Taksim ve Gezi Parkı çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldındığı görüldü.
METRO DA KAPATILDI
Gezi olaylarının yıldönümü önlemleri çerçevesinde Taksim Metro istasyonu kapatıldı.
Taksim ve Gezi Parkı çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldındığı görüldü.
METRO DA KAPATILDI
Gezi olaylarının yıldönümü önlemleri çerçevesinde Taksim Metro istasyonu kapatıldı.
Son dakika haberleri, yeni gelişen olaylar, son 24 saat içerisinde Dünya ve ülke gündeminde meydana gelen olaylar ve önemli gelişmeler.
Güncel ne anlama geliyor? Bazen televizyonda bazen internette dolaşırken bazen de arkadaşlar arasında ilk kez duyulan sözcükler her zaman ilginç gelir. Son zamanlarda anlamı merak edilen kelime öbekleri arasında yer alan güncel ne demek, TDK'ya göre güncel ne anlama geliyor? Kelimenin hangi dilden kültürümüze geldiği de merak duyulan noktalar arasında. Peki güncel kelimesinin kökeni ne, güncel kelimesinin kaç anlamı var?
Güncel kelimesi, günlük hayatta vatandaşların sıklıkla kullandığı kelimelerden bir tanesidir. Uzun yıllar boyunca dilimizde yer alan güncel kelimesi, yurttaşların gerek günlük hayat gerekse sosyal medyada yararlandığı ve kullandığı sözcüklerden birisi olarak öne çıkmaktadır. Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre çeşitli anlamları olan güncel kelimesi, Türkçe'de tek başına ya da farklı cümleler ile beraber kullanılabilir. Bu noktada, güncel kelimesi ne demek ve TDK'ya göre anlamı nedir sorularının yanıtlarını arayanlar doğru yerdeler! Peki, güncel kelimesinin kökeni ne güncel kelimesinin kaç anlamı var, TDK'ye göre anlamı nedir? İşte, merak edilenler!
Güncel konu ne demek TDK?
Güncel haber ne demek?
Günlük nedir kısa anlamı?
Gürcel ne demek?
GÜNCEL NE DEMEK? TDK'YE GÖRE ANLAMI
Güncel kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre güncel kelimesi anlamı şu şekildedir:
- Günün konusu olan, şimdiki, bugünkü (haber, olay vb.), aktüel
GÜNCEL KELİMESİ CÜMLE İÇERİSİNDE DOĞRU KULLANIM ÖRNEKLERİ
- Güncel olaylar, yorumlarla şaşılacak bir özdeşlik, bir uyum gösterir.
KULLANICILARIN MERAK ETTİĞİ DİĞER SORULAR
Güncel konu ne demek TDK?
sf. Günün konusu olan, şimdiki, bugünkü (haber, olay vb.), aktüel: “Güncel olaylar, yorumlarla şaşılacak bir özdeşlik, bir uyum gösterir.” -N.
Güncel haber ne demek?
Güncel haberler genellikle o günün haberleridir. Bunlar bir gazetenin ilk sayfasında veya İnternet sayfasının en üstünde gördüğünüz, haber programı başlar başlamaz duyduğunuz haberlerdir. Sözgelimi, savaş, politika, iş dünyası ve suç haberleri en sık karşılaşılan güncel haber konularıdır.
Haber, güncel ve ilginç bir olayın olduğunca nesnel ve gerçeğe uygun bir biçimde sunulmasıdır. Haber metninde her türlü taraflı değerlendirmelerden ve söz oyunlarından uzak durulur. Metin kısa, haber dili de yalındır.
Bu haber tekniği son derece katı kurallara tabidir. Haberi yazan kişinin, sahip olduğu yaratıcılık alanı sınırlıdır. "Okurlarımız için yazıyoruz, hakkında yazı yazdıklarımız için değil" görüşü hakimdir. Nitekim hatır için gazetecilik yapmak sakıncalıdır. Bir kısa ya da karmaşık haber metninde uyulması gereken kurallar şunlardır:
Güncel, haber yeni olmalı ve kolay iletilebilmelidir.
Konu ilginç olmalıdır.
Konu önemli olmalıdır.
Konu ilinti yaratmalıdır.
Konu kısa ve öz olmalıdır.
Haber katıksız gerçekleri iletir. Olası olduğunca 5N 1K kuralına uymalıdır: Kim? Ne, Ne zaman? Nerede? Nasıl? Neden? - Nereden sorusu kaynağa yönelik sorudur.[1]
Örneğin
27 yaşındaki İstanbul'lu A.K. çarşamba gecesi özel otosuyla Bodrum yakınlarında geçirdiği kaza sonucu hayatını yitirdi. Polisin yaptığı açıklamaya göre, sol virajı çok açıktan almaya çalışırken sağdaki bankete düştüğünde A.K, Türkbükü istikametine doğru yol almaktaydı. Direksiyonu düzelttikten hemen sonra aracı kaymaya başladı ve hızla bir duvara çarptı.
Gazete, haber, bilgi, bulmaca ve reklam içeren, genellikle düşük maliyetli kâğıt kullanılarak basılan ve dağıtımı yapılan bir yayım olup, halka güncel olaylara ilişkin bilgi verme amacı gütmektedir . Genel olarak yayınlandığı gibi, özel bir konu üzerinde de yayınlanabilir ve genellikle günlük ya da haftalık olarak yayınlanır. Gazete anlamında Osmanlı döneminde Arapça kökenli ceride[1] sözcüğünün yanında günlük gazete anlamında Farsça rûznâme sözcüğünün de kullanıldığı [2] ve geçmişte günlük olayları kaydetmek üzere günnâme, aylık olayları kaydetmek üzere aynâme yazıldığı da belirtilir.[3] Gazete sözcüğünün Türkçe eş anlamlısı ise yenün sözcüğüdür.[4][5][6][7]
İlk haber toplama ve dağıtma gazetesi, MÖ 59 yılında 2.000 kopya olarak Roma Senatosu'nca çıkarılıp imparatorluğun değişik köşelerine dağıtılan Acta Diurna'dır. Fethedilen toprakları, siyasi gelişmeleri, toplumsal olayları ve gladyatör dövüşlerinin sonuçlarını içeren Acta Duirna'yı; okuma bilen Roma vatandaşları yüksek sesle okuyarak okuma bilmeyenlere duyururdu. Çin'de Tang Hanedanı döneminde dağıtılmaya başlayan Kai Yuan Za Bao adlı saray genelgesi de mandarinlerin başarıları konusunda haberlere yer verdiği için bu yönüyle bir gazete sayılabilir. 15. yüzyılda matbaanın keşfi gazete ve dergilerin hızla gelişmesine yol açmıştır. 16. yüzyılda Avrupa'da savaşlara tanıklık etmiş kimselerin birinci elden aktardığı birkaç sayfalık savaş haberleri yayımlandıktan sonra, süreli yayımlanan ilk gazeteler ise 17. yüzyılın başlarında Almanya'nın bazı kentlerinde ve Belçika'nın Anvers şehrinde basılmıştır. Johann Carolus’un 1605 yılında yayınladığı aller Fürnemmen und gedenckwürdigen Historie adlı gazetesi kâğıt üzerine basılan ilk gazete kabul edilmektedir. İlk İngilizce gazete, 1622 yılında İngiltere'de yayımlanan Nathaniel Butter; ilk Türkçe gazete ise 1828'de Kahire'de yayınlanmaya başlayan Vekâyi-i Mısriyye'dir. Sanayi devrimi ile gelişmiş matbaa makinelerinin icat edilmesi gazetelerin tiraj ve maliyetlerini olumlu ölçüde etkileyerek gazete okuma alışkanlığının yaygınlaşmasına neden olmuştur. Londra'da yayımlanan The Times gazetesi; 1814 yılında yeni matbaa aletlerini edinince, dakikada 1.100 baskı yapabilecek kapasiteye ulaşmıştır.[8]
Gazete tipleri
Gazeteler yayım saati, yayım süresi, konuları ve dağıtıldıkları bölgelere göre gruplandırılabilirler.
Yayımlandığı saate göre sabah gazetesi, akşam gazetesi, yayımlanma sıklığına gore günlük gazete, haftalık gazete gibi bölümlere ayrılabilir.
Hitap ettiği kitleye göre ve dağıtımının yapıldığı alana göre yerel, ulusal ya da uluslararası gazete, olarak.
Genel olaylarla ilgili haber ve bilgi veren genel içerikli gazetelerin yanı sıra yalnızca belirli konuları işleyen veya kesimleri ilgilendiren gazeteler de vardır. (Spor, din, magazin, ekonomi, siyaset)
Basım
Muhabirlerin ilettiği ve terminaller aracılığı ile doğrudan gazetenin ana bilgisayarına giren haberler, burada sayısal kodlar biçiminde depolanır. Gazetede yer alacak yazılar insan eli değmeksizin, bilgisayardan fotodizgi (elektrodizgi) makinelerine aktarılarak filme çekilebilir. Günümüzde bu filmden baskı kalıbı hazırlanması da otomatik makinelerde yapılabilmektedir. Elektronik tarama ile renkli fotoğraf ve resimlerin renk ayrımını yapabilen laserin ortaya çıkmasıyla maliyetler düşmüş ve gazeteler sayfalarında daha fazla renk kullanma olanağına kavuşmuştur. Teknolojinin sağladığı olanaklar yurt çapında yayımlanan gazetelerin dağıtımında da yardımcı oldu. Baskı için hazırlanmış sayfaların tıpkı basımları, faksimile kullanılarak uydu ya da yer hatları aracılığıyla ülkenin çeşitli yerlerine gönderilebilmekte ve gazeteden aynı anda birden çok yerde basılması saglanabilmektedir. Bu büyük teknolojik değişimler gazetenin hazırlanmasından basılmasına kadar geçen birçok aşamada eskiden insanların yaptığı çok sayıda işi ortadan kaldırmıştır.
Ofset yöntemlerde ise basımı yapılacak malzemenin filmleri alınır. Kimyasal bazı işlemlerden geçirilen bu filmlerden baskı kalıpları hazırlanır.
Birçok gazete saatte on binlerce gazete basabilen rotatif baskı makineleri ile basılır. Baskıda kullanılan kalıpları hazırlamanın başlıca iki yöntemi vardır. Artık terk edilmeye başlanan eski yöntemde, kalıplar linotip makinelerinde, harflerin kurşun alaşımından dökülerek satırlar biçiminde dizilmesiyle hazırlanır.
Gazete formatları
Büyük boy: 578 mm x 380 mm: Özel konuları işleyen genellikle entelektüellere hitap eden gazete formatıdır
Tabloid: 380 mm x 300 mm: The Sun, The National Enquirer, The National Ledger, The Star Magazine, New York Post, The Globe gazeteleri gibi sansasyonel haberlere yer veren halka hitap eden gazetelerdir.
