İngiltere'de yayınlanan Financial Times gazetesi başyazısında, 24 Haziran'da sandığa gidecek olan Türkiye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın otoriter yönetim biçimini giderek daha ciddi biçimde hissettirmeye başladığını ifade ediyor ve 'Batılı ülkeler Erdoğan üzerindeki baskıyı çok daha önceden artırmaya başlamalıydı' diyor:
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçimleri bir buçuk yıl erkene çekerek bugüne kadarki mücadelesini tek adam rejimine geçişle taçlandırmak istiyor.
"Geçen yıl az farkla kazandığı referandum sayesinde yargıyı da kapsayan güçlere erişebilir. Ancak henüz o noktaya ulaşmış değil.
"Referandumda kabul edilen düzenlemeler, seçimlerin ardından tam olarak yürürlüğe girmiş olacak.
"Erdoğan ve partisi 2002'de iktidara gelmelerinden bu yana üst üste seçim zaferleri elde etti. Anayasa değişikliği referandumu ise kıl payı kazanıldı.
"Referandumda büyük kentleri, sahildeki seçim bölgelerini, Kürt nüfusun yaşadığı illeri ve genç seçmenleri kaybettiler. Erken seçimler, hükümetin Fethullah Gülen'i sorumlu tuttuğu başarısız darbe girişiminden sonra 2016'nın ortasında yürürlüğe giren olağanüstü hâl şartları altında gerçekleşecek.
"Darbe girişiminin ardından yaşanan tasfiyelerde Ankara yönetimi 40.000'in üzerinde kişiyi hapse attı, 130.000 kişiyi ise görevlerinden ihraç etti.
"Erdoğan, MHP ile bir olup, Ankara'nın ülke içinde ve dışında Kürtlere karşı yürüttüğü savaş etrafında şekillenen aşırı milliyetçi bir hava oluşturdu.
"Erdoğan ya da yakınındakileri Amerika'ya ya da Avrupa'ya yönelik sert eleştirilerinin dile getirilmediği bir gün nadir oluyor.
"Her ne kadar Türkiye bir NATO müttefiki ve kağıt üzerinde AB'ye aday bir ülke olsa da, ülke Erdoğan'ın yönetiminde Batıyla olan bağlarını koparıp Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yörüngesine doğru savruldu. Türkiye, giderek daha fazla Rusya'daki otokratik yönetim tarzına öykünüyor.
"Bu gidişata, Cumhuriyet gazetesinden 12 gazeteci ve 6 yöneticiye verilen ağır cezalardan daha net bir örnek olamazdı.
"Cumhuriyet gazetesi garip terör suçlamalarından hüküm giyiyor. Suçlamalar arasında Gülencilere ve PKK'ya yardım etmek de var. Bu son derece anlamsız. Hüküm giyen isimlerden Kadri Gürsel ve Ahmet Şık, yıllardır hükümeti Gülencilerle yaptıkları çıkar anlaşması konusunda uyarıyorlardı.
" Ayrıca Kadri Gürsel PKK tarafından kaçırılmış bir isimdi. Bu yargılama süreci bir şovdan ibaretti.
"Ancak hiçbir şekilde eleştiri kaldıramayan tutumuna karşın Erdoğan baskılara yanıt veren birisi.
"Türkiye'nin erken seçimlere gitmesinin bir nedeni de aşırı ısınmış durumda olan ekonomisi. Cumhurbaşkanı'nın tabanına istihdam ve hizmet götürmesi gerek.
"Türkiye Şubat ayında, Cumhuriyet davasındakine benzer uydurma iddialarla neredeyse bir yıldır hapiste tuttuğu Almanya ve Türkiye vatandaşı gazeteci Deniz Yücel'i serbest bırakmıştı.
"Alman hükümeti her ne kadar Suriyeli mülteci akınını durdurması için Ankara'nın gönlünü hoş tutmaya çalışıyor olsa da, rehin alma olarak gördüğü bu olay karşısında sabrını yitirdi.
"Alman turistlere Türkiye'yi ziyaret etmeme tavsiyesi yapıldı. Türkiye ile iş yapan firmaların ihracat kredisi garantileri gözden geçirildi. Savunma anlaşmaları ise askıya alındı.
"ABD Senatosu'nda Cumhuriyetçi ve Demokrat senatörlerden oluşan bir grup, Ankara'ya F-35 savaş uçaklarının teslimatını engellemek için harekete geçmiş durumdalar. ABD Türkiye'nin protestan bir pastör olan Andrew Brunson'ı Gülen'in Türkiye'ye iadesi için rehin tuttuğuna inanıyorlar.
Erdoğan Türkiye'yi giderek daha derin bir otokrasinin içine çekerken, taraflar eldivenleri atıyor. Bunlar çok daha önceden atılması gereken adımlardı.