Gazete Manifesto'nun bir paylaşımını alıntılayarak saldırdığı vegan aktivist Itır Kaşıkçı paylaşımının çarpıtıldığını belirterek şu ifadelere yer verdi;
BAĞDAT CADDESİ'NDE TECAVÜZ HERGÜN YAŞANIYOR
"Haberde bahsi geçen paylaşımı yapan kişi benim. Paylaşımın ironik tarzını gözardı etmiş veya gözden kaçırmışsınız. Özellikle 'Bağdat Caddesi'nde tecavüz' gündemiyle ilgili bir paylaşım yaptım çünkü bu kötü olayla ilgili 'Bağdat Caddesi daha önce böyle şeylerin yaşanmadığı bir yerdi.' algısı var. Halbuki buradaki kafelerde süt ve ürünlerini her gün tüketen yüzlerce kişinin bir o kadar tecavüzün parçası olduğu bir yer. Özellikle 'Sütlü kahve' değil 'Caffe Latte' dedim; niyetim tam da altı çizilen tüketim kültürüne bir göndermeydi. Özellike Bağdat Caddesi'nde 'yer bildirdim', aslında o sırada Bağcılar'a gitmek üzere hazırlanıyordum.
TECAVÜZE ORTAK OLMAK İSTEMEZSENİZ ALTERNATİFİNİZ VAR
Farketmiş olmalısınız, mekanlarla ilgili bilgiyi asıl paylaşıma değil yoruma ekledim, çünkü asıl amaç bu değildi, ama birçok kişi vegan alternatiflerden haberdar değil ve bence olmalı. Özellikle isim verdim çünkü bu ikisi dışında bitkisel süt bulunduran benim bildiğim bir yer yok (tamamen vegan birkaç küçük mekan dışında). Tüketimden kendini tamamen sıyırmış friganlık dışında bildiğim bir alternatif yok, bu haberi yapan ve okuyan herkesin de tamamen frigan yaşadığını düşünmüyorum. Dolayısıyla sizin de bu tüketim zinciri içinde olduğunuzu varsayarak tekrarlıyorum: Bir daha dışarıda sütlü kahve içecek veya eve süt alacak olursanız ve tecavüze ortak olmak istemezseniz az da olsa alternatifiniz var."
GAZETE MANİFESTO'NUN VEGANLIK HAKKINDA BİLGİSİ YOK
Haberin ardından yazı işleri sorumlusu ile konuşan Kaşıkçı, Gazete Manifesto çalışanlarının veganlık hakkında bilgisinin olmadığını belirterek şöyle devam etti;
"Haberi yapan kişi süt endüstrisi hakkında hiçbir şey bilmeden, benim 'tecavüz' ile ineklerin sağılmasını kastettiğimi düşünerek bu haberi yapmış. Eğer bunu kastettiğimi düşünen başkaları varsa diye belirteyim. Süt endüstrisinde inekler suni döllenme adı altında mütemadiyen tecavüze uğrarlar. Sağılma eyleminden değil birebir tecavüz eyleminden bahsediyordum 'tecavüz' derken."