Berliner veya Midi: 470 mm x 315 mm: Avrupa gazeteleri genellikle bu boydadır. Örneğin Fransız Le Monde, İtalyan La Stampa. İnternet ve Televizyon medyası karşısında sürekli kan kaybeden reklam gelirleri artıp baskı maliyetleri artan pek çok büyük boy gazetede midi formata dönmektedir. 12 Eylül 2005 tarihinde ünlü İngiliz gazetesi The Guardian midi formata dönmüştür. Belçika'da De Standaard ve İsviçre'den Fluck gibi ciddi içeriğe sahip gazetelerin tiraj kayıplarını ve maliyet sorununu çözmek amacıyla tabloid formata geçerek başarılı olmaları Türkiye'de de tartışılmış hatta Radikal gazetesinin tabloid olarak yayımlanması gündeme gelmiştir.
Kompakt, gazete endüstrisinde kullanılan broadsheet kalitesindeki baskının, tabloid formata basılmasıyla ortaya çıkan gazete formatıdır. The Times gazetesi bu formatta basılmaktadır.
İnternet haberciliği, sadece İnternet üzerinden haber yayını yapılması anlamına gelen bir medya terimidir. İnternet haberleri, gazetelerin aksine basılı (matbu) şekilde okuyucuya ulaşmaz. Televizyon haberciliğinden farklı olarak da saatli bir haber bülteni yoktur. Son zamanlarda video paylaşım sitelerinin popülaritelerin artması ile birlikle İnternet haberciliği, video destekli haberciliğe de atılmışlardır.
Türkiye'de medya, farklı görüşlerin ifade edildiği yerli ve yabancı süreli yayınları içeren, son derece rekabetçi yerli gazetelerden oluşan bir medya sektörüdür.[1] Medya sahipliği, genellikle varlıklı kişiler tarafından kontrol edilen holdinglerin parçası olan birkaç büyük özel medya grubunun elinde yoğunlaşmıştır ve bu da sunulan görüşleri sınırlı kılmaktadır. Buna ek olarak şirketler, iktidar ile dostça ilişkiler kurmaya çalışmak dahil olmak üzere sahiplerinin iktisadi çıkarlarını desteklemek için nüfuzlarını kullanmaktadırlar. Türkiye'de medya, kamuoyu üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir.[1]
Türkiye'de medya özgürlüğünün iki göstergesi. 2000-2020 yılları arasında hapisteki gazeteci sayıları[2] ve 180 ülke arasında basın özgürlük sıralaması.[3]
Türkiye'de sansür de bir sorundur ve 2000'li yıllardan bu yana Türkiye'de birçok gazeteci tutuklanmış ve yazarlara dava açılmıştır. Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler'in Basın Özgürlüğü Endeksinde 2005 yılında yaklaşık 100. sıradan 2013 yılında yaklaşık 150. sıraya düşmüştür. Türkiye, Freedom House örgütünün 2016 raporunda özgürlük durumunda ‘Kısmen Özgür’, basın özgürlüğünde ‘Özgür Değil’, İnternet özgürlüğünde ise ‘Kısmen Özgür’ olarak değerlendirilmiştir.[4] Ülkede 2016'da gerçekleşen darbe girişimi sonrasında ilan edilen olağanüstü hâl koşullarında onlarca medya kuruluşu kapatıldı ve Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu raporuna göre tutuklu gazeteci sayısı Ekim sonunda 121'e yükseldi.[5] Oxford Üniversitesi Reuters Enstitüsü'nün 2018 yılında yayınladığı Dijital Haberler Raporu'na göre Türkiye araştırmaya konu olan 37 ülke arasında dezenformasyon ve yalan haberin en çok görüldüğü ülke olduğu belirtildi. Raporda Türkiye'de medyaya güven duyduğunu belirtenlerin oranı yüzde 38, güven duymadığını söyleyenlerin oranının ise yüzde 40 olduğu ifade edildi.[6][7]
Tirajlarına göre en popüler günlük gazeteler Sözcü, Hürriyet, Sabah ve Posta'dır.[8][daha iyi kaynak gerekli] Uydu çanaklarının ve kablo sistemlerin yaygın olarak kullanılmasından dolayı yayın ortamında çok yüksek penetrasyon bulunmaktadır.[1] Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), yayın ortamını denetleyen devlet kurumdur.
En büyük operatör, 2003 yılında Türkiye'de gazete ve yayın ortamından reklam gelirlerinin yüzde 40'ını alan Doğan Yayın Holding'dir.[1] 2003 yılında toplam 257 televizyon kanalının ve 1100 radyo istasyonunun işletme lisans vardı ve diğerleri lisanssız faaliyet gösterdi.[1] Lisanslı olanlardan 16 televizyon kanalı ve 36 radyo istasyonu ulusal kitlelere ulaştı.[1] 2003 yılında ülke çapında yaklaşık 22,9 milyon televizyon ve 11,3 milyon radyo kullanılmaktaydı.[1] Devlet televizyon kanalı, Türkçe yanı sıra Arapça, Çerkezce, Kürtçe ve Zazaca dillerinde de bazı programlar sunmaktadır.[1]
İçindekiler
1 Yandaş medya
1.1 Havuz medyası
2 İnternet haberciliği
3 Haber ajansları
4 Önde gelen medya grupları
5 Ayrıca bakınız
6 Kaynakça
Yandaş medya
Yandaş medya veya havuz medyası ifadeleri, Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri boyunca iktidar yanlısı haber yapan basın yayın kuruluşlarını nitelendirmek için kullanılmaya başlandı. Söz konusu yayın organları, Adalet ve Kalkınma Partisi ve Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik destek sunarken muhalefet partilerine ve iktidar karşıtlarına karşı bir tavır takınmaları ile bilinmektedirler.[9] Bu yayın organlarından bazıları İslamcı gelenekten gelirken, diğerleri ise TMSF tarafından el konulmalarının ardından AKP'ye yakın iş adamları tarafından satın alınmışlardır.[10] TRT ve Anadolu Ajansı gibi devlet kurumları da AKP hükûmeti döneminde aşırı derecede iktidar yanlısı bir çizgi izlemeye başladığı iddia edilmektedir.[11] Gülen Hareketi'ne bağlı medya kuruluşları ise, AK Parti-Gülen Hareketi çatışmasına dek hükûmete yoğun bir şekilde destek vermişlerdir.[12][13] Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Profesör Ruhdan Uzan'a göre Türkiye'de iktidarların medyayı denetim altında tutma çabası her zaman vardı ancak medyanın iktidar savunuculuğunun niteliği dönemin şartlarına göre belirleniyordu. İktidara yakın duran medya organları geçmişte "besleme basın", "bir kısım medya", "naylon basın" ve "örtülü basın" şeklinde anılmıştı.[14]
Havuz medyası
Ana madde: Havuz medyası
"Havuz medyası" ifadesindeki havuz kelimesi, AKP ile iş birliği içindeki çeşitli holdinglerin Türkiye medyasının önemli kuruluşlarını satın almak için para topladıkları ortak havuzu ifade eder.[15] Devletten çok sayıda ihale alarak kamu kaynaklarından gelir elde edilen bu şirketler,[16][17] kazançlarının bir kısmını bu havuzda toplayarak ATV[18], Star TV[19] ve diğer bazı ana akım medya kuruluşlarını satın almıştır.[15][20][21] Yani, havuz medyası söylemiyle kastedilen yalnızca o medya şirketlerinin iktidardan yana durması değil, bu şirketlerin eskiden ana akım olup satın alma yoluyla elde edilmiş olmasıdır.
Muhalifler tarafından sıkça kullanılan bu ifadelerin konusu olan medya kuruluşları bunları kara propaganda olarak nitelemiştir.[22] "Havuz medyası" tabir edilen basın kuruluşlarından bazılarının sahibi olan Turkuvaz Medya, bu iddiaların kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle dava açmış, ancak mahkeme bu ifadeyi kullanmanın suç olmadığına karar vermiştir.[23]
İnternet haberciliği
Ana madde: Türkiye'de internet haberciliği
İnternet kullanımının yaygınlaşması ile sosyal medya platformlarının kullanımı tüm dünyada artmıştır.[24] Bunu takiben, Türkiye'de internet haberciliği diğer birçok ülkede de olduğu gibi yaygınlaşmıştır. Ana akımın siyasi baskı altında olduğu Türkiye gibi ülkelerde, internet habercilğinin yükselişi daha da hızlı olmuştur. Öyle ki, dünya genelinde haber kaynağı olarak sosyal medyanın kullanımı %51 iken, Türkiye'de bu oran %73 olarak ölçülmüştür (2016).[25] Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin verilerine göre basılı gazetelerin toplam tirajları son 30 yılda ciddi miktarda düşmüştür.[26] Buna karşın TÜİK verilerine göre internet üzerinden haber okuma oranı artmaktadır.[27]
İnternet haberciliği, geleneksel haber kuruluşlarının sosyal medya faaliyetlerine başlaması[24] ve sadece sosyal medyada haber yapan bağımsız habercilerin ortaya çıkması şeklinde gerçekleşmiştir. Başta basın organlarının yan faaliyeti olarak başlayan internet haberciliği zamanla o kuruluşların en önemli faaliyeti haline gelmiş, hatta bazı köklü yayın kuruluşları basılı ortamı tamamen terk ederek dijital ortama taşınmıştır.[25]
Türkiye'nin önde gelen haber ajansları da sosyal medya faaliyetleri yürütmeye başlamıştır.[24] Anadolu Ajansı, Twitter'da faaliyet gösteren ulusal haber ajansları arasında en çok takipçisi olan birinci ajans, Instagram'da en çok takipçisi olan ikinci ajans olmuştur (2016).[24]
Türkiye'de ana akım medya kuruluşlarının iktidar partisine yakın çevrelerin eline geçmesi bu kuruluşlarda yürütülen gazetecilik faaliyetlerinin kısıtlanmasına sebep olmuştur.[15][28][29] İktidarın onaylamadığı gazeteciler medyanın dışına itilmiştir.[30] Bunlardan bazıları bağımsız olarak, bazılarıysa ortak iştirakler kurarak sosyal medyada gazetecilik yapmaya başlamıştır.[28][31] Bağımsız gazeteciler kitle fonlaması modeliyle gelir kazanarak faaliyetlerini idame ettirmektedir.[29][32]
İnternet haberciliğinin geleneksel haberciliğe göre avantajları habercinin okuyucu ile doğrudan temas kurması, haberlerin kullanıcı etkileşimi ile hızla yayılması ve devlet baskısını daha az hissetmesi olarak sıralanabilir.[24][33] Öte yandan, haberlerin hızlı yayılıyor oluşu dezenformasyonun da yayılabilmesine sebep olabilmektedir. Türkiye'de üniversite öğrencileri arasında yapılan bir araştırmaya göre, okuyucu bu riskin farkındadır ve haberin ne kadar paylaşıldığından ziyade niteliğini önemsemektedir.[33]
İnternet ortamının haberciler açısından olumlu özelliği okuyucunun doğrudan etkileşimlerine açık olması ve küçük bir sermaye ile bu mecraya girilebiliyor olmasıdır.[31] Teknolojinin de gelişmesiyle, internet gazetecileri, pahalı ekipmanlara sahip olmadan canlı yayın yapabilmekte, haber kaynaklarıyla bağlantı kurabilmektedir. Haberciler yorum, beğeni ve anket gibi yöntemlerle okuyucunun eğilimlerini takip edebilir.
