikast planları olduğuna dair bir bilgiydi bu. Selahattin bey ve bana dönük zaten çok daha öncesinde değişik süreçlerdeki yenilenen bilgilerdi bunlar. Adeta biz seçim kampanyası boyunca arkamızda suikastçılarla seçim çalışması yürüttük. Peşimizde, ensemizde suikastçıların olduğu... Bunların bir kısmı devlet kayıtlarına da girdi. Yakalanan IŞİD militanlarının ifadelerinin yansıyan boyutları oldu. Onun dışında devlet kayıtlarının kanallarının dışında bize de gelen bu yönlü bilgiler var.
IŞİD'in Ankara'da gerçekleştirdiği saldırıdan sonra bazı IŞİD hücrelerine dönük operasyonlar yapıldı. O operasyonların Antep ayağında gözaltına alınan bir IŞİD militanının emniyette verdiği ifadeden öğrendik ki Antep'te benim Şahinbey ilçesindeki bir halk toplantısına dönük bir saldırı planı ve görevlendirme yapılmış. O bilgi bize doğrudan resmi devlet yetkilileri üzerinden gelmedi çeşitli kanallardan bize sızan bir bilgiydi bu. O somut bir bilgiydi örneğin.
Selahattin beye saldırıdan bir hafta önce böyle bir bilgi bize ulaşmıştı. Ne yazık ki Selahattin beye saldırı üzerine bu iddiaların hiçbirinin mesnetsiz olmadığını gördük. Tahir Elçi ondan kısa bir süre sonra saldırıya uğradı. Kişilerin özellikle hedef seçildiği, Kürt siyasetçiler HDP'li siyasetçiler başta olmak üzere bazı kişilere dönük suikastler olacağı bilgisi çok somut bir şekilde gelmişti bize.
Tahir Elçi de var mıydı o listede?
Hayır. Biz daha çok bizlere siyasetçilere dönük suikastler olacağını düşünüyorduk, bekliyorduk. Ama Tahir Elçi gibi bir insan hakları savunucusuna dönük bir suikastı beklemiyorduk. Beklemediğimiz yerden gelen bir saldırıydı bu. Bu bizim için daha da bir sarsıcı oldu. Tahir Elçi gibi insanların öldürülmesi adaletin vicdanın öldürülme girişimidir. Tahir Elçi gibi insanlara herkesin ihtiyacı vardır. Tahir Elçi yeri geldiğinde bizi de eleştirirdi, devleti de eleştirirdi, herkesi eleştirirdi. Ve biz onu her zaman evet bazen hoşumuza gitmeyen eleştiriler de vardı ama kendi adalet terazimiz olarak görürdük onu. Böyle adalet terazilerine herkesin ihtiyacı vardır. Hiçbir cinayet haklı değildir. Ama Tahir Elçi cinayeti çok daha korkunç ve öfkelendiğimiz bir cinayet oldu. Aynı zamanda şu mesajı vermek istediler; vicdan sahibi insanlara da yaşam hakkı bırakmayacağız dediler. Adaletin terazisi olanlara da yaşam hakkı bırakmayacağız dediler. Ilımlı barışçıl çizgi izleyenlere de yaşam hakkı bırakmayacağız dediler. Bu son dönemdeki gerilim ve çatışmacı siyasetin ne kadar kıyıcı bir aşamaya geldiğinin göstergesidir. Artık hiçbir fark gözetmeden kıyıcı bir siyaset izleyeceklerine dair mesaj verdiler.