Madde üzerinde konuşan Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyesi İhsan Baştürk, Yargı erki tarafından uygulanmasında önemli tartışmalar çıkabileceğini tahmin etmek hiç de güç değildir. ‘Kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yayılması’ unsurunun belirlenmesi de ayrı bir güçlük olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.
Ak Parti ve MHP’nin 26 Mayıs’ta TBMM Başkanlığı’na sunduğu, basın kartı verilmesi ve iptaline ilişkin düzenlemelerin yanı sıra ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçunun yaratıldığı 40 maddelik Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 29. maddesi kabul edildi. MHP’li Feti Yıldız, İhsan Baştürk için Suç felsefesi yaptı” derken AKP'li Ahmet Özdemir, Afaki içi boş değerlendirme” dedi. CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, söz verilmediği için komisyonu terk etti.
‘Dezenformasyonla mücadele' iddiasıyla hazırlanan teklifin en çok tartışılan halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla kamu barışını bozma” gibi gerekçelerle ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ şeklinde yeni bir suç tanımlaması yapılan 29. madde üzerindeki görüşmeler başlayınca komisyon üyesi dışındaki milletvekilleri de komisyona katıldı. Muhalefet milletvekilleri, maddenin teklif metninden çıkarılması için konuşmalar yaptı.
Milletvekillerini konuşmasının ardından Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyesi İhsan Baştürk söz aldı. Baştürk, hangi fiilin suç olarak tanımlandığının açık ve net, hiçbir tereddüde imkân bırakmayacak şekilde belirlenmesinin hukuki önemine vurgu yaptı. Baştürk, bu suçun yüzde 99 basın yoluyla işlenebileceğini ve bu suçun basın yoluyla yapılmasının ağırlaştırıcı neden sayılmasının kanun yapma tekniği açısından sıkıntı yaratacağını belirterek şöyle devam etti:
Gerek Türk Ceza Kanunu’na gerek özel ceza kanunlarımıza baktığımızda; Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ve iptale gerekçe olarak en sık başvurulan ilkelerden birisi belirlilik ilkesidir. ‘Ülkenin iç ve dış güvenliği’ kavramı, ‘kamu barışını bozma’ kavramı... Bunların içeriğinin belirlenmesinin yargı erki tarafından uygulanmasında önemli tartışmalar çıkabileceğini tahmin etmek hiç de güç değildir. ‘Ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı’ ile ilgili bilginin ne olduğunun belirlenmesi oldukça güçlük arz edecektir. Akabinde bu bilginin ne olduğu belirlense bile ‘kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yayılması’ unsurunun belirlenmesi de ayrı bir güçlük olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer taraftan teklif metninde yer alan ‘alenen yayma’ ifadesinin ne olduğunun belirlenmesi, uygulamada güçlük doğurabilecek nitelikte gözüküyor.”
Yargıtay temsilcisinin konuşmasının ardından teklif sahipleri MHP’li Feti Yıldız ile AKP’li Ahmet Özdemir söz aldı. Feti Yıldız, İhsan Baştürk için Suç felsefesi yaptı” ifadesini kullandı. Ahmet Özdemir, Boş hikaye anlattın. Dört tane ana unsur var. Bir tanesi bile eksik olsa bu suç işlenemez. Afaki içi boş değerlendirme. Bu değerlendirmeyi kabul etmiyorum” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, teklif sahiplerinin sarf ettiği sözlere tepki gösterdi. Bu sırada Adalet Komisyonu Başkanı Abdullah Güler, Tuncay Özkan’a söz vermediğini söyledi. Özkan, Özgürlük ortamını konuşuyoruz. Yap sen tek başına. Katılmıyorum hiçbirine. Yargıtay’da uygulamayı yapacak olanı sustur, gazeteciyi sustur. Buyur sen konuş” dedi. Özkan, Adalet Komisyonu’na terk etti.
AKP’nin sunduğu önergeyle maddedeki suçta ve cezada değişikliğe gidilmeden cezayı artıran ibarede rötuş yapıldı. Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır” ibaresi Failin, suçu gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır” olarak değiştirildi.