Haber ajansları
Türkiye merkezli, ulusal düzeyde faaliyet yürüten haber ajanslarının bazıları şunlardır:[24]
Anadolu Ajansı
Demirören Haber Ajansı
İhlas Haber Ajansı
Anka Haber Ajansı
Önde gelen medya grupları
Doğuş Yayın Grubu
Turkuvaz Medya Grubu
Ciner Yayın Holding
Ayrıca bakınız
Türkiye'de yayımlanan gazeteler listesi
Türkiye'de televizyon
Türkiye'de radyo
Türkiye'de sansür
Besleme basın
Basın Ahlak Yasası
Siyaset veya politika, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış.[1]
İçindekiler
1 Etimoloji
2 Yan anlamlar
3 Siyasi analiz
3.1 Düşünsel gelenek
3.2 Deneyci gelenek
3.3 Bilimsel gelenek
4 Yönetim
4.1 Devlet
4.2 Feodalizm
5 İktidar, meşruiyet ve egemenlik
6 Siyaset kuramları
6.1 Muhafazakârlık (Tutuculuk)
6.2 Sosyalizm
6.3 Komünizm
6.4 Liberalizm
6.5 Kapitalizm
6.6 Anarşizm
6.7 Faşizm
7 Siyasal sistemler
7.1 Aristo sınıflandırması
7.2 Modern dünya sistemleri
8 Notlar
9 Kaynakça
Etimoloji
Osmanlıca üzerinden Türkçeye geçen Siyaset sözcüğü Arapça Seyis (At Bakıcısı) kelimesi ile bağlantılıdır. Türk dilleri içerisinde yer alan ve -At- kökünden türemiş olan "Atkarma" (siyaset, idare) ve "Atkarmak" (siyaset yapmak, idare etmek, icra etmek, muvaffak olmak) sözcükleri de benzer anlamları karşılamaktadır.[2][3] Bu bağlamda "Siyaset" (ve "Atkarma") sözcüğü aslında atın idare edilmesi manasına gelmektedir.
Yan anlamlar
Osmanlıca’da ise bu anlamlara ilaveten padişahın hükmettiği ölüm cezası anlamında kullanılır. Esasen İslam kamu hukukunun önemli bir unsuru olan “siyaseten katl”, Türk – İslam devlet nazariyesinde hükümdarın yetkisine bağlı olarak şekillenmiştir. Buna göre siyaseten katl, en genel tanımıyla İslam hükümdarının mutlak otoritesine dayanarak verdiği en ağır cezadır. Kavram bu haliyle, bir hükümdarın ülke idaresi ve politika zorunlulukları gereği hükmettiği ölüm cezasıdır. Kavram, İslam kamu hukukunda, özellikle de Osmanlı devlet düzeninde o denli yerleşmiştir ki siyaset sözcüğü tek başına, esas anlamının yanında ve pek çok kullanımda hükümdarın verdiği ölüm cezasını ifade eder.[4]
Yunan siyasal yaşamında ise siyaset, "polis"'e veya devlete ait etkinlikler biçiminde tanımlanmıştır.[5] Politika bilimi (politoloji) politik hareketler ve güç edinilmesi ve kullanımı konusunu inceler.
Politika, toplumun halka dair yaptığı tüm etkinliklerdir. (Aristoteles)
Siyasi analiz
Avrupa Parlamentosu
Düşünsel gelenek
Eflatun veya Aristo'nun kurucuları olarak kabul edildiği bu gelenekte etik sorunları incelemek önceliklidir. Olması gerekenle ilgilenir. Günümüzde ise bu gelenek, "bireysel özgürlüğün sınırları ne olmalıdır?" "Devlete neden itaat etmeliyim?" gibi normatif sorunlarla uğraşır.
Deneyci gelenek
Deneyci geleneğin izlerini Aristo'dan, Montesquieu'ye kadar birçok siyaset bilimcide görürüz. Günümüzde özellikle Amerikalı siyaset bilimciler tarafından kullanılan bir çözümleme geleneğidir. Var olanı, işleyiş sisteminin ne olduğunu anlamaya çalışır. John Locke ve David Hume'un çalışmaları sayesinde yaygınlaşan Deneycilik Auguste Comte'un çalışmalarına bağlı olarak pozitivist şekilde değişmiştir. Deneycilik, sosyal bilimlerde de doğa bilimlerinin yöntemlerinin kullanılması gerektiğini savunur.
Bilimsel gelenek
Siyaseti bilimsel olarak ele alan ilk kişi Karl Marx'tır. 1870'lerde Avrupa şehirlerindeki üniversitelerde siyaset alanında kürsüler açılmıştır. Bu dönemde diğer sosyal bilimlerde olduğu gibi siyaset biliminde de davranışsalcı akım kendini göstermiş ve 1970'lere kadar bilimsel gelenek etkisini ağırlıklı olarak göstermiştir.
Yönetim
Siyaset, belli bir toplumda çatışma halinde olan düşüncelerin uzlaştırılması faaliyetidir. Bu uzlaştırma faaliyeti ise yönetim erkinin elde bulunması ile gerçekleşir.
Siyaset tarihine bakıldığında insanın ortaya çıkışı ile birlikte siyaset; yönetim sanatı da sahnede yerini almış ve binlerce yıl yöneten ve yönetilen arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi ile yönetsel gücün elde tutulması davranışlarına yön vermiştir.
Tüm medeni toplumlarda Antik Çağ'dan beri toplum yönetimi üzerine çalışma yapan düşünürler hep kendi çağlarının bir ütopyasının (mükemmel veya sadece daha iyi bir toplum oluşturmak için verilen çabaları tanımlamak için kullanılan bir terim ) mücadelesini vermişlerdir.
Devlet
Tarım ve din toplumlarında modern anlamda devlet yoktu. Egemenlik kralın, hükümdarın, dini liderindi. Avrupa ve Amerika devrimleriyle mutlakıyetten meşrutiyete ve cumhuriyete yönelen devlet gücünü toplumsal sözleşmeye dayandırdı. Hukukiliği kabul ederek, bağımsız yargının denetimine izin verdi, meclis iradesini halkın iradesiyle bütünleştirdi. Kutsaldan bireye, vesayetçilikten özerkliğe, merkeziyetçilikten ademimerkeziyetçiliğe, devletçilikten piyasacılığa, ırkçılıktan çoğulculuğa, gizlilikten şeffaflığa doğru gelişti.
Kuvvetler ayrımı esasını ortaya atan Montesquieu 20 yıl üzerinde çalıştığı De l'esprit des lois adlı kitabında yasama, yürütme ve yargıyı birbirlerinden ayırmanın önemini vurgulamıştır.
Farklı politik toplumlardaki farklı pozitif hukuk sistemlerinin çok çeşitli faktörlere, örneğin, halkın karakterine, ekonomik koşullarla iklime, vs., göreli olduğunu söylemiştir. O, işte bütün bu temel koşullara, "yasaların ruhu" adını veren Montesquieu bu bağlamda, üç tür yönetim tarzını birbirinden ayırmış ve bu devletlere uygun düşen yönetici ilke, iklim ve topraktan söz etmiştir. Buna göre, despotizm büyük devletlere, sıcak iklimlere uygun düşer ve korkuya dayanır. Britanya örneğinde olduğu gibi, ne soğuk ve ne de sıcak olan bir iklimin hüküm sürdüğü, orta büyüklükteki devletlere uygun düşen yönetim biçimi, monarşidir; söz konusu yönetim biçimi, şan ve şerefe dayanır. Buna karşın, soğuk iklimlere ve küçük devletlere uygun düşen rejim, demokrasidir; demokrasinin yönetici ilkesi erdemdir.
Feodalizm
Feodal düzenin siyâsî yapısı bir piramit gibidir. En üstte kral (veya imparator), altında ise kendisine bağlı soylular bulunur. Bu soyluların altında daha alt soylular olur. Bu hiyerarşik düzenin en alt ve en geniş tabakasını serfler oluşturur.
Feodal sistemde sadece üretim araçları değil, askerî güç de feodal beyler arasında paylaşılmıştır. Donanımlı askerlerden oluşan merkezî bir ordunun kurulması kral açısından pahalı olduğundan, bu ihtiyacı feodal beyler karşılamıştır. Bu sebeple kralın savaşta başarılı olması, feodalitenin desteğine bağlıdır.
Ana madde: Feodalizm
İktidar, meşruiyet ve egemenlik
İktidar kavramı birey veya topluluğun başka birey veya topluluk üzerinde kendi istediklerini yapabilme veya yaptırabilme gücüdür. Siyaset disiplini içerisinde iktidar daha genel bir anlam yüklenmiş ve bir devletin içindeki tüm birey ve gruplar üzerindeki hakimiyeti kapsamıştır. Siyâsî iktidarı diğer iktidar unsurlarından ayıran en önemli özellik ise meşru olma gücüdür.
Meşruiyet siyasi iktidarı, yönetilenler için makul seviyede olması için, halkın rızasına dayandırmasıdır.Bir diğer deyişle iktidar ile toplum arasında karşılıklı rıza ile yapılan sözleşmedir.
Egemenlik kavramı Latince superanus olup "en üstün iktidar" anlamına gelmektedir. Siyaset disiplini literatürüne sokan Bodin'dir. Jean Bodin egemenlik için 'birçok ailenin ortak çıkarlarının, egemen bir güçle yönetilmesi', Thomas Hobbes;'bireysel kudretlerin toplamını egemenin kendi iradesine göre kullanmak yetkisi' olarak tanımlarlar. Günümüzde ise egemenlik anayasalar aracılığıyla sınırlanmakta, güçler ayrılığı ilkesiyle bölünmekte ve seçimler aracılığıyla devredilmektedir.
Siyaset kuramları
İdeoloji siyasal ya da toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükûmetin, bir partinin, bir toplumsal sınıfın davranışlarına yön veren politik, hukuksal, bilimsel, felsefi, dinsel, moral, estetik düşünceler bütünü. En basit tabirle bir ideoloji, düzenlenmiş, yapılanmış bir fikirler bütünüdür. Bu fikirler bütünü de siyasetin temeli olan siyâsî ideolojileri oluşturmuştur.
Muhafazakârlık (Tutuculuk)
Ana madde: Muhafazakârlık
Muhafazakârlık, var olan durumu koruma amacını güden düşünce tarzı. Toplumun değişmesine karşı direnç gösteren, toplumsal-kültürel değerlerin korunmasını savunan sağ kanat siyasi ideoloji.
Muhafazakârlığın değişime karşı direniş olarak tanımlanması, özellikle değişim isteyen sol ideolojiler tarafından eleştirilir. Muhafazakârlığın var olan kazanımları ve değerleri korumak şeklinde bir yanı da vardır. Bu açıdan bakıldığında, herkes, solcular dahil, istedikleri toplumsal düzen gerçekleştiğinde muhafazakârlaşabilirler. Nitekim Sovyetler Birliği'ndeki solcu rejime karşı olanlar (örneğin Troçkistler) bu rejimi tutuculaşmakla suçladılar. Bu suçlamanın ardından zaten rejim karşıtları ayaklanma çıkardılar.
Sosyalizm
Ana madde: Sosyalizm
Sosyalizm, sosyal ve ekonomik alanda toplumsal refahı devlet kararlarının getireceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin toplumlara ait olduğunu savunan, işçilerin yönetime katılmalarına ağırlık veren, özgür girişimi devletin ve sendikaların baskısı altında tutmaya çalışan, telkin ve propagandalarını eğitim, tarım ve vergi reformları üzerinde yoğunlaştıran ekonomik ve siyasi bir ideolojidir.
Komünizm
Ana madde: Komünizm
Lenin
Komünizm, sosyal örgütlenme üzerine bir kuramsal sistem ve üretim araçlarının ortak mülkiyetine dayalı bir politik harekettir. Komün sınıfsız bir toplum yaratma amacındadır. 20. yüzyılın başından beri dünya siyasetindeki büyük güçlerden biri olarak modern komünizm, genellikle Karl Marx'ın ve Friedrich Engels’in kaleme aldığı Komünist Manifesto ile birlikte anılır.
Liberalizm
Ana madde: Liberalizm
Liberalizm, özgürlüğü birincil politik değer olarak ele alan bir ideoloji, politika geleneği ve düşünce akımıdır. Genel anlamda liberalizm, bireylerin ifade özgürlüğüne sahip olduğu, din, devlet ve kimi zaman kurumların gücünün sınırlandırıldığı, düşüncenin serbest bir şekilde dolaştığı, özel teşebbüse olanak sağlayan bir serbest piyasa ekonomisinin olduğu, hukukun üstünlüğünü geçerli kılan şeffaf bir devlet modeli ve toplumsal hayat düzeni hedefler. Devleti bir gece bekçisi modeli olarak görmektedir. Devlet sadece bireylerin güvenliğini korumakla ve onların refahını sağlamakla yükümlüdür. Ekonomik anlamda kapital ekonomiyi benimser. Mülk edinme esasına dayanır. Devletin ekonomiye müdahalesi sadece bir görünmez eldir. Devlet müdahalesindeki temel amaç rekabet edilebilir ortamı sağlamaktır. Ekonomi ve maliye politikalarına gerek yoktur. Zaten serbest piyasa ekonomisi kendiliğinden ekonomi dengesini sağlar. Liberallerin en büyük korkusu devletin birey karşısında güçlü konuma gelmesidir. "Bırakınız gitsinler, bırakınız yapsınlar" genel sloganıdır.
Kapitalizm
Ana madde: Kapitalizm
Kapitalizm üretim araçlarının özel mülkiyetine ve bunların kâr amacıyla işletilmesine dayanan bir ekonomik sistemdir. Kapitalizmin merkezindeki özellikler özel mülkiyet, sermaye birikimi, ücretli emek, gönüllü takas, bir fiyat sistemi, ve rekabetçi pazarları içerir. Kapitalist piyasa ekonomisinde, karar verme ve yatırım finansal ve sermaye piyasalarındaki üretim faktörleri sahipleri tarafından belirlenir. Malların fiyatları ve dağıtımı ağırlıklı olarak piyasadaki rekabet tarafından belirlenir.
Anarşizm
Ana madde: Anarşizm
Anarşizm kavramı Yunanca anarchaiadan (hükûmetin olmaması durumu) gelir. İnsan özgürlüğünü kısıtlayan tüm otoritelerin ortadan kaldırılmasını ve barış, uyum ve iş birliği ilkelerine dayanan yeni bir toplumsal düzen yaratma düşüncesindedir. Anarşistlere göre devlet ve devletin kurumları toplumu sömürmek için güç odakları tarafından yaratılmış bir araçtır. Anarşizm, bireyci anarşizm ve anarşist komünizm şeklinde tasnif edilmektedir.
Faşizm
Mussolini ve Hitler
Ana madde: Faşizm
Faşizm pek çok açıdan, Fransız İhtilali sonrasında serpilip büyüyen akılcılık, ilerleme, özgürlük ve eşitlik gibi değerlerden mürekkep Batı siyasal düşüncesine karşı bir tepki olarak görülebilir. Bu değerlerin yerini faşizmde birlik, mücadele, liderlik ve güç gibi olgular almıştır. Bu bakımdan İtalyan faşistlerin kullandığı "1789 öldü" sloganı oldukça anlamlıdır.[6] Faşizm genel olarak seçilmiş bir ulus olma bilinci, demokrasinin reddi ve yayılmacı dış politika temellerine dayanır.
Siyasal sistemler
Ana madde: Yönetim biçimleri
Siyasal sistem, sosyal sistemin bir dalı olduğu için toplumlar arasında farklı sistemler ortaya çıkmıştır. Siyasal sistem genel olarak devlete bağlı olan kurumların birbirleri arasındaki ilişkiler ve yöneten ile yönetilenler arasındaki ilişkilerin bütünüdür. Siyasal sistemler yöneten ve yönetilenin sayılarına göre kategorilendirilir.
Platon
Eflatun'a göre ilk siyasi sistem patriarşidir. Bu küçük toplumlardaki daha çok aileler içinde uygulandığı varsayılan bir sistemdir ve yöneten pozisyonunda, erkek ve en yaşlı olan kişi bulunmaktadır. Ailelerin birleşmesiyle büyüyen toplumlarda, bir ailenin yönetimde bulunması ile monarşi birden fazla ailenin bulunması halinde ise aristokrasi sistemleri ortaya çıkmıştır. Sistemin bilgelikten çok şan ve şöhrete önem vermesinden dolayı bozulması timokrasiyi ortaya çıkarmış ilerleyen dönemlerde yöneticiler, erdem ve bilgelikten yoksun oldukları sebebiyle, zenginlik ihtirasına bürünmüş ve oligarşi ortaya çıkmıştır. Oligarşide ortaya çıkan düzensizlikle meydana gelen çatışma sonucu yoksulun zengini yenmesi ile demokrasi oluşmuştur. Fakat Eflatun, halkın tamamının siyasete karışmasının toplumu bozacağını ileri sürer. Bu durumda ise toplum Tiranlık sistemine teslim olur ve köleleşir. Eflatun bütün siyasi sistemleri bu şekilde tasnif eder ve özetler.
Aristo sınıflandırması
Aristo
Eflatun'un bu bilgileri ışığında Aristo'nun siyasi sistem sınıflandırması siyaset bilimciler tarafından genel kabul görmüştür.
Ortak iyiliği amaçlayan tekin yönetimi: Monarşi
Ortak iyiliği amaçlayan azınlığın yönetimi: Aristokrasi
Ortak iyiliği amaçlayan çoğunluğun yönetimi: Politeia
Tekin çıkarını amaçlayan tekin yönetimi: Tiranlık
Zenginlerin çıkarını amaçlayan azınlık yönetimi: Oligarşi
Yoksulların çıkarlarını amaçlayan çoğunluğun yönetimi: ''Demokrasi''[7]
Modern dünya sistemleri
1950'ler ve 1960'larda sistemlerin sınıflandırılması çabaları, değişen sistemlerle birlikte devam etti. Soğuk Savaş'ın keskin karşıtlığı ile birlikte "üç dünya" yaklaşımı ortaya çıktı. Buna göre dünya üç ayrı blok halinde bölünebilirdi.
Kapitalist "birinci" dünya
Komünist "ikinci" dünya
Gelişmekte olan "üçüncü" dünya[8]
Ancak 1970'lerde başlayan ve günümüzde hâlâ devam eden, Afrika ve Latin Amerika demokratikleşme çabaları "üçüncü" dünya, 1990'ların başındaki Doğu Avrupa devrimleriyle de "ikinci" dünya rejimleri çökme dönemine girdiler.
Türkiye'de siyaset, Türkiye'nin kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı bir yapısı vardır. Yasama, Yürütme ve Yargı erklerinden oluşan üçlü kuvvet ayrılığı ilkesi temel alınmıştır. Buradaki üç erk; Yasama (TBMM), Yürütme (Cumhurbaşkanı) ve Yargı (Mahkemeler) tarafından oluşmaktadır.
Şu anda Türkiye Cumhuriyeti siyasetinde;
Resim Ad Makam
Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı
Mustafa Şentop TBMM Başkanı
Fuat Oktay Cumhurbaşkanı Yardımcısı
Kemal Kılıçdaroğlu Ana muhalefet partisi lideri
(CHP)
İçindekiler
1 Arka plan
2 Yasama
2.1 Parlamento
2.2 Siyasi partiler
2.3 Milletvekili seçilme yeterliliği
3 Yürütme
3.1 Cumhurbaşkanı
3.1.1 Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi
3.1.2 Başbakan (1920–2018)
3.2 Bakanlar
4 Yargı
4.1 Mahkemeler
5 Güvenlik
6 Devlet protokolü
7 Ayrıca bakınız
8 Kaynakça
Arka plan
Yasama; Türkiye'de tek meclisli yasama organı vardır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, asli görevi yürütmeyi denetlemek olan, yasa yapma, değiştirme ve yürürlükten kaldırma gücüne sahip bir tür katılımcı parlamento ve anayasal devlet organıdır.
Yürütme; Cumhuriyet rejimi ile yönetilen Türkiye'de Cumhurbaşkanı, Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasa'nın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder.[1]
Yargı; Türkiye'de yargı yetkisi bağımsız ve tarafsız mahkemeler ve yüksek yargı organları tarafından kullanılır.
Yasama
Parlamento
Ana madde: Türkiye'de yasama
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Salonu
TBMM logosu
Türkiye Cumhuriyeti'nin 23 Nisan 1920'de kurulmuş olan yasama organıdır.
Yasama; asli görevi yürütmeyi denetlemek olan, yasa yapma, yasa değiştirme ve var olan yasaları yürürlükten kaldırma yetkisidir. Türkiye Cumhuriyeti anayasasına göre Türkiye'de yasama görevi TBMM'ye aittir. Bundan dolayı ülkenin kanunlarını TBMM belirler.
Anayasanın 108'nci Maddesine göre, yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimleri, beş yılda bir, serbest, eşit, tek dereceli, genel oy esaslarına göre, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır.
Milletvekili seçilebilmek için, en az ilköğretim mezunu olmak ve ayrıca, Anayasada yazılı diğer seçilme yeterliliklerine sahip olmak gerekir. TBMM üyeleri, yasama dokunulmazlığına sahiptir.
Türkiye'de ilköğretim mezunu olmak, milletvekili olmak için yeterlidir.[2]
Milletvekilleri her ilin nüfus yoğunluğuna göre dağıtılır. Partiler her ilden çıkacak vekil sayısına göre seçim sürecinde aday listesini belirler ve seçmenin önüne koyar. Türkiye'de milletvekili seçimlerin siyasi partilere %10 barajı uygulanır. Baraj altında kalan bir siyasi partinin milletvekili adayı, bölgesinde yeterli oyu dahi alsa milletvekili olamaz.[kaynak belirtilmeli]
Türkiye'de tek meclis vardır ve TBMM üyelerine milletvekili denir. Çoğu modern ülkede, çift meclis olduğu için, milletvekili genelde alt kanattaki üyelere verilen isimdir, üst kanadın senato gibi farklı bir ismi vardır.
Milletvekilleri genelde belirli siyasi partilere bağlıdır. Ancak adaylar bağımsız olarak da istediği bölgeden seçime katılabilirler.
Siyasi partiler
Ana madde: Türkiye'deki siyasi partiler listesi
Siyasi Partiler Yasasına uygun olarak kurulan partiler, Türk halkından Genel Seçimlerde şu anda %10 (yüzde on) olan barajı geçtikleri takdirde ülkeyi yönetmek için veya TBMM'de yer almak için Yasama görevlerini yerine getirirler, çoğunluğa sahip olununca Yürütme erkine sahip olurlar.
Milletvekili seçilme yeterliliği
Anayasanın 76'nci Maddesine göre, onsekiz yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir.[3]
Ayrıca, en az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, askerlikle ilişiği olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, Resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.
Hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensupları, görevlerinden çekilmedikçe, aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler.[4]
Yürütme
Cumhurbaşkanı
Ana madde: Türkiye'de yürütme
Cumhurbaşkanlığı Forsu
Türkiye'de 1923'te Cumhuriyetin ilanı ile devlet başkanı Cumhurbaşkanı sıfatını almıştır. Cumhur kelimesi Arapça halk, topluluk anlamına gelmektedir. İlk önceleri Reis-i Cumhur biçiminde kullanılan unvan zamanla Cumhurbaşkanı olarak şekillenmiştir.
Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder. Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder.[1]
Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, görevine dönmesine kadar; ölüm, çekilme veya başka bir sebeple Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde de yenisi seçilinceye kadar, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Cumhurbaşkanlığına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.
Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir.
2007 yılında yapılan referandumla Cumhurbaşkanı'nın görev süresi yedi yıldan beş (5) yıla indirilmiştir. Daha önce sadece bir dönem için seçilebilen Cumhurbaşkanının bir ikinci dönem daha seçilebilmesi kabul edilmiştir. Yine bu referandumla daha önce TBMM üyeleri tarafından seçilebilen Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi kabul edilmiştir.
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi
Türkiye'de 2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumundan %51.41 çıkması[5] ile uygulanmaya başlanan sistem. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2 Mayıs 2017'de AK Parti'ye üye olması ile başlamıştır. Sistem TBMM'de 339 milletvekili ile kabul edilmiştir.[6] Yurt dışında kısmen başkanlık sistemi olarak bilinmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal Atatürk, hem Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanlığı hem de Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanlığı görevini aynı anda yapmıştır. Ayrıca İsmet İnönü CHP'ye, Celâl Bayar ise Demokrat Parti'ye üye bir şekilde cumhurbaşkanlığı yapmıştır. Cumhurbaşkanı 1961 Anayasası'nda kuvvetler ayrılığı kapsamında partisiz hale getirilmiştir.[7] 16 Nisan 2017 tarihinde anayasada yapılan değişiklik ile cumhurbaşkanın partisi ile ilişiğinin devam etmesine izin verilmiştir. Bunu takiben Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 21 Mayıs 2017 tarihinde AK Parti'ye üye olmuştur.
Başbakan (1920–2018)
Türkiye'de Başbakan, 1920-2018 yılları arasında hükûmetin başı ve Bakanlar Kurulunun başkanı olarak görev yapan makamdı. Başbakan, Türkiye'de yapılan genel seçim sonucuna göre Cumhurbaşkanınca TBMM üyeleri arasından atanırdı. Başbakanlık, 2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumunun ardından yapılan 2018 Türkiye genel seçimleri ile birlikte kaldırıldı.
Bakanlar
Ana madde: Türkiye'deki bakanlıklar
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi
Türkiye'de Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanı'nın başkanlık ettiği ve tüm bakanların bir araya gelip kararlar aldığı kuruldur.
Bakanlar Kurulunun üyeleri şunlardır;
Cumhurbaşkanı
Cumhurbaşkanı Yardımcısı
Adalet Bakanı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı
Dışişleri Bakanı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor Bakanı
Hazine ve Maliye Bakanı
İçişleri Bakanı
Kültür ve Turizm Bakanı
Millî Eğitim Bakanı
Millî Savunma Bakanı
Sağlık Bakanı
Tarım ve Orman Bakanı
Ticaret Bakanı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
Yargı
Mahkemeler
Ana madde: Türkiye'de yargı teşkilatı
Türkiye'de yargı yetkisi bağımsız ve tarafsız mahkemeler ve yüksek yargı organları tarafından kullanılır.
Anayasa Mahkemesi, yüksek yargı organı olup, yasaların Anayasa'ya uygunluğunu denetleyerek, yürürlüğe girmesine ya da iptaline karar veren son mercidir. Ayrıca Yüce Divan olarak da görev yapar.
Yargıtay, adli yargı organıdır. En üst mahkeme Yargıtay'dır ve son karar verici mekanizmadır. Aldığı içtihat kararları bağlayıcıdır.
Danıştay, idari yargı organıdır. İdari davaların bakıldığı mercidir. Aldığı kararlara Yürütme uymak zorundadır.
Sayıştay, mali yargı organıdır. Tüm kamu kurum, kuruluş ve iktisadi teşebbüslerin muhasebat sistemini denetlemekle yükümlüdür.
Hakimler ve Savcılar Kurulu ise hakim ve savcıların tayin, terfi ve atama işlerinden sorumludur.
Anayasa'da yargı bölümü, hukuk devleti ilkesi esas alınarak mahkemelerin ve yargıçların bağımsızlığı ve yargıç güvencesi temeli üzerine oturtulmuştur. Bu, hak arama özgürlüğünün gereği, insan hak ve özgürlüklerinin güvencesidir.
Güvenlik
Ana madde: Millî güvenlik
Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye'ye gelebilecek olan tehditlere karşı ülkeyi savunmakla görevlendirilmiş olan silahlı devlet kuvvetidir ve Millî Savunma Bakanlığına bağlıdır.[8]
Emniyet Genel Müdürlüğü, ülke içerisindeki tüm polis teşkilatının bağlı olduğu kurumdur. Asayişi sağlar ve gözetir, yargı kurumunun talebi üzerine kişileri mahkeme önüne çıkartır. İçişleri Bakanlığına bağlıdır.
Jandarma Genel Komutanlığı, Türkiye'de il ve ilçe belediye sınırları dışında kalan veya polis teşkilatı bulunmayan yerlerdeki genel kolluk kuvvetidir. İçişleri Bakanlığına bağlıdır.
Sahil Güvenlik Komutanlığı, Türkiye'nin bütün sahillerinde, iç suları Marmara Denizi ile İstanbul ve Çanakkale boğazlarında, liman ve körfezlerinde, karasularında, münhasır ekonomik bölgesi ile ulusal ve uluslararası hukuk kuralları uyarınca egemenlik ve denetimi altında bulunan deniz alanlarında hizmet veren silahlı bir genel kolluk kuvveti. İçişleri Bakanlığına bağlıdır.
Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT), Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı'na bağlı resmî istihbarat örgütüdür.
Devlet protokolü
Ana madde: Türkiye devlet protokolü
Türkiye'de devlet protokolünün ve devletlerarası protokol işlerinin yürütülmesi için Dışişleri Bakanlığında Protokol Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
Ayrıca bakınız
Türkiye'de seçimler
Türk siyasetinde kadınların yeri
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 23 Nisan 1920'de Osmanlı Devleti'nin İtilaf Devletleri'nce işgaline direniş göstermek üzere Türk milletinin ortaya koyduğu irade ile kurulan, asli görevi yürütmeyi denetlemek olan ve yasama erkini kullanan Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal devlet organıdır. "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir" ilkesi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin varoluşunun temel dayanağını oluşturur.[2]
Halihazırda tali kurucu iktidar olan TBMM, diğer anayasal devlet organlarından üstün değildir. Yasama yetkisi, yasa veya kanun yapma yetkisidir. Yasalar anayasaya aykırı olamaz. TBMM'nin anayasada da değişiklik yapma yetkisi bulunsa da bu yetki de Anayasa'nın Başlangıç bölümünde yer alan anlayışla ve anayasal bütünlüğe uygun olarak hareket etme ve ancak bu çerçeve içerisinde Anayasa'da değişiklik yapabilme ile sınırlıdır ve bu çerçevede meşruiyet kazanır.
Anayasa'nın 6. maddesinde yer alan “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasa’dan almayan bir Devlet yetkisini kullanamaz.” ifadesiyle yasama organı olan TBMM'nin, kendisinin yasal dayanağı olan anayasanın bütününü veya temel ilkelerini reddederek yeni bir anayasa yapma yetkisi yoktur.[3][4][5]
Anayasaya bağlılık yemini eden milletvekili veya partilerin bu girişimlerde bulunması, yetki aşımı ve yetki gaspı girişimi yönünden suç olan bu durum, milletvekilliklerinin meşrutiyetini sorgulanır hale getirir ve cebir kullanarak anayasayı değiştirmeye teşebbüsten yargılanma durumu ortaya çıkabilir.[6] Yasa ve anayasa değişikliklerinin halka ait egemenlik haklarını da koruyan bir toplumsal sözleşme olan anayasaya aykırı olup olmadığı Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenir.
Millete ait egemenlik yetkilerinin kuvvetler ayrılığı prensibi ile verilmesinin, kuvvetler ayrımının, devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir iş bölümü ve iş birliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu anlamına geldiği Anayasa'nın başlangıç bölümünde belirtilmiştir.[7]
Anayasanın 108. maddesine göre, yasama yetkisi Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Milletvekili genel seçimleri, beş yılda bir, serbest, eşit, tek dereceli, genel oy esaslarına göre, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır. Seçilen milletvekili adayları, anayasaya bağlı kalacağına dair Türk milleti önünde namusu ve şerefi üzerine yemin ederek 5 yıllığına TBMM üyeliği (milletvekilliği) hakkı kazanırlar. TBMM üyeleri (milletvekilleri), yasama dokunulmazlığına sahiptir.
İçindekiler
1 Tarihçe
1.1 Türk siyasi tarihinde parlamento
1.2 TBMM'nin kurulması
1.3 1923 - 1946
1.4 1946 - 1960
1.5 1960 - 1980
1.5.1 Başkan Seçimi Yöntemi
1.6 1980 – 2018
1.7 2018 – günümüz
1.7.1 Yüzüncü yıl etkinlikleri
2 TBMM'nin yapısı
2.1 Meclis başkanı
2.2 Başkanlık Divanı
2.3 Komisyonlar
2.4 Milletvekilliği statüsü
2.5 Meclis iç tüzüğü
2.6 Merkez teşkilatı
3 Meclis binaları
3.1 İlk meclis binası
3.2 İkinci meclis binası
3.3 Bugünkü meclis binası
4 Siyasi partilerin temsili
4.1 Mevcut milletvekili dağılımı
5 Yasama dönemleri
5.1 Türkiye Büyük Millet Meclisi
5.2 Cumhuriyet Senatosu
6 Ayrıca bakınız
7 Notlar
8 Kaynakça
9 Dış bağlantılar
Tarihçe
Türk siyasi tarihinde parlamento
Türk siyasi tarihinde ilk parlamento Osmanlı döneminde İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan törenle 19 Mart 1877'de açıldı. Bu meclis Kanuni Esasi'ye göre "Meclis-i umumi" olarak adlandırılmıştı. "Ayan meclisi" ve "Meclis-i Mebusan" olmak üzere iki kısımdan oluşan bu meclis, ilk oturumunu 20 Mart 1877 tarihinde Sultanahmet'teki İstanbul Üniversitesi binasında yaptı. Kısa süren bu meclis 93 Harbi nedeniyle dağıldı. Daha sonra yapılan ikinci genel seçimlerin ardından 18 Aralık 1877'de yeniden açılan meclis, Kanuni Esasi'nin verdiği yetkiyle padişah II. Abdülhamid tarafından 14 Şubat 1878'de kapandı.[kaynak belirtilmeli]
1908'de bir seçim kanunu dikkate alınarak ilk seçim yapıldı. Seçme yaşı 25, seçilme yaşı 30 olan bu seçimlerde vergi ödeyenler oy kullanabiliyordu. 17 Aralık 1908'de yeniden açılan meclis, İstanbul'un işgali'ne kadar açık kaldı. Üç yıl sonra ise İstanbul'da ilk kez bir ara seçim yapıldı. Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'ndan yenilgiyle çıkmasından sonra bu meclis Mondros Ateşkes Anlaşması sonrasında İstanbul'un işgali nedeniyle 11 Nisan 1920'de resmen kapandı.[kaynak belirtilmeli]
TBMM'nin kurulması
Ana madde: TBMM 1. dönem milletvekilleri listesi
Mustafa Kemal Atatürk önceden beri Meclis-i Mebusan'ın İstanbul'da değil, Anadolu'da toplanmasını istemekteydi. İşgal altındaki İstanbul'da meclisin tehlikede olduğunu savunuyordu. Atatürk'ün bu düşüncesine karşın Heyet-i Temsiliye'nin yaptığı toplantılarda meclisin İstanbul'da toplanması fikri ağır bastı. Meclis-i Mebusan üyelerini belirlemek için Ali Rıza Paşa hükûmeti döneminde seçimler yapıldı. Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti üyeleri seçimlerde başarılı oldu.[kaynak belirtilmeli]
Heyet-i Temsiliye, seçilen milletvekillerinin Meclis-i Mebusanda "Müdafaa-i Hukuk" adında bir grup oluşturmasını istemekteydi. Buna karşın Meclis-i Mebusanda böyle bir grup kurulamadı. Ancak heyet, yeniden açılan Osmanlı Mebusan Meclisi’ne üye olarak İstanbul'a gidecek olan mebuslarla görüşmeler yapmıştı. Heyet-i Temsiliye, hazırladıkları Mîsâk-ı Millî’nin Mebusan Meclisi’nde kabul edilmesini sağladı.[kaynak belirtilmeli]
Heyet-i Temsiliye'nin başkanı olan Mustafa Kemal Atatürk, kendisinin Meclis-i Mebusanın başkanı seçilmesini ve Anadolu'da süren hareketin yasal olarak tanınmasını istiyordu. Ancak 18 Mart 1920'de İngiliz işgal kuvvetleri Meclis-i Mebusandaki Heyeti Temsiliye milletvekillerini tutukladı ve sürgüne gönderdi. Bu tutuklamalardan sonra 18 Mart 1920'de Meclis-i Mebusan kapandı.[kaynak belirtilmeli]
Mustafa Kemal Atatürk, bunun üzerine Heyet-i Temsiliye'yi temsilen meclisi Ankara'da toplanmaya çağırdı ve 21 Nisan 1920 tarihinde yayınladığı bir bildiri ile meclisin 23 Nisan 1920 tarihinde toplanacağını duyurdu. 23 Nisan Cuma günü Hacı Bayram Camii'nde kılınan Cuma namazının ardından dualar ile meclis açıldı. Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti ve Meclis-i Mebûsan üyelerinden oluşan 324 milletvekili ile kurulan meclis, zorluklar nedeniyle 115 milletvekili ile açıldı. Mustafa Kemal Paşa, seçimle ilgili yayınladığı ilk tebliğde "Meclis-i Müessisan / Kurucular Meclisi" önerisinde bulundu, farklı fikirlerden sonra ise aynı gün gerçekleşen toplantıda meclis adının "Türkiye Büyük Millet Meclisi" olmasına karar verildi.[8]
23 Nisan 1920 tarihinde, parlamento geleneklerine göre, en yaşlı üye olan Sinop Milletvekili Şerif Bey (d. 1845), Başkanlık kürsüsüne çıktı ve konuşma yaparak Meclis'in ilk toplantısını açtı:
“ Bu Yüksek Meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla ve Allah'ın yardımıyla milletimizin iç ve dış tam bağımsızlık içinde alın yazısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip, kendi kendisini yönetmeye başladığını bütün dünyaya ilan ederek, Büyük Millet Meclisi'ni açıyorum. ”
Bu açış konuşmasında, millî egemenliğe dayalı yeni Türk parlamentosunun adı da "Büyük Millet Meclisi" olarak konulmuştu. Bu ad herkesçe benimsendi. Daha sonra Atatürk'ün tüm konuşmalarında yer aldığı şekliyle ve ilk kez 8 Şubat 1921 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesinde de yazılı olarak, "Türkiye Büyük Millet Meclisi" (TBMM) adı kalıcılık kazandı.[kaynak belirtilmeli]
TBMM, 24 Nisan 1920 tarihinde yaptığı ikinci toplantısında Mustafa Kemal Atatürk'ü meclis başkanlığına seçti. Mustafa Kemal Atatürk, kendi öncülüğünde kurulan TBMM'nin başkanlığını Cumhurbaşkanı seçildiği gün olan 29 Ekim 1923 tarihine kadar sürdürdü.[kaynak belirtilmeli]
1923 - 1946
Ana madde: Türkiye'de tek partili dönem
Cumhuriyet döneminde çok partili siyasetin ilk denemesi, Mustafa Kemal'in isteği üzerine 1924 yılında birkaç ay sonra kapatılan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kurulmasıyla yapıldı. 6 yıllık tek parti iktidarının ardından, 1930 yılında yine Mustafa Kemal'in isteği üzerine Ali Fethi Okyar tarafından Serbest Fırka'nın kuruldu ancak parti, ülkenin doğusundaki isyanlar nedeniyle 17 Kasım 1930 tarihinde kapatıldı. 1945 yılına kadar çok partili demokrasiye geçiş için başka bir denemede bulunulmadı.[9]
1946 - 1960
Ana madde: Türkiye'de çok partili dönem
Cumhuriyet tarihinin ilk çok partili seçimi 1946 yılında yapılmış (bugün hâlâ tartışmalı) ve iktidardaki CHP 397 milletvekili, muhalefetteki Demokrat Parti ise 61 milletvekili kazanmıştır. Seçim Kanunu'nda yapılan değişiklik ile 1950 seçimleri gizli oy ve açık tasnif ile gerçekleştirilmiş ve bu sistem ile yapılan ilk seçimi Demokrat Parti 416 milletvekilliği ile kazanmıştır. Ana muhalefete düşen CHP 69 ve Millet Partisi ise 1 milletvekilliği kazandı.[10]
Kore Savaşı'na asker gönderilirken gerekli tezkere ise TBMM'den geçirilmemiştir.
27 Mayıs Darbesi'nden sonra Cumhuriyet Senatosu ile birlikte çift meclisli sisteme geçilmiş ve 12 Eylül 1980 Darbesi'ne kadar bu sistem kullanılmıştır.
1960 - 1980
[Bu alt başlık {{{1}}} tarihinden beri geliştirilmeye ihtiyaç duyuyor.]
Bu alt başlığın geliştirilmesi gerekiyor.
27 Mayıs 1960 Darbesi sonrasında Başbakan Adnan Menderes, Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve meclisin diğer üyeleri tutuklandı. 1961 Anayasasıyla[11] oluşturulan Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin iki alt meclisi idi.
Başkan Seçimi Yöntemi
Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu Başkanları, kendi Meclislerince üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ve gizli oy ile ikişer yıl için seçilirler; İlk iki oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, salt çoğunlukla yetinilir. Meclis Başkanlıkları için Meclisteki siyasi parti grupları aday gösteremezler.[11]
1980 – 2018
[Bu alt başlık {{{1}}} tarihinden beri geliştirilmeye ihtiyaç duyuyor.]
Bu alt başlığın geliştirilmesi gerekiyor.
12 Eylül 1980 Darbesi sonrası yapılan 1982 Anayasasıyla[12] her iki meclis de kaldırılarak tek meclisli sisteme geri dönülmüştür.[kaynak belirtilmeli]
2018 – günümüz
2017 anayasa değişikliği referandumundan sonra, yeni TBMM'nin ilk genel seçimi, 24 Haziran 2018 tarihinde başkanlık sistemi altında yapıldı.[13] Milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkarıldı.
Yüzüncü yıl etkinlikleri
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yüzüncü yılı için hazırlanan etkinlikler, COVID-19 pandemisi nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi.[14] Bu nedenle TBMM Başkanı Mustafa Şentop: "23 Nisan akşamı bütün vatandaşlarımızı evlerinde, balkonlarında, saat 21.00 itibarıyla İstiklal Marşı'nı söylemeye davet ediyorum." dedi.[15]
TBMM'nin yapısı
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler. Göreve başlarken aşağıdaki şekilde ant içerler:
“ Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim. ”
Her 5 yılda bir yapılması öngörülen genel seçimler ile her ilden yasalarda belirtilen miktarda üye Yüksek Seçim Kurulu kararı ile mazbata alarak Meclis üyeliğine hak kazanırlar.[kaynak belirtilmeli]
Karar Yeter sayı
Cumhurbaşkanının Yüce Divana sevki 400
Anayasa değişikliği kabulü
Cumhurbaşkanı soruşturması kabulü 360
Genel / özel af ilanı
Seçimleri yenileme
Halkoyuna tabi anayasa değişikliği kabulü
Cumhurbaşkanını soruşturma teklifi 301
Milletvekilliği düşürme
Anayasa değişikliği 200
Olağanüstü toplantı
Anayasa Mahkemesi iptal davası 120
Genel görüşme ve meclis araştırması teklifi 20
Siyasi parti grubu oluşturma
Meclis başkanı
Ana madde: Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanları listesi
Her yeni yasama döneminde Başkanlık seçimi yapılıncaya değin en yaşlı üye Başkan, en yaşlı ikinci üye Başkanvekilliği yapar. Bir yasama döneminde 2 defa başkanlık seçimi yapılır. İlkinde 2 yıl, ikincisinde seçim döneminin bitimine kadar görev yapar.[kaynak belirtilmeli]
1934'te kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı ve 1935 genel seçimlerinde 18 kadın milletvekili seçildi. 1993'te ise Tansu Çiller ülkenin ilk kadın başbakanı oldu.
