Gizli bir el halkı karşı karşıya getirmeye çalışıyor
Hrant Dink cinayeti şüphelisi Ercan Demir'in, son günlerde sokak çatışmalarının yaşandığı Cizre'ye Emniyet Müdürü olarak atanması halkta kaygı yaratmış.
2020-08-11 06:40:55 Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37
Sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri ise çatışmaların 'gizli bir el' tarafından provoke edildiğini öne sürüyor.
Radikal'den İdris Emen'in haberine göre;
Bir süredir sokak çatışmalarının yaşandığı Cizrede halkın tedirginliği devam ediyor. En küçük bir provokasyonda olayların tekrar tırmanacağını belirten Cizre halkının dilinde çözüm süreci ve sokak çatışmaları kadar popüler olan bir başka konu var. O da Hrant Dink cinayeti şüphelisi Ercan Demirin Cizreye Emniyet Müdürü olarak atanması. Cizre Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi, atamayı, Defalarca söyledik, Cizre ve bölgenin tamamında eski zihniyetin terk edilmesi lazım. Cizre, başarısız olan ve işini yapamayan memurun sürgün yeri olmamalı. Başarılı olan, kimseyle bir sorunu, bir derdi olmayan; özellikle Kürtlerle, Türklerle ve barış süreciyle hesabı olmayan şahsiyetlerin Cizrede görevlendirilmesi gerekir. Ancak maalesef en son 4 kişinin yaşamını kaybettiği olayların ardından Cizre Emniyet Müdürü değiştirildi. Hakkında Hrant Dink davasıyla ilgili iddialar olan bir emniyet müdürü atandı sözleriyle değerlendiriyor.
Cizrede bir Hizbullah- PKK çatışması olmadığını söyleyen İnsan Hakları Derneği Cizre Temsilcisi Abdulkerim Pusat ise, Provokatif eylemlerle Cizrede bir Hizbullah-PKK çatışması yaratılmaya çalışıyor. Bunu hepimiz görüyoruz diyor.
POLİS POMPALI TÜFEK KULLANIYOR
İHD Cizre temsilcisi Pusat, Hizbullah-PKK çatışmasının suni olarak yaratılmaya çalışıldığına dair iddialarını şu gözlemlerle aktarıyor: 90lı yıllarda Cizrede lise öğrencisiydim. O zamanlar insanlar sokağa çıkamıyordu. Her gün birileri vuruyordu. İnsanlarda müthiş bir korku vardı. Aradan 24 yıl geçti ama son birkaç gündür 90lara döndük. 6 Ocakta Ümit Kurt öldükten sonra görgü tanıklarıyla konuştuk. Ümitin elinde bir silah yok ve çocuk sokak ortasında polis tarafından taranmış. 6-7 Ekim olaylarında Cizrede kimse öldürülmedi. 6-7 Ekimden sonra yeni bir konsept yaratılmaya çalışıldı. 6-7 Ekim olaylarından sonra polisler pompalı tüfekle geziyor. Polis pompalı tüfekle eylemcilere ateş açıyor. Ayrıca burada zırhlı araçların tümü plakasız. Bunlar halkı tedirgin ediyor.
HİZBULLAH-PKK ÇATIŞMASI YARATILMAYA ÇALIŞIYOR
Ortada bir Hizbullah-PKK çatışması yok. Ancak medya ve hükümet böyle bir imaj yaratmaya çalışıyor. En son yaptığımız araştırmaya göre 27 Aralıkta Hüda-Parlıların bulunduğu mahallede bir zırhlı araç Hüda-Parlıların bulunduğu sokaktan YDG-H üyelerinin üzerine ateş açıyor. YDG-H üyeleri de ateşe karşılık verince zırhlı araçlar sokaklardan çekiliyor. Ardından Hüda-Parlılar çatışmaya dahil oluyor. Olayı başlatanlar PKK veya Hüda-Par değil, gizli bir eldir. Bir PKK-Hüda-Par çatışması yaratılmaya çalışılıyor.
