TBMM Genel Kurulu’nda 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşülüyor. Görüşme sırasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla verilen 2 yıl 7 ay 15 hapis ve siyasi yasak cezası verildiği haberi TBMM gündemine taşındı.
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, İmamoğlu’na verilen cezaya ilişkin olarak, “Bugün Türk yargısı önemli bir karar verdi. Dünyanın en büyük metropol şehirlerinden birinin başkanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na verilen ceza ve siyasi yasak hiç şüpheniz olmasın dünyada hukukun üstünlüğünde 140 ülke arasında 116’ncı sırada olan ülkemizi çok daha gerilere çekmiştir. Bu karara sevinenler olabilir ama şunu bilin ki siyaset hiçbir zaman yargı eliyle tanzim edilemez, süreç bu şekilde yürütülemez” dedi.
Gök, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “Ben yargıya talimat vermem. Önemli davalarda benim konuşmam doğru değil” dediğini anımsatarak, “İktidar sözcüleri de ‘Biz yargıya müdahalede bulunamıyoruz’ diyor. Acaba durum gerçekten öyle mi? Mustafa Kemal Atatürk, ‘Adalet gücü bağımsız olmayan bir devletin, devlet varlığı kabul olunamaz’ der. Devletin varlığı ancak adaletle mümkündür. Eğer adalet yoksa, o ülkenin devlet olarak varlığını sürdürmesi söz konusu değildir” diye konuştu.
Gök, 15 Temmuz darbe girişimini anımsatarak, FETÖ ile mücadele eden yargı mensuplarının nasıl görevden alındığını şöyle anlattı:
“Halen ders alınamadığını büyük bir üzüntü ile görüyorum. Yaşanan üzücü olaylardan ders alabilseler, geriye doğru baktıklarında çıkarılan dersleri ileriye doğru bir daha yapmama kararlılığını göstersinler ama öyle olmuyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ daha önce de Adalet Bakanı’ydı, bakın onun zamanında neler oldu? Bugün yaşadığımız olayın, bu kararı alan hakimlerin nasıl bu hakimliklerine getirildiğini sizlerle paylaşmak istiyorum. Tahammül edilmez ve hepimizin karşı koyması gereken bir tablo. 2011 yılında TÜBİTAK’ta birden bire bir kararname çıktı, bütün başkan ve yönetim kurulu değiştirildi. TÜBİTAK alt üst edildi, TÜBİTAK’ın daha sonra Ergenekon, Balyoz ve kumpas davalarında verdiği birçok raporuyla birçok insanın hayatı karartıldı. 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden önce namuslu savcı çıktı. Düzgün bir savcı çıktı. Daha o zaman FETÖ darbe girişimi yok. Bir iddianame yazdı ve dedi ki ‘2011 yılında çıkarılan kararname ile FETÖ TÜBİTAK’ı ele geçirmiştir’. Bu kararnamenin altında şimdiki Cumhurbaşkanının ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın imzası vardır. FETÖ TÜBİTAK’ı ele geçirirken siyaseti nasıl kullandığını savcı ifade etti, iddianameye yazdı. Bu iddianameyi savcı yazdıktan sonra görevden alındı.
2016’nın başında hükümet bir kanun teklifi sundu, birçok milletvekili arkadaşım da onu imzaladılar. O kanun teklifinde orduda FETÖ’nün örgütlendiği dönemdeki subaylardan sonra gelenlerin erken bir tasfiyesi için erken emeklilik kararı alınan bir kanun tasarısı getirdiler, Atatürkçü subayları tasfiye eden bir kanun Meclis’e geldi. Bu kanununu getiren iktidara karşı savcı bir dava açtı ve dedi ki ‘FETÖ 1988 ve daha önceki yıllarda mezun olmuş subayları TSK’dan tasfiye etmek için üç devreyi birden emekli edecek bir kanunun siyasi iktidara yaptırmıştır’. Bu savcı da görevden alındı.
Darbe oldu, darbeden sonra Akıncılar iddianamesi, o gün Meclis’teydik 15 Temmuz’da. Başımıza bombaların yardırıldığı akşamın iddianamesini düzenleyen savcı bu sefer iddianameyi düzenlemeden önce gitti Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a iddianameyi gösterdi. Bekir Bozdağ iddianameyi inceledi ve ancak onun onayından sonra o iddianame siyasi iktidarla ilişki kurulmasına fırsat verilmeden mahkemede dava açıldı. Bekir Bozdağ ne diyor, ‘Ben mahkemelere talimat vermem, bizim işimiz değildir, karışmayız’. Öyle olmadı değerli arkadaşlarım, 24 Aralık’ta 2016’da. Adalet Bakanlığı hakim, savcı almak için bir sınav yaptı. Yazılı sınav yapıldıktan sonra 680 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile yazılı sınav şartı kaldırıldı ve mülakata dönüştürüldü. Bugünkü hakimler nereden geldi, bu kararların nasıl alındığını işte altyapısı oradan başladı. FETÖ’nün hukukçuları gitti, iktidarın hukukçuları gelmeye başladı. Karşımıza mülakatla alınan iktidar partisinin ilçe başkanları, ilçe yönetim kurulu üyeleri, belediye başkanları yazılı sınav dikkate alınmaksızın mülakatla hakim yapıldı. Bunların isimlerini buradan teker teker okurum. Şu anda hepsi hakim ya da savcı.”
Teklifin bugünkü görüşmelerinde 2'nci maddesinden, 12'inci maddesine kadar olan kısmı AKP ve MHP'li milletvekillerinin oyları ile kabul edildi. Teklifin görüşmelerine yarın 12'inci maddeden devam edilecek.