ABD'nin Minnesota eyaletinde, siyahi George Floyd'un gözaltına alınması sırasında dizini ensesine basarak ölümüne sebep olan eski polis memuru Derek Chauvin davasının 6. gününde savcılık tarafından çağırılan tanıkların dinlenilmesine devam edildi.
Hennepin Bölge Mahkemesinde görülen duruşmada tanık kürsüsüne ilk olarak, olaydan sonra kaldırıldığı hastanede Floyd'a son tedaviyi yapıp resmen öldüğünü duyuran Dr. Bradford Wankhede Lagenfeld çağrıldı.
Lagenfeld, mahkemeye Floyd'un hastaneye getirildiğinde nefes alamadığını belirterek, 30 dakika boyunca kalbinin tekrar çalışması için uğraştıklarını ancak o aşamada "hayata dönmesinin" mümkün olmadığını anlattı.
Savcılığın, otopsi raporunda "kalp ve ciğerlerinin fonksiyonlarının durması" şeklinde belirtilen ölüm sebebine rağmen kendisinin ne düşündüğünü sorması üzerine Lagenfeld, Floyd'un "asfeksi" denilen oksijen yetersizliğinden öldüğüne inandığını kaydetti.
"Kesinlikle bizim eğitimimizin, değer ve etiğimizin bir parçası değil"
Mahkemede tanık kürsüsüne çağırılan Minneapolis Polis Departmanı Şefi Medaria Arradondo, Chauvin'in Floyd'un ensesine uyguladığı kısıtlama taktiği için "Kesinlikle bizim eğitimimizin, değer ve etiğimizin bir parçası değil." ifadesini kullandı.
Arradondo, 2 saatten fazla süren şahitliği sırasında, gözaltı esnasında direnen şüphelilere kuvvet uygulanması eğitimini tarif ederek, "Floyd direnmeyi bıraktığı anda, özellikle duyduğu acıyı dile getirmeye çalışırken, ona uygulanan kuvvet durmalıydı." diye konuştu.
1989'dan beri görevde bulunan ve 2017'de Minneapolis'te ilk siyahi polis şefi olan Arradondo, geçen yıl Floyd’un ölümünün ardından yaptığı açıklamada olayı "cinayet" olarak niteleyerek, "Bu trajik ölüm polis eğitimiyle alakalı değildir." değerlendirmesinde bulunmuştu.
Davada günün son tanığı olarak dinlenen Minneapolis Polis Departmanı 5. Bölge müfettişi Katie Blackwell de Chauvin ile uzun yıllar birlikte çalıştığını söyledi. Floyd'un öldüğü sırada polis eğitim bölümünün başkanı olan Blackwell, Chauvin'in verdikleri tıbbi ve güvenlik eğitimlerini aldığına işaret ederek, Floyd'un boynuna uyguladığı kısıtlama taktiğinin ise polis eğitiminde verilmediğinin altını çizdi.
Hakim Peter Cahill, davaya yerel saatle 09.15'te (TSİ 16.15) devam etmek üzere ara verdi.
Yaklaşık 4 hafta sürmesi beklenen davada 2. ve 3. dereceden cinayet ve adam öldürme suçlamalarından yargılanan Chauvin'in, suçlu bulunması halinde 40 yıla kadar hapis cezası alabileceği belirtiliyor.
George Floyd'un ölümü
Siyahi Amerikalı 46 yaşındaki George Floyd, 25 Mayıs 2020'de dolandırıcılık şüphesiyle Minnesota eyaletinin Minneapolis kentinde gözaltına alındığı sırada, 44 yaşındaki polis memuru Derek Chauvin'in 9 dakika 29 saniye boyunca diziyle boynuna bastırması nedeniyle dakikalarca "nefes alamıyorum" diye yalvarmıştı.
Floyd olay yerine gelen acil sağlık ekiplerince kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiş, olayla ilgili görüntüler sosyal medyada büyük tepki toplamıştı.
Görüntüler, ülkede siyahilere yönelik polis şiddeti tartışmalarını alevlendirmiş ve protestolar, olayların başladığı Minneapolis'ten ülke geneline sıçramıştı.
Floyd'un ölümüne neden olmakla suçlanan Chauvin, olaydan 4 gün sonra gözaltına alınmış, hakkında cinayet ve adam öldürme suçuyla dava açılarak tutuklanmıştı.
Chauvin, 29 Mayıs 2020'den beri tutuklu bulunduğu Oak Park Heights'teki hapishaneden 10 Temmuz 2020'de, kefalet bedeli olan 1 milyon doların "Allegheny Casualty Company" adlı kuruluş tarafından garanti edilmesinin ardından serbest bırakılmıştı.
Floyd'un ölümünde kusurlu bulunan diğer 3 polis memuru da daha önce 750 bin dolar tutarındaki kefalet bedelini ödemeleri üzerine tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmişti.