Arkasında, bir dükkanın inmiş kepengi üzerinde Yaşasın halk savaşımız yazıyordu, uzanmış dingince; gelen taş ve molotoflardan kendisini korumaya çalışan polislerin arasına, sanki bu hengamenin bitmesini bekliyordu.
Sanki sokağın bir parçası insan hüviyetine girmiş kanıyordu.
Biber gazının dumanı, havai fişeklerin sesi ve parlaklığının oluşturduğu bu cümbüş, karmaşa bitince belki yattığı yerden doğrulup yine köpeklerini beslemeye, etrafa saçılmış bilyeleri toplamaya devam edecekti.
Ama öyle olmadı.
40 dakika orada yatmış polislerin ortasında, yaşaması ya da ölmesinin dünyada bir şey değiştirmediğine dair adı konuşulmamış bir karar alınmışcasına
Sonra öldüğünü fark etmişler.
Adı Ayhan Yılmazmış. Tanıyanlar hikayesini birkaç cümle ile özetliyorlar; Askerde yaşadıklarını kaldıramadı, dönünce sokaklara vurdu kendisini, çocuklarla oynardı, köpekleri beslerdi
Baktım sessiz sedasız da gömülmüş. Okmeydanında, polisle çatışmanın ortasında ölmesine rağmen kimse arkasından ölümsüzdür diye ne slogan atmış ne de hesap sormuş.
Hiçbir büyük davanın parçası olamamış bir hayat. Çoğumuz gibi.
Askere gitmiş, çoğumuz gibi muhtemel bayraklarla, vatan millet Sakarya nutuklarıyla
Ama askerliği zor geçmiş, insanın kendisine saygısını yok eden, ezen ortamını kaldıramamış. Okmeydanına dönmüş bir meczup olarak, tedavi görmüş.
Aslında bildiğiniz devlet mağduruymuş ama anlaşılan Halk savaşı veren solcular da bunu pek fark etmemiş. Öldüğünde bile büyük ideallerin ikonu olamamış. Meczuptan, sokakta yatandan devrim şehidi mi olur denilmiş herhalde.
Kendi inşa ettiğimiz o kocaman kaya, hayat hepimizi ezerken Ayhan Yılmaz biraz fazladan altında kalmış. Figüranlık yapacağı bir sahne bile bulamış kendisine.
Ama kim biliyor ki bu fani dünyadan göçüp giderken; büyük idealler uğruna yaşayanlar, fabrika inşa edenler, devlet yönetenler mi, yoksa çocuklarla oynayıp, köpeklerle, kedilerle yemeğini paylaşanlar mı daha anlamlı bir hayat yaşadı?
Hiç kimse hatırlamasa bile bazı çocukların hatıralarında, sokak köpeklerinin bekleyen gözlerinde yaşayacaktır elbette Ayhan Yılmaz.