Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş Altılı Masa’da yaşanan krizi değerlendirdi.
TV 100 kanalında Ece Üner’in sunduğu ana haber bültenine konuk olan BTP liderine sorulan ilk soru, “Masadaki kırılmalardan biri sizin isminizin gündeme getirildiği ve kabul görmediği noktada olmuş olabilir mi?” sorusu oldu.
“Masada çok kırılma noktaları mutlaka oldu” diyen BTP lideri, “Altılı Masa esasında Türkiye'nin mozaiğini yansıtma noktasında yetersiz kalmıştır. Bu çok açık bir şekilde ortadaydı” dedi ve şöyle devam etti: “Biz ‘Masaya girmek istiyoruz’ dedik. Bize arka kapılardan masanın kapıları kapatılıyor ama bu hiçbir zaman kamuoyu önünde bize söylenmiyor. Biz de, ‘Bunu kamuoyuyla paylaşalım o zaman çünkü bize Altılı Masa’ya katılmamız yönünde sürekli talep var, milletimiz bunu bize tavsiye ediyor’ dediğimizde bunlar kapalı kapılar arkasında konuşulan şeyler olarak kalmıştır. Dolayısıyla biz çağrımızı aslında şunu ifade etmek için yaptık; biz Altılı Masa’ya girmek istiyoruz ve bu masa bunu kabul etmediği takdirde millete, milletin bana ilettiği duruma cevabı vermiş olacak şeklinde bir çağrıydı bu. Meral Akşener çağrımızın ardından genel merkezimizde bizi ziyaret ettiğinde kendisine, ‘Buradan bize ilişkin ret oyu çıkacak, bunu zaten sen de biliyorsun” demiştim. Bu benim beklediğim bir şeydi, beklemediğimiz bir şey olmadı. Bunun yanında ben Meral hanıma o günlerde, ‘Muhtemelen siz de o masada kalmayacaksınız. O masanın yürümesi biraz zor görünüyor’ şeklinde yine söylemiştim. O dönem masanın dağılması gibi bir şey zaten söz konusu değildi ama hepimizin öngörüsü masanın bu pozisyonuyla devamının zor olacağı hususundaydı.”
“İYİ Parti masadan kalkmadı, masadan itildi”
Anketlerde Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu isimlerinin çıktığını, özellikle gençlerin bu iki isimden birini istediğini iddia eden BTP lideri Meral Akşener’in de bu yüzden bu iki ismi aday olarak masaya getirdik şeklinde açıklama yaptığını öne sürdü. Hüseyin Baş, “Şimdi bu aslında doğal bir istek. Vatandaşlar da, gençler de hem Ekrem İmamoğlu isminde, hem Mansur Yavaş isminde mutabakata varmış gibi görünüyordu, en azından görüntü bu noktada. Bunu bir anketle gerçekliğe oturtup masanın gündemine getirebiliriz deniyor ve bunun karşılığında ret cevabı alınıyor. Türkiye'de siyasette 24 saat, rahmetli Demirel'in dediği gibi, uzun bir süre ama eğer şu anki algıladığımız halde masa dağılmış gibi bir pozisyon varsa sanki İYİ Parti masadan kalktı değil de İYİ Parti masadan itildi gibi bir algı oluştu bende. Çünkü eğer siz defalarca, ‘Biz ortak aday çıkaracağız, bütün genel başkanların kabul ettiği bir isim aday olacak deyip ondan sonra, ‘Siz kabul etmiyorsanız da ben aday olacağım’ derseniz orada bir kaos çıkar zaten. Sayın Ahmet Davutoğlu, hatırlarsanız, ‘Cumhurbaşkanı herhangi birimizin istediğini yapmazsa masadan kalkarız, masayı deviririz’ şeklinde açıklamalar yapmıştı. Bugünkü pozisyonda iş oraya gitmiş oldu” dedi.
