MLSA Turkey'den Murat Kök'ün haberine göre, gazeteciler Yıldız Tar, Deniz Nazlım ve Sibel Yükler; 16 Haziran 2022'de yaşanan tutuklamaya yönelik 5 Temmuz'da Ankara'da basın açıklaması yapmak isterken kendilerini darp ettiklerini belirttikleri polisler hakkında "işkence", "hakaret", "suçu bildirmeme", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle yaralama" suçlarından suç duyurusunda bulunmuştu.
Soruşturmayı yürüten Savcı Vahit Özcan, 25 Nisan 2022'de kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Savcı: Kolluk kuvvetlerinin zor kullanmaları usulsüz değil
Savcı Özcan, gözaltına alınan gazetecilerin götürüldükleri Ankara Gazi Mustafa Kemal Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesi’nde hazırlanan ve “Müştekilerdeki yaralanmaların basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ve basit tıbbi müdahale gerekmeyecek ölçüde olduğu” tespitini içeren raporu dikkate aldı ve “kolluk görevlilerinin zor kullanma yetkisinin sınırını aşarak kasten yaralama ve işkence suçlarını işlediklerine” dair yeterli delil olmadığına kanaat getirdi.
Gazetecilerin söz konusu raporun fiziki muayene yapılmadan düzenlendiği yönündeki beyanlarına itibar etmeyen savcı, Tar ve Yükler’in 6 Temmuz 2022'de Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan (TİHV) aldıkları ve gazetecilere uygulanan şiddetin, “işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele kapsamında değerlendirilmesi gerektiği"nin kayıt altına alındığı raporu ise dikkate almadı.
Bilirkişi raporuna göre, kimin kimi darp ettiği tespit edilemedi
Bilirkişinin, "herhangi bir olumsuz görüntünün bulunmadığı" bilgisini verdiği raporun devamında şu bilgiler yer aldı:
“… bu video kayıtlarının (muhtemel) bir cep telefonu ile kayıt altına alındığı, farklı farklı açıları çekim yaptığı, çekim yaptığı yere odaklandığında orada kalabalık sivil kıyafetli kişilerin olduğu ve bir arbedenin çıktığı ancak kameranın farklı farklı açıları çekmesi ve sürekli hareket halinde olması nedeniyle arbede anında kimin kime karşı eylemde bulunduğunun net anlaşılamadığı, video kaydının sonuna doğru kamera görüş açısına yerde yatan bir kişinin yansıdığı görülmüş bu arada orada bulunan fazla sayıda konuşan kişinin olması nedeniyle konuşmaların çözümünün yapılamadığı, diğer video kaydında ise yine kameranın farklı farklı açıları çektiği anda sivil kıyafetli bir erkeğin karşısındaki erkeği iteklediği ve daha sonra karşılıklı konuştukları…”
Savcı Özcan, kolluk kuvvetlerinin zor kullanırken yetkileri kapsamında hareket ettiklerine yönelik yeterli derecede kanıt bulunmamasına dayanarak takipsizlik kararı verdi.
Gazetecilerin avukatları, savcılığın kararına itiraz edeceklerini açıkladı.