Selvi, yazısında, "Komplo teorilerine değil, dövizdeki artışa, faiz oranlarına, etiketlere, fiyat artışına ve hayat pahalılığına inanırım. Dövizdeki tırmanışın, fiyatlardaki ani artışın, vatandaşın geçim sıkıntısının en büyük komplo teorisinden daha önemli sonuçlar doğurduğunu düşünürüm" dedi.
Selvi, şöyle devam etti:
"Bu yazacaklarım bir komplo teorisi değil. Zaten olsaydı yazmazdım. Ama cuma gününden itibaren örgütlü bazı kesimler tarafından bir sistemle dezenformasyon yapılıyor. Amaç, yaşanan ekonomik sarsıntıyı bir panik havasına dönüştürmek. Ekonominin yüzde 50’si güven iklimidir, denilir. Bunların hedefi de bu güven iklimini sarsmak. Cuma gününden itibaren organize bazı kesimler tarafından bir kirli propaganda yapılıyor. Biri vatandaşların bankalardaki döviz mevduatlarını çekecekleri yönünde, diğeri ise iktidarın döviz hesaplarına denetim getireceği şeklinde. Belli ki hedef, bulanık suda balık avlamak. Ekonomimizi döviz üzerinden vurmak. Bunun için de halkımızı paniğe sevk etmek. Bunu Trump’ın ekonomimizi hedef aldığı, doların 8.2’ye çıktığı zaman da yapmışlardı. Ben bunun iktidarı yıpratma amacıyla yapıldığını düşünmüyorum. Bu bir psikolojik savaş."