Ömer Fethi Gürer, Niğde’deki bir yediemin deposunda icra dosyalarıyla ilgili açıklama yaptı. Gürer, şöyle konuştu:
'Vatandaşların ödeyemediği icra takibindeki borçlar 30 milyarı aştı'
'Eski Türkiye’de ‘Bak postacı geliyor, selam veriyor. Herkes ona bakıyor, merak ediyor. Çok teşekkür ederim postacı sana, pek sevinçli haberler getirdin bana’ diye çocuk şarkısı vardı. Dünya değişti, mektup neredeyse hiç gönderilmez oldu. Bu kez kapıları çalan, icra memurları ve icra tebliği için gelen görevliler oluyor. Kapılar açılmayınca icra tebliği muhtarlara yapılıyor ve icra dosyası sayısı artıyor. Vatandaşların vadesinde ödeyemediği için bankalar tarafından verilen icra takibindeki borçlar ise 30 milyarı aştı. Vatandaşların varlık yönetimi şirketlerine, TOKİ’ye 60 milyar lirayı bulan borçları oluştu. İcra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı 24 milyona dayandı. Yediemin depoları doldu taştı, icra mahkemelerinin sayısı arttı.
'Ekonomik krizin yansıması her yere yansıyor'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 bin liranın altındaki tüm borçların silineceğini söylemişti. Ancak geçtiğimiz günlerde Komisyon’da görülüp Meclis’e gelecek olan kanun teklifinde durumun öyle olmadığı görüldü. Çünkü 2 bin liranın altında kamunun dışındaki borçlar, onunla ilgili şirketlerin inisiyatifine bırakıldı. Eğer şirketler borçları silerse silecek, silmezse silmediği için de icra devam edecek. 9 milyona yakın insan umutlanmıştı ama Cumhurbaşkanı’nın ifade ettiği biçimde değil de özel şirketlerin inisiyatifine bırakılan bir uygulamaya gidildi. Böylece 2 bin liranın altındaki tüm borçların silinmeyeceği de açığa çıktı. Vatandaşın alım gücü daraldıkça elindeki malı mülkü satıyor ya da aldığı kredi borcunu ödeyemediği için de icralık oluyor. İcra sonucunda doğal olarak aracı, traktörü, motosikleti de icra yoluyla elinden alınıyor. Ekonomik krizin yansıması her yere yansıyor. Türkiye’nin her yerinde yediemin depoları doldu taştı, yer kalmadı.'
Gürer, bugün yaptığı yazılı açıklamada ise CHP tarafından hazırlanan rapordaki verilere değinerek şunları kaydetti:
'Ekonomideki yavaşlama eğilimine rağmen vatandaşların bankalara olan borcu hızlı yükselişini sürdürüyor. 7-14 Ekim haftasında da 15,6 milyar liralık artış gözlenen vatandaşların bankalar ve finansman şirketlerine olan borçlarında, son 5 ayda (6 Mayıs-14 Ekim arasında) 261 milyar liralık artış yaşandı. Bireylerin bankalara ve finansman şirketlerine olan (konut, taşıt, ihtiyaç ve kredi kartı) borcu (takiptekiler de dahil), 14 Ekim itibariyle 1 trilyon 373 milyar liraya yükseldi.
'Vatandaşların toplam borcu 1 trilyon 433 milyar lira düzeyinde'
Vatandaşların bu borcunun 1 trilyon 12 milyar lirası bireysel (konut, otomobil, ihtiyaç) kredilerinden, 354 milyar lirası da kredi kartı borç bakiyelerinden kaynaklanıyor. Son hafta tüketici kredilerinde 9 milyar liralık, kredi kartı borçlarında ise 6,5 milyar liralık artış oldu. Vatandaşların vadesinde ödeyemediği için bankalar tarafından icraya verilen ve henüz varlık yönetim şirketlerin devretmedikleri takipteki borçları ise 30 milyar lira oldu. Bankaların takipteki bu borçlarını düşük bir bedel karşılığında varlık yönetim şirketlerine devrediyor olmaları, bu rakamı olduğundan daha düşük gösteriyor. Vatandaşların varlık yönetim şirketlerine 32,9 milyar, TOKİ’ye ise 27 milyar lira borcu bulunuyor. Vatandaşların, bankalara, finansman şirketlerine, varlık yönetim şirketlerine ve TOKİ’ye olan (tahsili gecikmiş borçlar da dahil) toplam borcu 1 trilyon 433 milyar lira düzeyinde seyrediyor. Vatandaşların bankalara olan borcunda yıl başından bu yana 347 milyar liralık, toplam borçlarında ise 349 milyar liralık artış yaşandı.
'İcra ve iflas dairelerine UYAP üzerinden toplam 6 milyon 921 bin yeni dosya geldi'
Ulusal Yargı Ağı (UYAP) üzerinden alınan verilere güre; bu yıl 1 Ocak-21 Ekim günleri arasında icra ve iflas dairelerine UYAP üzerinden toplam 6 milyon 921 bin yeni dosya geldi. Yeni gelen dosya sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 951 adet bin arttı. Bu dönemde 5 milyon 981 bin dosya da sonuçlandırıldı. Yeni gelen dosya sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15,9 oranında arttı.
Türkiye’deki konut satışlarında temmuzda yüzde 12,9, ağustosta yüzde 12,7 ve eylülde de yüzde 22,9 oranında azalma yaşanmasına rağmen konut fiyatlarındaki yüksek oranlı artışlar devam ediyor.
Konut fiyatlarında ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 8 oranında artış yaşanırken yıllık artış oranı ise yüzde 184,6'ya ulaştı. Konut fiyatlarında reel olarak yüzde 57,2 oranında artış kaydedildi.
İktidarın Türk lirası faizlerini yapay olarak enflasyondan 70 puan daha düşük bir düzeyde tutma çabaları, tasarruf sahiplerini döviz, altın ve borsa gibi enstrümanların yanı sıra konuta ‘yatırım’ yapmaya teşvik ediyor. Bu durum da konuta ‘yatırım’ için değil gerçekten ihtiyacı olan kesimlerin konut sahibi olmalarını imkansız hale getiriyor. Bu durum, kiraların da hızla yükselmesine yol açıyor.'