Başkanlık Divanı
Bir Başkan, dört Başkanvekili, yedi kâtip üye ve üç idare amirinden kurulur. Siyasi partiler sahip oldukları milletvekili sayısı oranında Başkanlık Divanı'nda temsil edilir.
Anayasa'ya göre 94. maddesine göre "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Başkanlık Divanı meclis üyeleri arasından seçilen Meclis Başkanı, Başkanvekilleri, katip üyeler ve İdare Amirleri'nden oluşur. Başkanlık Divanı, meclisteki siyasi parti gruplarının üye sayısı oranında divana katılmalarını sağlayacak şekilde kurulur. Siyasi parti grupları başkanlık için aday gösteremezler. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin başkanlık divanı için, bir yasama döneminde iki seçim yapılır. İlk seçilenlerin görev süresi iki, ikinci devre seçilenlerin görev süresi üç yıldır. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Başkanı, Başkanvekilleri, üyesi bulundukları siyasi partinin veya parti grubunun Meclis içinde ve dışındaki faaliyetlerine; görevlerinin gereği olan haller dışında, Meclis tartışmalarına katılamazlar; Başkan ve oturumu yöneten Başkanvekili oy kullanamazlar."[kaynak belirtilmeli]
Bu hükümler Meclis Başkanı'nın ve Başkanlık Divanı'nın tarafsızlığını sağlama amacı gütmektedir.[kaynak belirtilmeli]
Komisyonlar
Komisyon Başkan Parti
Adalet Komisyonu Yılmaz Tunç
Adalet ve Kalkınma Partisi
Anayasa Komisyonu Yusuf Beyazıt
Adalet ve Kalkınma Partisi
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Mehmet Kasım Gülpınar
Adalet ve Kalkınma Partisi
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Tahir Akyürek
Adalet ve Kalkınma Partisi
Çevre Komisyonu Muhammet Balta
Adalet ve Kalkınma Partisi
Dışişleri Komisyonu Akif Çağatay Kılıç
Adalet ve Kalkınma Partisi
Dijital Mecralar Komisyonu Hüseyin Yayman
Adalet ve Kalkınma Partisi
Dilekçe Komisyonu Mihrimah Belma Satır
Adalet ve Kalkınma Partisi
Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Mehmet Altay
Adalet ve Kalkınma Partisi
İçişleri Komisyonu Celalettin Güvenç
Adalet ve Kalkınma Partisi
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Hakan Çavuşoğlu
Adalet ve Kalkınma Partisi
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Fatma Aksal
Adalet ve Kalkınma Partisi
Kadına Karşı Şiddet Araştırma Komisyonu Öznur Çalık
Adalet ve Kalkınma Partisi
Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu Mustafa Savaş
Adalet ve Kalkınma Partisi
Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Emrullah İşler
Adalet ve Kalkınma Partisi
Millî Savunma Komisyonu İsmet Yılmaz
Adalet ve Kalkınma Partisi
Plan ve Bütçe Komisyonu Cevdet Yılmaz
Adalet ve Kalkınma Partisi
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Recep Akdağ
Adalet ve Kalkınma Partisi
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Ziya Altunyaldız
Adalet ve Kalkınma Partisi
Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Yunus Kılıç
Adalet ve Kalkınma Partisi
Milletvekilliği statüsü
Milletvekilleri bir dönem için seçilirler. Dönem sonunda milletvekili olarak devam etmeleri için tekrar seçilmeleri gerekir. Milletvekilleri belirli bir ilden aday olup seçilirler ancak sadece o ili değil bütün Türk milletini temsil ederler. Devlet memurları, kamuda çalışan görevliler milletvekili adayı olabilmek için bu görevlerinden istifa etmeleri gerekmektedir.[kaynak belirtilmeli]
18 yaşını aşan her Türk vatandaşı milletvekili seçilebilir, ancak aşağıdaki özelliklere sahip olanlar milletvekili seçilemez:
İlkokul mezunu olmayanlar.
Hırsızlık, dolandırıcılık gibi yüz kızartıcı suçlardan mahkûm olanlar.
Muaf olmadıkça askerlik hizmetini tamamlamayanlar.
Taksirli suçlar hariç olmak üzere en az 1 yıl ağır hapis cezası nedeniyle hüküm giyenler.
Terör eylemi nedeniyle hüküm giyenler.
Milletvekili görevi süresince meclis içinde veya dışında belirttiği oy, söz ve düşünceleri ile ilgili yasama sorumsuzluğuna sahiptir. Bu hak görev süresi sona erse bile devam eder. Milletvekili görevi süresince sorgulanmama, tutuklanmama ve yargılanmama hakkına yani yasama dokunulmazlığına sahiptir. Bu hak görev süresi ile sınırlıdır.
TBMM doğrudan seçimle oluşur ve Türk milleti adına görev yapar. Meclis'in öncelikli görevi ve yetkisi yasama yetkisidir. TBMM'nin çıkardığı yasalar Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin çalışmasında şunlar gözetilir: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, TBMM İç Tüzüğü, Türkiye Cumhuriyeti kanunları, Başkanlık Divanı kararları, mahkeme kararları ve teamüller.
Meclis iç tüzüğü
TBMM'nin çalışma esasları Meclis İç tüzüğünde belirlenmiştir. Bu iç tüzük kurallarını yine meclisin kendisi belirler. 1961 yılında Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu'nun uyguladığı 2 farklı iç tüzük yürürlüğe girdi. 1973 yılında her iki meclisin ortak oturumlarında geçerli olan yeni bir iç tüzük kabul edildi. 1982 Anayasası ile çift meclis uygulaması kaldırıldı ve sadece 1973 yılında kabul edilen iç tüzük uygulanmaya başlandı. Günümüzde de bu 1973 yılında hazırlanan iç tüzük yürürlüktedir.[kaynak belirtilmeli]
Merkez teşkilatı
Genel Sekreterlik
Özel Kalem Müdürlüğü
Meclis binaları
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, yanında İsmet İnönü, Fevzi Çakmak ve kadrosunun diğer üyeleriyle birlikte TBMM'den çıkıyor. (29 Ekim 1930)
1924-1960 yılları arasındaki yasama çalışmalarına ev sahipliği yapan Cumhuriyet Müzesi.
Günümüze kadar üç meclis binası kullanıldı. Günümüzde kullanılan meclis binası 6 Ocak 1961'de açıldı ve 1998'de bir yenileme çalışması gerçekleştirildi.[kaynak belirtilmeli]
İlk meclis binası
Ana madde: Kurtuluş Savaşı Müzesi
İlk Meclis binası, bir bodrum katı üzerinde yer alan tek katlı 22x43 metre ölçülerine sahip, farklı ölçülere sahip dokuz oda ve bir büyük salondan oluşan bir yapıydı. Ön yüzündeki geniş saçakları ve iki balkonu binaya belli bir görkem ve şıklık veriyordu. Kurtuluş Savaşı sırasında bütün askeri ve politik kararların verildiği bu küçük ve fazla kullanışlı olmayan yapı 18 Ekim 1924 tarihine dek kullanıldı. Bina günümüzde Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak hizmet vermektedir.[kaynak belirtilmeli]
İkinci meclis binası
Ana madde: Cumhuriyet Müzesi
TBMM'nin ikinci binasının yapımına Mimar Vedat Bey'in projesiyle 1923'te başlandı. Bina çok kısa bir sürede tamamlandı ve 18 Ekim 1924'te hizmete açıldı. İlk binadan aşağı yukarı 50 metre uzağa yapılan yeni bina 36 yıl boyunca kullanıldı ve siyasi tarihimizde birçok önemli karara tanıklık etti.[kaynak belirtilmeli]
Binanın içi, bir bodrum katı üzerinde yer alan iki kattan oluşuyordu. Merkezde Genel Kurul salonu yer alıyordu. Üst katın tavanı, Osmanlı motifleriyle dekore edilmişti. Genel Kurul salonunda dinleyiciler için balkonlar ve yıldız motifleriyle süslü duvar panelleri yer alıyordu. Dış cephesi büyük bir giriş, köprü kemerleri ve saçaklarla süslenmişti.[kaynak belirtilmeli]
Cumhuriyetin ilk yıllarına tanıklık eden ikinci Meclis binası önemli tarihsel bir dönemde Meclis binası olarak kullanılmıştı. Günümüzde Cumhuriyet Müzesi olarak hizmet vermektedir.[kaynak belirtilmeli]
Bugünkü meclis binası
Ana madde: III. TBMM Binası
Günümüzde de kullanılmakta olan TBMM'nin üçüncü binasının mimarı, Ankara'da başka birçok önemli devlet yapısının da mimarı olan Avusturyalı mimar Prof. Clemens Holzmeister (1886-1983)'dir. Yüksek mimar Ziya Payzın da 1945 yılından binanın bitirilmesine kadarki süreçte Holzmeister tarafından tam yetkiyle görevlendirilerek çalışmıştır.[kaynak belirtilmeli]
Ocak 1961'de kullanılmaya başlanan bina, Türkiye Cumhuriyeti'nin gücü ve kalıcılığını da temsil edebilecek şekilde, ciddi, kalıcı ve sağlamlığın ön planda tutulduğu mimari bir dışavuruma sahiptir. Büyüklüğü açısından, dünyanın en büyük parlamento yapılarından biridir.[16]
Bina, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında havadan bombalandı[17] ve bu saldırı farklı aralıklarda dört kez tekrarlandı.[18] Dört partiden yaklaşık yüz milletvekili bulunmakta iken gerçekleşen ve ikisi ağır olmak üzere on iki polis yaralandığı[18] saldırıda Şeref Kapısı, Dikmen Kapısı ve ziyaretçi girişlerinin yapıldığı bölgelerin hasar görmüştür.
