Gür: 'Emekli sadece kuru ekmek yese bile geçinemez'

Türkiye Emekliler Derneği Elazığ Şube Başkanı Vedat Gür, emeklilerin yaşadığı sorunlar ve beklentilerine ilişkin açıklamalar yaptı. Gür, şöyle konuştu:

Emekli hayata küstü

Tabi ki yapılan bu araştırmalardan sonra Türkiye'de yaşayan 13 milyon emeklinin geliri, yüzde 40’ı veya 50’si diyeyim, asgari ücretle maaş alan insanların altında kalmıştır. Bugünkü şartlarda asgari ücret 4 bin 250 lira. Çok mu çok değil, ama bunlar da memnun edecek bir rakam değil. Günümüz koşullarında SSK ve Bağ-Kur emeklilerimizin gelirleri 4 bin 250 lira değil, 3 bin liranın altında seyrediyor. Kaldı ki açık arayla artan bu enflasyon karşısında bu insanlarımız tamamen hayata küsmüş, kendi kabuklarına çekilmiş bir durumda güncel hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Bugün pazara manava gidemez olduk. Tencerelerimiz kaynamaz oldu. Hükümetten beklentilerimiz bu değildi.

TÜİK'in verilerini kınıyoruz

Çünkü enflasyonun önüne geçilemiyor, enflasyon bugün kâğıt üzerinde veya resmi olarak her ne kadar yüzde 60-61 seviyesine seyretse de Türkiye'deki enflasyon, bu yapılan istatistiklere göre 3 haneli rakamlara ulaşmıştır. Biz emekliler olarak her zaman şunu söylüyoruz. TÜİK'in açıkladığı rakamları biz ivedilikle kınıyoruz. TÜİK'in açıkladığı rakamlarla, emeklilere verilen bu zam kesinlikle birbiriyle bağdaşmıyor. Özellikle de yapılan bu zamlardan sonra emekli belki günümüz şartlarında yüzde 25 yılbaşında bir zam yapıldı. Güzel bir rakam ama akabinde bu yüzde 25'lik zam yılbaşından hemen sonra, yılbaşı gecesi saat 12.05’te açıklanan doğalgaz, benzin, akaryakıt gibi zamlarla bu verilen yüzde 25'i aldı götürdü. Haliyle emeklinin, Bağ-Kur'lunun veya hiç geliri olmayan insanların eli kolu bağlanmış olduğu biz devletimizden bunu beklemiyoruz. Devlet milletsiz millet devletsiz olmaz.

Emeklinin yüzde 60'ı açlık sınırında

Biz her platformda konuşmalarımızı yapıyoruz. Bugün 2006 yılında SSK ve memur emeklileri aynı çatı altında toplanmasına rağmen, yılbaşında gördük ki hala memur, SSK ve Bağ-kur emeklileri arasında bir ayrımın söz konusu olduğunu gördük. SSK ve Bağ-Kur emeklisine verilen yüzde 25’lik zam, memur emeklisine yüzde 30 küsur olarak verildi. Hatta sonradan tekrar bize SSK ve Bağ-Kur'a yüzde 2 buçuk verecekti o dahi verilmedi. O da verilmeyince haliyle emekliler büyük bir hayal kırıklığına uğradılar.  Bugünkü bu koşullarda bu enflasyonun altında ezilen SSK'lı Bağ-Kur'lu ve de işi olmayan insanlarımızın hali içler acısı. Türkiye'de hepimizin bildiği gibi açlık sınırı 4 bin 540 lira, yoksulluk sınırı 14 bin 500 lira. Bu demektir ki Türkiye'de yaşayan 13- 13,5 milyon emeklinin yüzde 60’ı açlık sınırıyla, açlık sınırının altında hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Bu da vatandaşın mağdur olmasına sebep oluyor. Evde torununa, çocuğuna hiçbir şey alamadığı evine hiçbir şey götüremediği görülmüştür.

Kademeli zamlar uygulansın

Biz Emekliler Derneği olarak yıllardan beri Sayın Genel Başkanımız Kazım Ergün de Sosyal Güvenlik Kurulu üyesi olması münasebeti ile her platformda diyoruz ki; bize seyyanen zamlar ve de kademeli zamlar uygulansın. Maaşlarımıza yapılan yüzdeli zamlar bizim kendi aramızda kurumumuzda bile aralarının açılmasına sebep oluyor. Atıyorum, bugün bizde 10 bin, 11 bin lira alan emekliler var. Bunlara geliyor 2 bin 500, 3 bin lira. Ama bu taraftan bin 500, 2 bin lira alana 100-150 lira geliyor. İnşallah devletimiz ivedilikle bunu yapar, bunu düzenlemeye çalışır. Aksi takdirde az alanla çok alan arasındaki pergel, gün geçtikçe açılır. Bundan sonraki yaşam da asgari ücretin altında maaş alan insanlar için bir felaket olur.

Sadece kuru ekmek yese bile geçinemez

Zaten günümüz koşullarındaki ekonomik şartları göz önüne aldığımızda görüyoruz ki, artık insanlar yoksulluktan gasp olayları arttı, soygunculuklar arttı. Bırakın onu sokak ortalarındaki mazgalları bile alıp götürüp demir niyetine satanlar oluyor. Ve nitekim televizyonlarda görüyoruz, şehirlerarası TEDAŞ'ın düzenlemiş olduğu akımın geçtiği elektrik direklerinin bile ara destek demirlerini kesip götürüp demir diye satanlar oluyor.  Bu neden oluyor?  Çünkü günümüz koşullarında vatandaşın hali içler acısı. Tabi ki, bugün şöyle düşünün 3 bin lira emekli maaşı alan veya Bağ-Kur maaşı alan bir emeklimiz hiçbir şeyi almasın, bin 500 lira ev kirası, günde 10 tane ekmek alsa aylık bin lira etti sana 2 bin 500 lira. 2 bin 500, 3 bin lira alan bir emekli bu parayla ne yapsın? Hiçbir şey, günde 10 tane kuru ekmek evine alacak bir de ev kirası bunun elektriği var, doğal gazı var suyu var. 

Emekli ikramiyesi en az 2 bin-2 bin 500 lira olmalıdır

90 bin emeklinin yaşadığı bir il olan Elazığ’da 18 bin 224 kayıtlı üyemiz var. Bu insanların hak ve hukukunu aramak adına kurulan bir derneğiz biz. Mademki sosyal bir hukuk devletiyiz, bu vatandaşların hakkını koruma ve kollama hakkına da bizler sahibiz.  Bu insanlar derneğimize gelip üye olduktan sonra her türlü haklarını arama yetkisini bize veriyorlar.  Bu konuda biz de kendimizce bir şeyler anlatmaya çalışıyoruz. Bugünlerde biliyorsunuz bir ikramiye söz konusu gündemde. Şimdi biz bu ikramiyenin en az 2 bin -2 bin 500 lira olması talebi ile devletimize iletişime geçtik. İnşallah bundan sonra bu bizi memnun edecek bir ikramiye olur da hiç değilse vatandaş bayramını rahat bir şekilde geçirir. Evine bir şeyler alır, torununa en azından 5-10 kuruş bir harçlık verme cesaretini kendisinde bulur veya evine bir misafir kabul ettiği zaman ona bir tatlı veya bir şeker ikram edebilir.

Bakan Bilgin Kapıyı kapattı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, bugün NTV'de yaptığı açıklamalarda emekli ikramiyelerine zam yapılmasının gündemde olmadığını belirterek, ikramiyelerin 28-29 Nisan'da 1100 lira olarak yatacağını duyurdu.