Genco Erkal: CHP nedir ki!

'Muhalefet yok diyoruz, CHP'den bekliyoruz muhalefeti'
Genco Erkal: CHP nedir ki!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    

 Tiyatrocu Genco Erkal, soL'dan Serdar Nazım Yüce'ye konuştu.  O röportajın bir kısmı şöyle:

 

Türkiye’nin içinden geçtiği bu kaos ve şiddet dolu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok moral bozucu. Hakikaten her gün gazetelerde, her dakika sosyal medyada bu haberleri görüyorsunuz. Bir yanda yıllardır içimizde süren bir savaş var. O savaş artık gemi azıya almış, boyut değiştirmiş durumda. Eskiden dağlarda oluyordu, gene duyuyor biliyorduk ama görmüyorduk. O kadar içinde değildik. Şimdi artık şehirler taranıyor, her iki taraftan da verilen müthiş kayıplar var. Öbür tarafta da dinci terör. 2 Temmuz’un yıldönümüydü işte. Madımak hâlâ yanıyor. O yangın devam ediyor. Sadece burada değil; Paris’te, Londra’da, her yerde yani. Bu da boyut değiştirdi. Antik kentler yok ediliyor, kadınlar sokakta sürükleniyor, eşcinselleri binalardan atıyorlar… Bu boyutta değildi ama her zaman – Biliyorsun, bizdeki merkez sağdan başlayan sağ kanat da- bunu besledi. Sonra “Onlar bunu yaptılar dedirtemezsiniz bana” demiştirler ama beslediler. Hizbullah’ı da böyle böyle beslemişlerdi, başlarına bela olmuştu. Şimdi de IŞİD’i beslediler ve başlarına bela oldu. Geri dönemiyorlar. Çünkü bunları kontrol edemezsin. Bunlara bir kere yol verdin mi artık ne yapacaklarını kestiremezsin. Kontrolden çıkıyorlar.

 

'YETMEZ AMA EVET'ÇİLER

 

Yardım da etmediklerini söylüyorlar…

Diyorlar. Hâlâ ediyorlar halbuki. Onlardan petrol aldılar, verdiler ailece. Bunlar ortaya çıkacak yakın zamanda. Tıpkı tapeler gibi inkâr ediliyor.

 

Evet, inkâr ediliyor. Sonra da “Ahh biz bilmiyorduk. Kandırıldık” oluyor. Her konuda kandırılıyorlar. Bu kadar da olmaz ki! Sen sorumlusun, “kandırıldık” olur mu? Bir değil, iki değil yani. ‘Yetmez Ama Evet’çiler de öyle; iki de bir “Kandırıldık”. Bu çok güzel bir kaçış yolu. “Kandırıldık” deyince bütün günahlarından arınabiliyorsun, böyle bir şey olabilir mi ya?

 

AZİZ NESİN HAYATTA OLSA...

 

Peki, bir sanatçı olarak etkileri ne oluyor size bu sürecin?

Bizim işimiz bu. Biz söyleyeceklerimizi buradan, sahneden söylemek durumundayız. Allahtan Nâzım var, Brecht var da bize, düşüncelerimize tercüman oluyorlar. Duygularımızı dillendirebiliyoruz bu sayede. Ne yazık ki yeni oyun pek yazılmıyor. O boyutta şair ya da oyun yazarı çıksa da keşke yazsa bir şeyler. Mesela Aziz Nesin… “Ah! Hayatta olsa da…” diye düşündüğüm çok olmuştur. Çünkü o bu iktidarı, görgüsüzlüklerini, para düşkünlüklerini çok güzel anlatırdı. Bu damatlar, Çamlıca hanedanlığı, kaçak saraylar falan neler yazardı kim bilir. Biz yeni yazılmış şeyler bulamıyoruz ne yazık ki. Eski defterleri karıştırıyoruz hep.

 

Bir de artık iyice göstere göstere yapılan gerici uygulamalar var. Eğitimin durumu, sokakta karşılaştığımız şeyler, mahalle baskısı… 

Şu son 2 ay içinde olanları ele alsak yeterli bir tarif veriyor yani.

 

78 yaşında, Türkiye’nin birçok dönemine şahitlik etmiş bir aydın olarak bu dönemi özel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Hep denir ya, “En kötüsü bu” diye…

Ben de öyle diyorum şimdi. Hakikaten öyle geliyor. Bu kadar pervasız olmadı kimse. Bu kadar tüm devleti ele geçirmedi. Askeri darbeleri hiç benimsemedik, savunmadık ama şimdi bunlar bütün devlet aygıtını geçirdiler. Eskiden Demireller, Özallar biraz çekinirlerdi ordudan. Bir kontrol mekanizması vardı, denge vardı. Devrimci hareketi bölüp parçalamak, pasivize etmekse çok kolay bizim ülkemizde. Mesela düşünün TİP’in ilk çıkışı, meclise girişi… O güçle devam edebilseydi sosyalist hareket bambaşka yerlerde olurduk. Bunu çok ustaca becerdiler. Zaten şurada 3,5 adamız yahu! Güçlenip, birleşip başaracağımız halde tam tersine birbirimizi eleştirmekle meşgulüz. Bugün ne yazık ki ağırlığı olan bir sol hareket yok. En büyük eksikliklerden biri bu tabii ki. “Muhalefet yok, muhalefet yok” diyoruz, CHP’den bekliyoruz muhalefeti. Zaten CHP nedir ki! Asıl olması gereken güçlü bir sosyalist hareket.