Mehveş Evin'in Charlie Hebdo yazısı yayınlanmadı!
Milliyet Gazetesi, yazarı Mehveş Evinin Charlie Hebdo ile ilgili son yazısını kağıt baskıda yayımlamadı, sadece internette yer verdi ancak o da kaldırıldı.
2020-08-11 06:40:55 Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37
Evin'in kişisel blogunda yayınladığı 'Sorun ne Charlie ile başlıyor, ne de bitiyor' başlıklı yazının bir bölümü şöyle:
...
Ragıp Duran, Fırlama, gıcık, sevimli bir muhalif: Charlie yazısında, Charles de Gaulle gibi dokunulmaz bir Fransız sembolüne muhalefet etmek için bizzat Charlie isminin seçilmesinin hikayesini anlatıyor
Charlieyi tartışırken Suudi Arabistana bakalım: Blogger Raif Badawiye hapis, para cezası üstüne de haftada 50 kırbaç cezası verildi.
Duranın yazısından alıntılayalım: Mizah, hele iyisi, zümrüd-ü ankadır. Her toprakta yetişmez, her gökte kanat çırpmaz. Emek ister, tarih ister, zeka ister, kültür ister. (
) Hazır Olda mizah olmaz. Hazır Olla mizah olur. Tabuda da gülmek yasak ya?
Charlie Hebdo, dindar Müslümanların büyük çoğunluğuna göre peygambere hakaret eden dergi olmaktan ibaret. Hatta bazılarına göre katliam sonrası son sayısında Hz. Muhammedi resmederek bir kez daha kutsalla alay ediyor.
Dindarların kutsallarına dokundurmama çabasını anlıyorum; muhafazakarlık böyle bir şey. Ancak bu çaba ve tepkisellik, kırılganlık ve otoriterliğin tezahürü olarak da yorumlanabilir. Zira mesele, ne Charlieyle başlıyor, ne de Charlie ile bitiyor. İnanç uğruna sadece düşünürler değil başka din ve mezheplere mensup insanlar kitleler halinde öldürülürken İslam dünyası Orta Çağdan kalma cezaları uyguluyor. Son örneği, Suudi Arabistan.
Raif Badawi adlı bir blogger, yönetimi eleştiren liberal bir web sitesi kurup Facebookta dine hakaret ettiği gerekçeleriyle 10 yıl hapis, 226 bin dolar para cezası ve her hafta 50şeri infaz edilmek üzere, toplam 1000 kırbaç cezasına çarptırıldı!
Elbette bu kırbaçlar, halka gözdağı olsun diye meydanda, Allahu Ekber nidalarıyla şaklatılıyor. Peki bunu yapacağız?
İSLAM'DA REFORM MÜMKÜN MÜ?
Şeriatla yönetilen ülkelerde buna benzer örnekleri çok görüyoruz. Charlie Hebdo saldırısını düzenleyenleri Gerçek İslam bu değil diye kınarken Gerçek İslam adına İslami yönetimlerin yaptıkları ortada. Bu yüzden inandırıcılıktan büyük bir hızla uzaklaşılıyor ve evet, İslam korkuya neden oluyor.
Türkiyede sayısı az da olsa bazı aydın müminler (İskender Pala, İlahiyat profesörü İlhami Güler), İslamın yeniden yorumlanması, Müslümanların şiddetle arasında mesafe koyması gerektiğini açıkça söylüyor.
Dindar Müslümanların beklediği saygınlığı, anlayışı dünyadan görebilmesinin tek yolu özeleştiri, reform ve 13. Yüzyılda sonlanan İslami bilim kültürünün 21. Yüzyıla taşınması.