CİZRE SÜRGÜN YERİ OLMAMALI
Hrant Dink cinayeti davasının şüphelisi olan ve cinayetin yaşandığı dönemde Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü Amiri olan Ercan Demirin Cizreye Emniyet Müdürü olarak atanmasının halkı tedirgin ettiğini belirten Cizre Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi ise sözlerine şunları aktarıyor:
Defalarca söyledik, Cizre ve bölgenin tamamında eski zihniyetin terk edilmesi lazım. Cizre başarısız olan ve işini yapamayan memurun sürgün yeri olmamalı. Başarılı olan, kimseyle bir sorunu bir derdi olmayan; özellikle Kürtlerle, Türklerle ve barış süreciyle hesabı olmayan şahsiyetlerin Cizrede görevlendirilmesi gerekir. Ancak maalesef son 4 kişinin yaşamını kaybettiği olaylardan sonra Cizre Emniyet Müdürü değiştirildi. Hakkında Hrant Dink davasında iddiaolan bir emniyet müdürü atandı. Biz peşinen kimseyi suçlamıyoruz. Ama buraya gelen yetkililerin hiçbir töhmet altında kalmamış ve başarılı olmuş insanlar olmasını istiyoruz. Şu an Cizrede bulunan gençler rahmetli Şerafettin Elçinin de söylediği gibi fırtına çocuklarıdır. Bu çocuklar savaş döneminde doğup büyümüş ve olağan dönemler göremeyen ve kötü koşullarda büyümüş gençlerdir. Sosyo-ekonomik önlemler alınmadan Kürt sorunu çözülse bile bu sebeplerden dolayı bu bölgede bazı sorunlar yaşanacaktır.
BAŞSAVCININ TALİMATI YOK
Şehirde plakasız gezen zırhlı araçlarla ilgili kaygılarımızı dün savcılığa ilettik. 90lı yıllarda insanları kaçırıp infaz eden beyaz Toros marka araçlar bile plakasız gezmiyordu. Cizrede çağdaş hukuk düzeninde kabul edilmeyecek düzenlemeler var. Yani zırhlı araçların plakasız gezmesi, Ümit Kurt olayı yaşanmadan önce elektriklerin kesilmesi ve olay bittikten sonra elektriklerin gelmesi düşündürücü noktalar. Bunların aydınlatılması için adli ve idari olarak ciddi bir soruşturmalar yapılması lazım. 6 Ocakta çatışmaların yaşandığı olayla ilgili başsavcıyla görüştüm. Başsavcı adli olarak bir talimat verilmediğini söyledi. Ankara ya bakıyoruz. Müzakerelerin olumlu geçtiğine dair her iki tarafın beyanları var. Ancak Ankaradaki çalışmalar maalesef bu bölgeye yansımıyor. Yani Ankarada süreç beyaz, bölgede siyah yürüyor.
CİZRE ÜZERİNDEN OYUNLAR OYNANIYOR
Cizrede halkın sağduyulu davranmaya çalıştığını belirten Cizre Belediye Başkanı Leyla İmret ise yaşananları şöyle değerlendiriyor: 27-28 Aralıkta yaşanan çatışmalardan sonra 4 kişi hayatını kaybetti. Yeni çatışmaların yaşanmaması için taziye çadırları bile kurulmadı. Ölenlerin babaları, bizim yüzümüzden kimse ölmesin diyordu. Cizrede hayat normalleşmeye gidiyorken 6 Ocakta 14 yaşında bir çocuk öldürüldü. Bu yaşananlar Cizre üzerinde bir oyun oynandığını gösteriyor. 90lı yıllarda Cizreden ayrıldım. Geri döndüğümde değişen bir şey görmedim. 90lı yıllarda da zırhlı araçlar plakasız geziyordu. O zamanlarda insanlar sokak ortasında vuruyordu.
(Radikal-İdris Emen)