“İktidar boşuna sevinmesin, gençlerin seçeneği arttı”
Yaşanan bu olayın gençlerin tercihini değiştirmeyeceğini söyleyen Hüseyin Baş, “Gençler kime oy vermeyeceği noktasında zaten çok kararlı! Yani buradan hükümet tarafı hiç umutlu olmasın, bu iş yine hükümetin aleyhine yazar. Bu iş iktidara hiçbir şey kazandırmaz. Bu, muhalefet içinde oy değişimlerinin belli bloklar halinde farklı yerlere gitmesine sebep olabilir. Bu başka bir konu, iktidar kanadına gitmesi bambaşka bir konu. Nitekim gençler hiçbir şekilde bu pozisyonda dahi iktidarı desteklemeyecektir. Bundan sonra Beşli Masa veya Millet İttifakı adı artık her ne olacaksa… Bir cumhurbaşkanı adayı belirlenecek ve bu muhtemeldir ki Kemal Bey olacak. Bu noktada diğer ittifaklar da adaylar çıkarabilir. İYİ Parti bir oluşum oluşturup bir aday çıkarabilir. Böyle ihtimaller söz konusu. Gençlerin seçenekleri artar, dolayısıyla buradan iktidara yarayacak bir sonuç çıkmaz bilakis gençlerimizin seçenekleri artmıştır” dedi.
“Sarılacağımız adres Atatürk’tür”
Twitter hesabından Atatürk’ün, “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır” sözünü paylaşması ve daha sonra da Akşener’in masayı eleştirdiği açıklamasında millet vurgusu yapması da BTP liderine soruldu.
Akşener ile görüşmediğini ifade eden Baş, “Aklın yolu bir diyelim. Ülkece, öyle bir pozisyona geldik burada bizim sarılacağımız adres; sözleriyle, fiilleriyle, hareketleriyle her zaman olduğu gibi yine Atatürk. O bize ışık saçacak, bizim önümüzü aydınlatacak. Nitekim bugün de Türkiye zor günler geçiriyor. Türkiye demokrasisini kaybetmekle karşı karşıya. Türkiye, Cumhuriyetinin tehdit altında olduğu bir süreçten geçiyor. Bu kötü durumlardan kurtulmanın yöntemi Atatürk'ün kurduğu üniter Cumhuriyeti muhafaza etmek, Türkiye'deki bütün renkleri ile kimlikleriyle herkesin kardeşliğini tesis edebilmektir; dolayısıyla burada bir Atatürk'e sarılma var” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu’na sofra cevabı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sofrayı büyütme çağrısına da cevap veren Hüseyin Baş şunları söyledi: “Biz o sofraya bir katılım talebinde bulunduk ve reddedildik. Samimi olunsaydı, bu süreçler yaşanmayacaktı. Türkiye'de seçimin kazanılması istenseydi, bu süreçler yaşanmayacaktı. Biz masayı genişletelim istedik, biz seçimi kazanalım istedik ama geçmiş tarihte bunun önüne geçildi. Umarım tekrar aynı hatalar yapılmaz. Ben çağrımı hiçbir talebim olmadan yaptım. Hani bakanlıklar paylaşılıyor, hani vekil sayıları konuşuluyordu… Biz, ‘Hiçbir şey istemiyoruz, yeter ki ülkemizi güzel yarınlara kavuşturalım’ şeklinde bunu söyledik ama ertesi toplantıda bakanlık tartışmaları çıktı, kavgalar çıktı.”
“Masa düzeni, Erdoğan’ın en çok işine yarayan düzendi”
Meral Akşener’in masaya rest çekmesinin sonuçları hakkında da değerlendirme yapan Hüseyin Baş, “İYİ Parti açısından bence çok yanlış bir hamle değil, Cumhuriyet Halk Partisi açısından yanlış bir hamle. Hükümet açısından bakarsak, bence hükümetin korktuğu başına geliyor. Sayın Erdoğan'ın ‘Masadan kalk’ çağrısı vardı Sayın Akşener'e. Ben o zaman da söylemiştim, bugün de aynı noktadayım, Erdoğan o gün, ‘Masadan kalk demedi masada kal’ dedi. Masa düzeni Erdoğan’ın en çok işine yarayan düzendi çünkü Türkiye'yi ikiye bölmüş ve ‘Ya oraya oy verilecek ya buraya oy verilecek’ şeklinde blok halde insanları yönlendiren bir sistem vardı. Erdoğan'ın en korktuğu şey başına geldi, masanın haricinde yeni alternatifler artık oluşmaya başladı” dedi.