Okumadığı kitabı ülkeyi böler diye şikayet etti!

Malatya Cezaevi'ndeki bir hükümlü 'Beni Sen Öldür/Maraş 78' kitabını 'bu kitap ülkeyi böler' diye şikayette etti, savcılık yazar Aziz Tunç ve Nedim Şener'e soruşturma açtı.
Okumadığı kitabı ülkeyi böler diye şikayet etti!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    
Bir ay önce yayınlanan 'Beni Sen Öldür/Maraş 78' kitabının yazarı Aziz Tunç ve kitapla ilgili yazı yazan gazeteci Nedim Şener hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Soruşturma Malatya Cezaevi'nde silah kaçakçılığından yatan bir hükümlünün kitabı okumadan yaptığı şikayet nedeniyle başladı!

Bir ay önce çıkan 'Beni Sen Öldür / Maraş 78' kitabının yazarı Aziz Tunç ve kitabın arka kapak yazısını yazan gazeteci Nedim Şener hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Soruşturmanın başlatılma gerekçesi ise Malatya Cezaevi'nde silah kaçakçılığından yatan R.T.’nin kitabı okumadığı halde, “Bu kitap ülkeyi böler” diye şikâyette bulunması.

Evrensel gazetesinden Eda Yıldırım'ın haberine göre, tutuklu R.T. cumhuriyet savcılığına sunduğu şikayet dilekçesinde, Şener’in yazısının, “Belli bir zümreyi barbarlık yapmış gibi” gösterdiği ileri sürülerek, kitabı okumadığını ancak Şener'in yazdığı gibiyse toplumu kin ve nefrete sürükleyeceğini savundu. Dilekçede, “Ben henüz kitabı okumadım. Bu konuda yorum yapmayacağım ama Nedim Şener’in anlattığı gibi bir kitapsa da yalan yanlış doldurularak toplumu kin ve nefrete sürüklediği açıktır. Bu durum kamu düzenini ve güvenliğini, hukuk devletini ve kamu sağlığını bozma yönünde ihlaldir” denildi.

R.T, Şener ve Tunç hakkında davacı olmasının nedenini, “Bir milliyetçi olarak yani terör örgütleriyle aynı kareler yerleştirilen kesimin taraftarı olarak şahsım ve siyasi kimliğim adına davacıyım” diye açıkladı. R.T’nin dava dilekçesinde ayrıca Tunç için 'sözde yazar', Şener'in yazısı için 'sözde haber' ifadeleri kullanıldı.

Şener kitabı nasıl anlatmıştı?

Nedim Şener'in, hem Posta gazetesinde hem de kitabın arka kapağında yayınlanan yazısı şu şekilde:

“Bir kadın kocasına hangi durumda, “Beni onların eline bırakma, beni sen öldür” der. Ellerinde, bıçaklar, tabancalar, satırlar olan zalimlerin canına, malına, ırzına saldırmak için sokak kapısını tekmelediğini bilmek, çocuklarınla ölümü beklemek nasıl zor bir duygu. İşte, Ümmühan Doğan, Maraş katliamı sırasında tüm bunları yaşadı ve kocasına, “Onların eline bırakma, beni sen öldür” dedi. Canından öte, namusunu korumak için. O yüzden insan soyunun yaptığı en aşağılık katliamlardan biridir Maraş katliamı. Altı aylık Yılmaz Baz’ı, karnında taşıdığı sekiz aylık bebeğiyle Esma Suna’yı, 11 yaşındaki Hatice Görür’ü 90’a yakın kişiyle birlikte vahşice öldürürken göstermiştir bu yüzünü. Failleri hâlâ aramızda bu katliamın. O katiller nasıl uyuyor, neler görüyorlar rüyalarında acaba? Bir de onların katlettikleri var belleklerimizde, yalnızca rakam olarak kalan, 36 yıl sonra isimleri hafızalarımızdan silinen. Araştırmacı yazar Aziz Tunç, bu kitabıyla işte belleğimizde yalnızca rakam olarak kalan insanlarımızın isimlerini tek tek hatırlatıyor. Kitabı okuyunca göreceksiniz; yalnız isimleri hatırlatmakla kalmıyor onlara yeniden can veriyor. Ama bizi götürdüğü zaman dilimi kurbanların son anları. Bıçakla, satırla kesilen, kurşunlanan, yakılan insanların çığlıklarını, acılarını duyuyorsunuz kulaklarınızda. Maraş katliamı hakkında çok şey yazıldı. Ama bu kitap gibisi yok. 2011’de Maraş Kıyımı kitabını yazan Aziz Tunç, şimdi kurbanların hikayelerini bize getiriyor. Artık o isimler unutulmamak üzere hafızamıza ve tarihe kazınıyor. Biz bu çalışma nedeniyle Aziz Tunç’a çok şey borçluyuz. Ama Maraş katliamı hakkında ikinci kitabını yazan Aziz Tunç da bize üçüncü bir kitap borçlu… Çünkü sıra üçüncü bir kitapla bu katliamı yapanların hikayelerini yazmaya geldi. Devlet bu katliamlarla yüzleşme niyetinde değil. Ama failler yüzleşebilir. Emin olun o yüzleşmeyi de ancak kaleminden mürekkep değil, vicdan damlayan Aziz Tunç gerçekleştirebilir.”