Guardian; Soma faciası Erdoğanı devirebilir!
The Guardian, Başbakan Tayyip Erdoğanın Soma faciasında halkla empati sınavını geçemediğini ve Soma faciasının AKP hükümetini devirebileceğini yazdı.
2020-08-11 06:40:55 Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37
Başyazının tam metni şöyle:
Facialar, hazırlıklı olma, yasal düzenlemelere bağlı kalma ve empati kurma konusunda adil bir biçimde ele alınmaz ve insanların en acı dolu anlarında bile tatmin edici bulacağı bir şekilde yanıtlanmazsa hükümetleri sarsabilir ve bazen de devirebilir. New Orleans ve Fukuşima bunların tam da nasıl yapılmaması gerektiğine dair örnekler sundu; ve şimdi de, Türkiyede yaşanan Soma trajedisi aynı kategoride yer alacak gibi görünüyor. Ölen madencilerin hayatlarını ihmal veya yetersiz güvenlik önlemleri nedeniyle kaybettiğine dair bir kanıt yok. Ne de yasal düzenlemelerin özelleştirme sonrası gevşetildiği yönünde bir kanıt var. Bununla birlikte, Başbakan Tayyip Erdoğanın hükümeti bu ithamlardan suçlu bulunsa da bulunmasa da, empati sınavında şimdiden kaldı. Bu tür korkunç durumlarda, liderlerin sadece olay yerinde fiziksel olarak boy göstermesi değil, aynı zamanda doğru kelimeleri, gerçekten hissederek söylemesi gerekir.
İçgüdüsel kavrayışını kaybetti
Erdoğan bir zamanlar, Türklerin ne duymak istediğine dair içgüdüsel bir kavrayışa sahipti. Fakat sağ kurtulanlara ve yas tutan akrabalara maden kazalarına dair tarih dersi vererek ve bu tür kazaların Britanyayla ABD dahil her yerde, en iyi teknolojiye rağmen meydan geldiğini vurgulayarak bu kavrayışı kaybettiğini gösterdi. Bir başka deyişle, Türkiye Başbakanı bu trajediyi önemsediğini göstermek yerine, kendisine karşı hırçın bir biçimde karşı koyması gereken bir durum varmış gibi ele aldı.
Asabiyeti siyasi faktör haline geldi
Bu, tam da yanlış üsluptu. Bir yardımcısının bir protestocuyu tekmelerken görüntülenmesi ve Erdoğanın bizzat kendisinin de bir başka adamı tokatlamış veya itmiş olabileceği iddiası işleri daha da kötü hale getirdi. Bu gerçek olsun veya olmasın, tartışma götürmeyen bir mesele var ki, o da Başbakanın giderek kontrol edilemez hale gelen asabiyetinin Türkiye siyasetinde önemli bir faktör haline gelmiş olması. Erdoğan sadece birkaç gün önce de, siyasi bir törende Türkiye Barolar Birliği Başkanının konuşmasını kesmiş, onu Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün de dahil olduğu dehşet içindeki bir seyirci kitlesinin ortasında fırçalamıştı. Erdoğan gazetecilere telefon edip onlara bağırıyor. Birçok gazetecinin sonu hapis oldu. Twitter ve YouTubea ateş püskürüyor; kendisine sempati besleyen muhalifler bile hapse attırıyor.
Sunduğu sentez bir serapmış
Bu daimi asabiyetin altında, Erdoğanın yakın zamandaki yerel seçim zaferine rağmen sınıfsal ve toplumsal bölünmeleri aşan bir kitleye hitap etme yeteneğini kaybettiğini, demokratik bir siyasetçi olarak itibarını zedelediğini ve Türkiye toplumunun birçok kesimiyle ilişkilerini yanlış yönettiğini idrak etmesi yatıyor. Bir zamanlar bölge için bir model olarak gösterilen bir adam, bir parti ve bir ülke için acı verici ve beklenmedik bir durum bu. Erdoğan başbakan veya cumhurbaşkanı olarak daha uzun yıllar iktidarda kalabilir. Fakat bir zamanlar sunduğu düşünülen dikkat çekici muhafazakar-ilerlemeci sentezi, şu an bir serap gibi görünüyor.