Siyasi partilerin temsili
TBMM'de en az 20 milletvekili ile temsil edilen siyasi partiler grup kurma hakkına sahiptir. Her parti grubunun kendi disiplin kurulu bulunur. Parti başkanı, eğer milletvekili ise doğrudan grup başkanıdır, parti başkanı milletvekili değil ise bir grup üyesi grup içi seçimle grup başkanı seçilir.[kaynak belirtilmeli]
Genel seçimlerde milletvekili çıkartan ancak grup kurmak için yeter sayıya sahip olmayan siyasi partiler TBMM Başkanlık Divanı, TBMM Danışma Kurulu ve komisyonlarda temsil edilemezler.[kaynak belirtilmeli]
Mevcut milletvekili dağılımı
Ana madde: 2018 Türkiye genel seçimleri
# Parti Genel başkan Pozisyon İdeoloji Grup başkanı Başlangıç Mevcut[19] Değişim Durum Ulusal üyelik
1
AK Parti Adalet ve Kalkınma Partisi Recep Tayyip Erdoğan Sağ Muhafazakârlık
Sağ popülizm İsmet Yılmaz
295 / 600
285 / 600
[azalış] 10 İktidar Cumhur İttifakı
2
CHP Cumhuriyet Halk Partisi Kemal Kılıçdaroğlu Merkez sol Sosyal demokrasi
Atatürkçülük Kemal Kılıçdaroğlu
146 / 600
135 / 600
[azalış] 11 Ana muhalefet Millet İttifakı
3
HDP Halkların Demokratik Partisi Mithat Sancar & Pervin Buldan Sol Radikal demokrasi
Demokratik sosyalizm Pervin Buldan
67 / 600
56 / 600
[azalış] 11 Muhalefet Halkların Demokratik Kongresi
4
MHP Milliyetçi Hareket Partisi Devlet Bahçeli Aşırı sağ Türk milliyetçiliği
Ülkücülük Devlet Bahçeli
49 / 600
48 / 600
[azalış] 1 Hükûmete destek Cumhur İttifakı
5
İYİ Parti İYİ Parti Meral Akşener Merkez sağ Türk milliyetçiliği
Ulusal muhafazakârlık İsmail Tatlıoğlu
43 / 600
36 / 600
[azalış] 7 Muhalefet Millet İttifakı
Grubu bulunmayan siyasi partiler[not 1]
TİP Türkiye İşçi Partisi Erkan Baş Aşırı sol Sosyalizm
Marksizm-Leninizm
0 / 600
4 / 600
[artış] 4
[not 2] Muhalefet –
DP Demokrat Parti Gültekin Uysal Merkez sağ Liberal muhafazakârlık
Ekonomik liberalizm
0 / 600
2 / 600
[artış] 2
[not 3] Muhalefet Millet İttifakı
Memleket Memleket Partisi Muharrem İnce Merkez sol Ulusalcılık
Atatürkçülük
0 / 600
2 / 600
[azalış] 1
[not 4] Muhalefet –
ZP Zafer Partisi Ümit Özdağ Aşırı sağ Türk milliyetçiliği
Göçmen karşıtlığı
0 / 600
2 / 600
[artış] 2
[not 5] Muhalefet –
BBP Büyük Birlik Partisi Mustafa Destici Aşırı sağ İslami milliyetçilik
İslamcılık
0 / 600
1 / 600
[artış] 1
[not 6] Hükûmete destek Cumhur İttifakı
DEVA Demokrasi ve Atılım Partisi Ali Babacan Merkez sağ Liberal demokrasi
Pro-Avrupacılık
0 / 600
1 / 600
[artış] 1
[not 7] Muhalefet –
DBP Demokratik Bölgeler Partisi Salihe Aydeniz & Keskin Bayındır Sol Demokratik sosyalizm
Sosyal demokrasi
0 / 600
1 / 600
[artış] 1
[not 8] Muhalefet Halkların Demokratik Kongresi
SP Saadet Partisi Temel Karamollaoğlu Aşırı sağ Millî Görüş
İslamcılık
0 / 600
1 / 600
[artış] 1
[not 9] Muhalefet –
YP Yenilik Partisi Öztürk Yılmaz Merkez sol Ulusalcılık
Kamulaştırma
0 / 600
1 / 600
[artış] 1
[not 10] Muhalefet –
Bağımsızlar
0 / 600
6 / 600
[artış] 6
Boş
0 / 600
19 / 600
[artış] 19
Toplam 600 581 / 600
Yasama dönemleri
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Ana madde: Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama dönemleri listesi
Ayrıca bakınız: TBMM üyeliklerinin illere göre dağılımı
TBMM'nin tarihçesi, kurulduğu 23 Nisan 1920 tarihinden 2018 yılına kadar 27 yasama dönemine ayrılır. Yasama dönemleri aşağıda listelenmektedir.
Seçimler Dönem Tarih Üye sayısı
1920 genel seçimleri TBMM 1. Dönem 23 Nisan 1920 - 16 Nisan 1923 436
1923 genel seçimleri TBMM 2. Dönem 11 Ağustos 1923 - 26 Haziran 1927 333
1927 genel seçimleri TBMM 3. Dönem 1 Kasım 1927 - 26 Mart 1931 335
1931 genel seçimleri TBMM 4. Dönem 4 Mayıs 1931 - 23 Aralık 1934 317
1935 genel seçimleri TBMM 5. Dönem 1 Mart 1935 - 27 Aralık 1938 444
1939 genel seçimleri TBMM 6. Dönem 3 Nisan 1939 - 15 Ocak 1943 470
1943 genel seçimleri TBMM 7. Dönem 8 Mart 1943 - 14 Haziran 1946 492
1946 genel seçimleri TBMM 8. Dönem 5 Ağustos 1946 - 24 Mart 1950 503
1950 genel seçimleri TBMM 9. Dönem 22 Mayıs 1950 - 12 Mart 1954 492
1954 genel seçimleri TBMM 10. Dönem 14 Mayıs 1954 - 11 Eylül 1957 537
1957 genel seçimleri TBMM 11. Dönem 1 Kasım 1957 - 25 Mayıs 1960 602
27 Mayıs Darbesi Millî Birlik Komitesi 27 Mayıs 1960 - 25 Ekim 1961 38
Kurucu Meclis
(Millî Birlik Komitesi - Temsilciler Meclisi) 6 Ocak 1961 - 25 Ekim 1961
1961 genel seçimleri TBMM 12. Dönem[not 11] 25 Ekim 1961 - 10 Ekim 1965 450
1965 genel seçimleri TBMM 13. Dönem[not 11] 22 Ekim 1965 - 12 Ekim 1969 450
1969 genel seçimleri TBMM 14. Dönem[not 11] 22 Ekim 1969 - 14 Ekim 1973 450
1973 genel seçimleri TBMM 15. Dönem[not 11] 24 Ekim 1973 - 5 Haziran 1977 450
1977 genel seçimleri TBMM 16. Dönem[not 11] 13 Haziran 1977 - 12 Eylül 1980 450
12 Eylül Darbesi Millî Güvenlik Konseyi 12 Eylül 1980 - 6 Aralık 1983 5
Kurucu Meclis
(Millî Güvenlik Konseyi - Danışma Meclisi) 23 Ekim 1981 - 6 Aralık 1983
1983 genel seçimleri TBMM 17. Dönem 24 Kasım 1983 - 16 Ekim 1987 400
1987 genel seçimleri TBMM 18. Dönem 14 Aralık 1987 - 1 Eylül 1991 450
1991 genel seçimleri TBMM 19. Dönem 14 Kasım 1991 - 4 Aralık 1995 450
1995 genel seçimleri TBMM 20. Dönem 8 Ocak 1996 - 25 Mart 1999 550
1999 genel seçimleri TBMM 21. Dönem 2 Mayıs 1999 - 1 Ekim 2002 550
2002 genel seçimleri TBMM 22. Dönem 14 Kasım 2002 - 3 Haziran 2007 550
2007 genel seçimleri TBMM 23. Dönem 23 Temmuz 2007 - 23 Nisan 2011 550
2011 genel seçimleri TBMM 24. Dönem 28 Haziran 2011 - 23 Nisan 2015 550
2015 (Haziran) genel seçimleri TBMM 25. Dönem 23 Haziran 2015 - 1 Ekim 2015 550
2015 (Kasım) genel seçimleri TBMM 26. Dönem 17 Kasım 2015 - 16 Mayıs 2018 550
2018 genel seçimleri TBMM 27. Dönem 7 Temmuz 2018 - günümüz 600
Cumhuriyet Senatosu
15 Ekim 1961 - 12 Eylül 1980 tarihleri arasında "Millet Meclisi" ve "Cumhuriyet Senatosu" olmak üzere iki meclis halinde çalışmıştır.
Cumhuriyet Senatosu
İl grubu Seçim Tarih
A grubu 1961 senato seçimleri 15 Ekim 1961 - 2 Haziran 1968
1968 senato seçimleri 2 Haziran 1968 - 5 Haziran 1977
1977 senato seçimleri 5 Haziran 1977 - 12 Eylül 1980
B grubu 1961 senato seçimleri 15 Ekim 1961 - 2 Haziran 1966
1966 senato seçimleri 5 Haziran 1966 - 12 Ekim 1975
1975 senato seçimleri 12 Ekim 1975 - 12 Eylül 1980
C grubu 1961 senato seçimleri 15 Ekim 1961 - 7 Haziran 1964
1964 senato seçimleri 7 Haziran 1964 - 14 Ekim 1973
1973 senato seçimleri 14 Ekim 1973 - 14 Ekim 1979
1979 senato seçimleri 14 Ekim 1979 - 12 Eylül 1980
Ayrıca bakınız
Türkiye'de siyaset
Türkiye devlet protokolü
Türk siyasetinde kadınların yeri
Türkiye'deki siyasi partiler listesi
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Notlar
^ TBMM'de siyasi parti grubu oluşturmak için gerekli milletvekili sayısı 20'dir.
^ Barış Atay ve Erkan Baş ittifak kapsamında HDP listesinden seçildiler, daha sonra partiden ayrıldılar. Ahmet Şık HDP listesinden seçildi, daha sonra partiden ayrıldı. Sera Kadıgil CHP listesinden seçildi, daha sonra partiden ayrıldı.
^ Gültekin Uysal ittifak kapsamında İYİ Parti listesinden seçildi, daha sonra partiden ayrıldı. Cemal Enginyurt MHP listesinden seçildi, daha sonra partiden ayrıldı.
^ CHP listesinden seçildiler, daha sonra partiden ayrıldılar.
^ Ümit Özdağ ve İsmail Koncuk İYİ Parti listelerinden seçildiler, daha sonra partiden ayrıldılar.
^ Mustafa Destici ittifak kapsamında AK Parti listesinden seçildi, daha sonra partiden ayrıldı.
^ Mustafa Yeneroğlu AK Parti listesinden seçildi, daha sonra partiden ayrıldı.
^ Salihe Aydeniz HDP listesinden seçildi, daha sonra partiden ayrıldı.
^ Abdulkadir Karaduman ittifak kapsamında CHP listesinden seçildi, daha sonra partiden ayrıldı.
^ Öztürk Yılmaz CHP listesinden seçildi, daha sonra partiden ayrıldı.
^ a b c d e 1961 yılından itibaren sıralama 1'den başlatılmış (12. yerine 1. dönem, 13. yerine 2. dönem gibi...), 1983 sonrasında Meclis'in kuruluşundan (1920'den) hareket eden sıralamaya geri dönülmüştür.