Görüşmelerde konuşan milletvekilleri ve tepkileri ise şu şekilde oldu:
CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre:
Temel hak ve özgürlüklerin korunmasıyla kamu düzeninin korunması arasında denge aranır. Aynı oranda hak ve özgürlüklerin korunmasının önünün açık olması gerekir. ‘Türkiye’de yargı ideal düzende ve AKP iktidarı döneminde bu hale geldi’ iddiasında değilim ama yargının siyasallaşması hep tartışma konusuydu. Son dönemde yargının araçsallaştığı döneme geldik. Bu gazeteciler ya da vatandaş arasında iktidarı destekleyen ya da desteklemeyen olarak baktığımızda, hukukun eşit uygulanmadığı ortadadır. Bu maddede ‘bir düzenleme olur mu bakacağız’ gibi açıklamaların da bir yere oturmadığını görüyorum. Ben, değişiklik yapıldığına pek şahit olmadım. Sansür işin tek kısmı değil. Otosansür de başka bir noktası haline gelecek. Paylaşım yapmaktan çekineceği ortam olacak.”
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel:
29. madde bu teklifin can damarı. 29. madde olmasa belki bu teklif olmaz. Artık Fahrettin Altun’un gazeteci saydıklarından geri kalanların mesleklerini yapabilecekleri imkân bırakmamaktadır. Dezenformasyona uğramak feci bir şey. Halkı yanıltıcı bilgiyi yayma suçu... Recep Tayyip Erdoğan, şimdi ‘Cami yaktılar’ demeye başladı. Üstü çıplak deri eldivenli bilmem neler. Hem de infiale sürüklemek... Sayın Erdoğan'a da -yüzde 50’de artıracaksınız- kaynağını açıklamayacak. Rahmetli anneannemin dediği, ‘ayarını bozduğun kantar gelir seni tartar’… Bu kanundan gazeteciler yargılanacak mı, yargılanmayacak mı? Sayın Fethi Yıldız, ‘Yargılanmayacak’ diyor. Siz, gazetecilere ‘Bundan size bir şey olmaz’ diyormuşsunuz. Bu husustan bal gibi gazeteci yargılanacak. Siz, ‘Türkiye’de haber yaptığı için yargılanan yok, o kişi halkı yanıltıcı bilgiyi yaydığı için yargılanıyor’ diyeceksiniz. Ya ajan ya terörist. Ne görürseniz. Karşı taraftaki herkesi bir şeyle itham ediyorsunuz. Siz vatansever, karşı vatan haini. Dezenformasyon kanunu lazım, ‘illallah’ dedik. Siz bir ise biz beş rahatsız oluyoruz. Ama bunu gazetecilik mesleğini etkilemeyecek, gençleri sansürlemeyecek, özgür basını zora sokmayacak şekilde düzenlemek lazım. Dedik ki basın meslek örgütleriyle yuvarlak masa yaparız, biz de katkı sağlarız, sonra yasayı geçiririz... Fahrettin Altun, pergole yaptırmış. Yapıldığı doğru. Gazeteciler çatır çatır yargılanıyor. Pergole yapan değil haberini yapan ceza alıyor… Bakandan ayar yiyen, Fahrettin Altun’dan ayar yiyen Meclis. Bu kabul edilebilir değil. Ne askeri vesayet ne bakanların vesayeti. Reddetmek lazım. Bu lafı bana bırakmanız bana yakışmaz. Fahrettin Altun’a biri haddini bildirse sınırlarını bilmeyecek mi? Bu özgüvensiz yasama biçimini doğru bulmuyoruz. Muğlak ifadelere sığınmayın. Muğlak ifadeler, yargı vesayeti getirir. ‘Nasıl olsa devir bizim devrimiz’ diye yapılmış yasalardan fayda görmeyeceksiniz. Yarın iktidar değiştiğinde ‘biz de bu taraftan olalım.’ Vallahi bizim taraf dolu. ‘Gazetecilikten değil dezenformasyondan attık içeriye, bir birey olarak’ diyeceğinize de görüyoruz.”