AK Parti'den LGBT çıkışı!

AK Parti kurucularından Fatma Bostan Ünsal, Taraf’tan Tuğba Tekerek ile demokratikleşme pakedi, kadınlar, kamuoyu ve böşörtüsü, dekolte gibi konularda söyleşti.
AK Parti'den LGBT çıkışı!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    
İşte o röportajın ’az değinilmiş’ konularından satırbaşları...

* Paketten nefret suçları düzenlemesi de çıktı, ama medyadaki haberlere göre düzenlemede LGBT’ler (lezbiyen gay biseksüel trans) nefret mağduru sayılmayacak. Böyle birşey olabilir mi?

Bütün insan hakları onlar için de geçerli;yaşam hakkı, mülkiyet hakkı... Yaşadıkları yerden çıkartılıyorlar, ne hakla! Nefret suçu düzenlemesi onları da korumalı. Nefret suçunun en çok yöneldiği gruplar onlar. Yaşam tarzından dolayı mağdur olanlardan çok daha fazla mağdur oluyorlar. Başörtülüye yönelik bir yaralama, öldürme yok. Ama bu düzenleme, Avrupa Birliği’ne uyum kapsamında çıkartılıyor. AB bu konuda hassas, bence LGBT’ler de bu düzenlemenin içinde olur. Bakın Malezya anayasasında İslam olan bir ülke, İslam Üniversitesi’ne Müslüman kadınlar başörtüyle gitmek zorunda. Koca bir cami var ortasında. Orada onlar için üçüncü bir saf var. Gerçeğe gözünüzü kapatamazsınız. Ahmet Necdet Sezer “Başörtülü öğrenci yok.” demişti. Ama var. Bu da öyle.


* Yani LGBT’ye camide yer açalım...

Normal cemaate iştirak etmeleri lazım. Orada rahat olamıyorlarsa, yapabilecekleri şey ayrı safsa ona da göz yummalıyız. Dışladığınız zaman sizden yardım da alamıyorlar. Sonra karşılıklı birbirini itme oluyor. Bu, sadece LGBT için değil, bizler için de imtihan. O kapıları kapatmak Allah’ın gücüne gider. O da bu arada düşünür taşınır. Eşcinselliği kendin için, çevren için çocuğun için uygun bulmazsın o ayrı. Ama iletişim kanallarının açık olması lazım. Beraber çalışacağız, yemek yiyeceğiz. İstiyorsa beraber namaz kılacağız. Söylenir, “Peygamber mescidinde yeri vardır” diye...

BOŞANMAYI TEŞVİK EDER KORKUSU...

* AK Partili belediyeler sığınmaevi açmak konusunda pek hevesli gibi? Neden sizce?

Bu kadına şiddet konuları ilk konuşulduğunda, “Mesela komşusu polise ihbar etsin mi” sorusu çıktığında Refah Partili bir arkadaş “aile mahremiyetine karışmak” demişti. Bu mahremiyet olur mu fiziksel bütünlüğe müdahale! Kadına yönelik şiddetin dine de karşı bir şey olduğu maalesef bizim camiada çok yerleşmiş bir şey değil. Kadına yönelik şiddetle ilgili yasal düzenleme ilk çıktığında da aklından hiç şiddet uygulamak bile geçmemiş insanlar bile “artık uygulayamayacak mıyız” demişti.

İnsanlara, kimseye zarar vermemek gerektiğinin de namaz gibi öğretilmesi gerekiyor ama şiddet konusunda bir direnç var. Sığınmaevi konusunda insanlar bunu hep “Boşanmayı teşvik eder” diye görüyor. İslam’da boşanmak, istenmeyen bir şey ama olmayacak bir şey de değil. Oysa ki sığınmaevine giden kadına verilen destekle sağlıklı aileler kurulabilir.