Dilan 8 biber gazıyla vuruldu
Kamu Denetçiliği Kurumu, 1 Mayısta Dilan Alpin polisin orantısız şiddetiyle yaralandığını belirtti. Kurum, vali ve emniyeti de eleştirdi.
2020-08-11 06:40:55 Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37
Kamu Denetçilği Kurumu (KDK), Dilan Alp ile ilgili kararında çarpıcı tespitlerde bulundu. Kararda, polisin Dilana mevzuata aykırı şekilde 15 derecelik açıyla biber gazı attığı belirtilirken, Dilanın elinde molotof olduğu ve taş attığı yönünde delil bulunmadığı vurgulandı. Kararda, İstanbul Valiliğin Dilanı yaralayan polisler hakkında herhangi bir disiplin soruşturması yapılmadığına ilişkin yazısına da yer verildi.
1 Mayıs 2013 günü yapılan gösteride 17 yaşındaki Dilan Alp kafasına isabet eden biber gazı kapsülü ile yaralandı. Yapılan şikayet nedeniyle KDK olayla ilgili soruşturma başlattı. KDK, soruşturmayı tamamlayarak, İstanbul Valisi Hüseyin Mutlu ve polis teşkilatının kusurlu olduğuna hükmetti. 43 sayfalık kararda, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünün olay ve yakalama el koyma tutanağına da yer verildi. Söz konusu tutanakta, göstericilerin polislere büyük kaya parçaları attıkları iddia edilerek, Toma aracının üst kabin kısmına orada bulunan metruk binanın çatısından büyük bir kaya parçası atılmak sureti ile araçta hasar meydana gelmiştir denildi. KDKnın yaptığı soruşturma kapsamında İstanbul Valiliğine Dilanı yaralayan polisler hakkında herhangi bir soruşturma yapılıp yapılmadığı soruldu. Valilik KDKya verdiği yanıtta, Dilanın yaralanması olayıyla ilgili olarak ailesi ve avukatlarının ifade vermeye gelmedikleri, bu nedenle herhangi bir bilgi, belge ve görüntü bulunmaması nedeniyle herhangi bir görevlinin tespit edilemediğini bildirdi.
8 gaz fişeği sıkıldı
Dosyaya giren görüntülerle ilgili TRT görevlisinin hazırladığı bilirkişi raporunda, Dilanın elinde Molotof kokteyline benzer bir cisim görüldüğü ifade edildi. Bilirkişi, Dilanın yaralandığı yerde görev yapan polislerin ise 8 biber gazını yaklaşık 15 derecelik açı ile sıktığı yönünde görüş bildirdi. Kararda, Dilanın vurulduğu yerde yükselen dumandan hareketle biber gazı ile yaralandığı kanaatine varıldığı tespiti yapıldı. Dilanın 18 yaşından küçük olması nedeniyle hem biber gazının etkilerini hem de yaralamasının fiziksel ve ruhsal etkilerini yetişkin bir insana göre daha yoğun ve uzun süreli yaşayacağının altı da çizilerek, şöyle denildi: İstanbul Valiliği tarafından gönderilen bilgi ve belgelerde söz konusu şişenin molotof olduğunun ispatına yarar bir delil bulunmamaktadır. Ayrıca söz konusu CD kayıtlarında Dilanın taş atan göstericilerin yanında bulunduğu görülmekte ise de; Dilanın taş veya molotof attığına ilişkin bir kayıt da mevcut değildir. Elindeki şişenin sirke şişesi mi yoksa molotof kokteyli şişesi mi olduğu saptanamadığı ifade edilebilir.
AİHMye aykırı davranıldı
Kararda, bilirkişinin Dilanın yaralandığı noktada görev yapan polisin 8 adet biber gazını 15 derecelik açı ile atış yaptığı tespiti yaptığına işaret edilerek, Polisler tarafından göz yaşartıcı bombanın nasıl atıldığı görülemese de, etkisi dikkate alındığında, atışın direkt ve gergin bir atış (yatay ya da 45 derecelik açının daha aşağısında bir eğimle) olduğu çan şeklinde yapılan bir atış olmadığı düşünülmektedir denildi. KDK, 1 Mayıs gösterilerine müdahaleyi de eleştirdi. 1 Mayıstaki gösteriye katılan herkesin barışçıl olmayan bir gösteri içinde olduğu söylenemeyeceğinin altı çizilen karada, Dilanın eylemi her ne olursa olsun bu derece ağır bir yaralama sonucunu doğuran müdahalenin uygun bir karşılık olamayacağı, sonuç olarak yaralama sonucunu doğuran polis müdahalesinin hem ulusal mevzuatımız hem de uluslararası mevzuat uyarınca hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır görüşü dile getirildi.
AHİMnin insanların barışçıl olmayan gösterilere de katılma hakkının bulunduğu yönünde kararlara imza attığının altı çizilen kararda şöyle denildi: Dilanın barışçıl olmayan gösterici olduğu, polise taş veya molotof attığı, kamu malına zarar verdiği, polise direndiği hususları mevcut bilgi ve belgelerle tespit edilememekle birlikte, barışçıl toplantı, gösteri yapmayan, kolluğa saldıran grupların içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Ancak buna rağmen, toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılan Dilanın bu hakkı kullanmasının sağlanması devletin yükümlülüğünde iken barışçıl olmayan göstericileri dağıtmak üzere bireyler arasında herhangi bir ayrım (barışçıl veya değil) yapılmaksızın gerçekleştirilen orantısız müdahale sonucu kötü muameleye maruz kalan Dilanın AİHSnin 11. maddesi uyarınca toplanma özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna varılmaktadır. Dilanın yaralanması çocuk hakları bağlamında da ele alınarak, Polisin hukuka aykırı müdahaleleri neticesinde Dilanın yaralanması ile Çocuk Hakları Sözleşmesi ihlal edilmiştir. Ayrıca, barışçıl olmayan göstericileri dağıtmak adına yapılan müdahalede topluluk içerisindeki çocukların gözetilmesi azami oranda beklenirdi ifadesine yer verildi.
Valiye sert eleştiri
Kararda, İstanbul Valisi Mutlunun, Dilanın marjinal grup üyesi olduğu yönündeki açıklamaları da eleştirildi. Bu konuda şu yorum yapıldı: Hakkında böylesi bir açıklama yapılan kişinin hayatın olağan akışı içerisinde onurunun kırılacağı, toplum içerisindeki itibarının zedeleneceği, üzüleceği, belki toplum tarafından dışlanacağı kaçınılmazdır. Dilanın 18 yaşından küçük ve sabıkasız olduğu hususları dikkate alındığında; İstanbul Valisi Mutlunun basın açıklamasının kişinin şeref ve itibarını zedeler nitelikte olduğu değerlendirilmiştir. Bu ulusal ve uluslararası mevzuat uyarınca hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. 1 Mayıs gününde barışçıl toplanma özgürlüğünü kullanmak isteyen kişilerin ve çocukların ayırdedilmeksizin biber gazına maruz kaldığı izlenen görüntü kayıtlarından anlaşılmaktadır.
Bakanlığın gaz talimatı
Dava dosyasına İçişleri Bakanlığının Şubat -2008 tarihli göz yaşartıcı gaz silahları ve mühimmatları kullanım talimatı da girdi. Bu talimata göre, biber gazının nasıl kullanılması gerektiği bütün detayları anlatıldı. Talimatın satır başları özetle şöyle:
Gazı kullanmadan önce, gaz kullanılacak diye topluluğu ikaz edin.
Göz yaşartıcı gaz fişekleri doğrudan insan vücudunu hedef alacak şekilde atılmaz.
Gaz spreylerinin polise yapılan direnişle orantılı olarak en az 1 metre mesafeden sıkılmasına özen
gösterilir.
Göz yaşartıcı maddeler direniş ve saldırısına son vermiş kişilere karşı asla kullanılmaz.
Gazdan etkilenen şahısların kaçış yolları açık tutulmalıdır.
Göz Yaşartıcı Gazla Müdahale Kademeleri Topluluk ile polis arasındaki mesafeye göre tercih edilmesi gereken göz yaşartıcı gaz mühimmatlarına ilişkin esaslar aşağıda belirtilmiştir.
a) 1. Kademe: Yakın mesafe (115 metre) Gaz Spreyi ve Model 5 Gaz Tüpü ile yapılan müdahale şeklidir. Gazın fiziksel ve psikolojik etkisi vasıtasıyla minimum 15 metre etki altına alabilir.
b) 2. Kademe: Orta mesafe (1530 metre) Dağılmamakta ısrar eden ve saldırgan özelliğini koruyan gruplara karşı kullanılır. Meteorolojik şartlara göre değişmekle birlikte bir adet gaz el bombası 50 m2 alanı etkisi altına alabilir.
c) 3. Kademe: Uzak mesafe (30150 metre) Gaz Tüfeği ile yapılan müdahale şeklidir. Grubu dağılım güzergâhlarına yönlendirmek amacıyla kullanılır. Kullanıcının vücuduna 45 derece açı ile atış yapılır.
Cumhuriyet